Apa Yuğlamış'ın oğlu Tonyukuk'a öğüdü

Tonyukuk, babasının elinde taşıdığı,
Su testisini içmek için aldı sanmıştı.
Apa Yuğlamış denize girip üşüdüğü,
Bir zamanda dalgalara doğru uzanmıştı.

Deniz suyu kumu çakılı oynatır iken,
Suyun dibi dupduru berrak görünüyordu.
Babası testiyi alıp denize dökerken,
Tonyukuk aman baba yapma bunu diyordu.

Apa Yuğlamış denize girip elindeki,
Tatlı su bulunan testiyi denize döktü.
Bak oğul nasıl ırmak gibi şu denizdeki,
Su denize lıkır lıkır ırmak gibi aktı.

Gel oğul uslu akıllı oğlum gel çekinme,
Deyip denizden doldurduğu suyu iç dedi.
Tonyukuk suyu içip tükürüp geçti emme,
Apa Yuğlamış'a bu su çok tuzlu geç dedi.

Deniz kıyısından çekilen Apa Yuğlamış,
Elini oğlunun omzuna koyarak baktı.
Koca denize akan ırmak gibi çağlamış,
Sonra gözlerini onun gözlerine dikti.

İşte oğlum Türk tatlı su Çin tuzlu sudur,
Biz ırmağız, onlar deniz göl bize bakıyor.
Doğruyu araştırırsan işin özü budur,
Soy ırmağı Hunlardan beri Çin'e akıyor.

Türkler Tabgaç olup Çinlileşiyor burada,
Ama tatlı su deniz suyunda yok oluyor.
Türkler tatlı su gibi tok oluyor arada,
Zamanla Çinli olup Çin yurdunda kalıyor.

On çağdır onbinlerce Türk boyu geldi buraya,
Hangisi Türk olarak kaldı? Hiç bir Türk yoktu.
Orda Çin'in güzel kızları girdi araya,
Çünkü Türk tatlı su azdı Çin tuzlu su çoktu.

Şimdi söyle döktüğüm tatlı suyu yeniden,
Denizden toplasan testiye dolmaz dikkat et.
Çine güven olmaz karşına çıkar aniden,
Oğul sen var yaTürk soyunu buradan al git.

Bir milyonluk Türk burada, elli milyon olan,
Çinli arasında eriyip gider yok olur.
İyi işit Türklüğünü unutma Türk kalan,
İnsanlar ayakta tutacak yiğidi bulur.

Budun bilinci ile Göktürklerin birliği,
Sağlanıp Türkler Ötüken'i baş şehir eder.
Unutma Türk'e kimse öğretemez erliği,
Göçmek isterse doğu değil batıya gider.

Türklerin bu cihanda yaşamak hakkı ile,
Töresi üzre bağlandığı bir kutu vardır.
Soyuna sahip çık soyunu bozma sen bile,
Şu dünya içinde sen Türklüğünü unutma.