o nasıl bir deniz öyle
göz kamaştıran gök ve yalaz
ve yaklaşan güz.
elleri nasır sürgün düşlerin
ve yorgun yüreklerde bir dolu sır.
deniz üşürken uzaklarda
yaşamak yeniden
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Şiir, bizimle hayat arasında bir bağ kurduğu vakit, bizim için var olmaya başlıyor. O, bazen bize beklemedik bir anda, bir sırrın anahtarını veriyor. Onu okuduktan sonra dünyaya ve insanlara başka bir gözle bakmaya başlıyoruz.
Mehmet Kaplan / Şiir tahlilleri 2
Okuyucuların bilinçaltlarında bir ortak payda oluşturabilmiş ve bizi akıp giden olaylar zinciri içinde duraksatarak duyarlılığımızı yoğunlaştırmayı başarmış dizeler
Şiirlerini daima beğenerek okuduğum Şair
sonsuzluk,hasret,hüzün ve mazi kavramlarına öyle imgeler, öyle güzel benzetmeler giydirilmiş ki tam bir şah eser çıkmış ortaya. Nurdan Hanımın diğer şiirlerine de baktım. Her biri diğerinden güzel.Şairi rakik, naif eserlerinden dolayı kutlarım.
Oldukça güzel bir anlatım söz konusu. Okuyucuyu geçmişe götüren mısralar.
Seçici kurul ve şairi kutluyorum.
AntikA
Gerçekten de “AntikA” değerinde bir şiir.
Antik kelimesindeki son A’yı büyük yazmamın sebebi de “A sınıfı” bir şiir olduğunun ifadesi.
Nasıl olsa herkes kendince değişik imgeler kullanıyor. Bizden de şeklî bir imge yer alsın.
*
Sona doğru yaklaşmanın ayak sesleri, bir sis perdesinin kapısını aralamaya başlamış.
Her şeye rağmen göğün berraklığını, her şeye rağmen güneşin aydınlığını ve teni yalayan sıcağını görebilen bir vakte dair algılamalar.
Aslında yaşamanın vakti mi olur, dedirten cinsen bir duygu.
Her vaktin, kendine has dem’i var. Mevsimlerin de en olgunu, en demlenmişi sonbahar.
Bolluk mevsimi. Bereket mevsimi. Sükûnet mevsimi...
Her şeyi gönlünce yaşama mevsimi…
Eller nasırlaşmışsa nasırdan öte yol mu var?
Yürekler sırlarla dolmuşsa, daha öte sır mı olur?
Denizin üşüdüğünü görebilmek, yüreklerin derinlerinde saklı kalmış ateşi de üşütecek değil ya…
Çaresi bir delilik belki, bu mevsimde deli dolu yaşamak… Varsın olsun, delice bile olsa o aşk közünü, yaşama közünü, arzu közünü bir kez daha üfleyerek tutuşturmak…
Üşüyen deniz kıyısında korlaştırmak…
Trenin düdüğünü duyuyorsa kulaklar,
Dünü getirip gözler önüne seriyorsa uzaklar…
Akla ziyan çılgınlıkların hepsini değil, heveskâr bir gülüşe sığınıp birini bile yeniden hayal edip yaşamak…
“Ey hayat ne güzelsin!” dedirten gönül sesi…
Nefes aldıkça ümit tükenir mi?
Kış uykusuna yatsa da, derûnundaki kızıl kor ateşiyle hayat…
Gelecek bahara güç olmaya, kudret bulmayadır, böylesi bir teneffüslük istirahat.
Hangi aşk tapınağı yıkılmış, şimdiye kadar?
Hiç ummadık bir zamanda gelir, meczubu duaya…
Boş görünse de sokaklar, sahipsiz görünse de tapınaklar, unutulmuş bilinse de yitik sanılan ölümsüz aşklar…
İlla ki gelir bulur, kendi gibi olanlar.
İlla ki gelir bulur, yaşamın arsız çılgınlığıyla dolanlar.
*
Güzel bir ser-best çalışma.
Anlamlı.
Sanki eylülün serinliği çökmüş dizelere.
Biraz ümitsizlik rüzgârları esse de, bir tebessüme hayır diyemeyecek bir yürek sesi yankılanıyor antik kentte.
“ANTİK ŞİİR” şiiriyle “GÜNÜ ŞAİRİ” seçilen Nurdan Hanımı öğretmenimi kutluyorum.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Sağlıcakla…
Hikmet Çiftçi
25 Haziran 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
yaşamak yeniden /(gün-be gün)/
bir deli arsızlıkla./
koşmak, tutunmak bir (yabancı) gülüşe/
tutunmak ümitsizce./
ve batık bir kayık gibi/
yaşamak yeniden/
bir deli umarsızlıkla./
yıkılmış tapınaklar.(gibi)/
yaşamak yeniden/
(gün-be gün)/
_______________________
GÜNÜN ŞİİRİ seçilişi hasebiyle, Nurdan Hanım'ı kutlar,
Seçici kurul'a teşekkür ederiz.
Ne kadar güzel bir anlatımınız var, ne kadar güçlü betimlemeler, ne kadar güzel yazmışsınız...
Çok sevdim bu şiirini,
kutluyorum kalemini sevgili Nurdan.
geçmiş, metruk düşlerin salıncağını koparttıkça
içimizdeki yarına bir köprüdür cesur saltanatlar
tebrikler...
Saygı ile..Söylencedir; derler ki filozof Socrates, koltuğundaki bir yük kitapla okuluna gidiyormuş. Görenler demişler ki: 'Yahu bu adam daha ne zaman öğrenecek?!' Ben de hergün şiirin bir yüzüyle tanışıyorum. İddiamdır; uyak, ölçü, biçim yaratmayı dizginler. Serbest yazmada ise sadece melodiyi mayalama zorluğu olabilir. Şöyle geçerken şairler kahvesine bir bakındım; gördüm ki şairimiz Nurdan ÜNSAL, 'üçü bir yerde' formülünü yakalamış; kutluyorum..
1) Deniz üşürken uzaklarda,
. . . . .
'' bir deli umarsızlıkla.
2) Tren . . . . .
'' Nasıl alır getirir uzakları?!
3) Koşmak, tutunmak bir gülüşe.
4) Türlü türlü öyküdür gölgeler.
5) Antik bir şehirdir artık geçmiş;
'' Kirli sokakları bomboş.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
antik bir şehirdir artık geçmiş
kirli sokakları bomboş
düşmanlıklar, yitik dostlar, aşklar
ve yıkılmış tapınaklar.
***
geçmiş,acıya uğramadan geçmezmiş...
Kutluyorum ,çok güzel yine,Sevgilerle...
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta