o nasıl bir deniz öyle
göz kamaştıran gök ve yalaz
ve yaklaşan güz.
elleri nasır sürgün düşlerin
ve yorgun yüreklerde bir dolu sır.
deniz üşürken uzaklarda
yaşamak yeniden
bir deli umarsızlıkla.
tren nasıl da acı öter
nasıl alır getirir uzakları
uzaklar ki özlem, yosun, duman
çılgınlıklar gelir akla ziyan
rüzgara yaslanıp açıp pupa yelken
bir kitabın önsözü gibi hevesle
koşmak, tutunmak bir gülüşe
tutunmak ümitsizce.
derken kış,
soğuk geceler uzar artık
uzar koyu karanlık
türlü türlü öyküdür gölgeler
kervanlar korku endişe yüklü
yorgun küflü serinlik
ve batık bir kayık gibi
sokulduğumuz derin sessizlik.
antik bir şehirdir artık geçmiş
kirli sokakları bomboş
düşmanlıklar, yitik dostlar, aşklar
ve yıkılmış tapınaklar.
deniz üşürken uzaklarda
yaşamak yeniden
bir deli arsızlıkla.
28.09.2007
Nurdan ÜnsalKayıt Tarihi : 24.5.2008 17:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurdan Ünsal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/24/antik-siir.jpg)
Mehmet Kaplan / Şiir tahlilleri 2
Okuyucuların bilinçaltlarında bir ortak payda oluşturabilmiş ve bizi akıp giden olaylar zinciri içinde duraksatarak duyarlılığımızı yoğunlaştırmayı başarmış dizeler
Şiirlerini daima beğenerek okuduğum Şair
Seçici kurul ve şairi kutluyorum.
Gerçekten de “AntikA” değerinde bir şiir.
Antik kelimesindeki son A’yı büyük yazmamın sebebi de “A sınıfı” bir şiir olduğunun ifadesi.
Nasıl olsa herkes kendince değişik imgeler kullanıyor. Bizden de şeklî bir imge yer alsın.
*
Sona doğru yaklaşmanın ayak sesleri, bir sis perdesinin kapısını aralamaya başlamış.
Her şeye rağmen göğün berraklığını, her şeye rağmen güneşin aydınlığını ve teni yalayan sıcağını görebilen bir vakte dair algılamalar.
Aslında yaşamanın vakti mi olur, dedirten cinsen bir duygu.
Her vaktin, kendine has dem’i var. Mevsimlerin de en olgunu, en demlenmişi sonbahar.
Bolluk mevsimi. Bereket mevsimi. Sükûnet mevsimi...
Her şeyi gönlünce yaşama mevsimi…
Eller nasırlaşmışsa nasırdan öte yol mu var?
Yürekler sırlarla dolmuşsa, daha öte sır mı olur?
Denizin üşüdüğünü görebilmek, yüreklerin derinlerinde saklı kalmış ateşi de üşütecek değil ya…
Çaresi bir delilik belki, bu mevsimde deli dolu yaşamak… Varsın olsun, delice bile olsa o aşk közünü, yaşama közünü, arzu közünü bir kez daha üfleyerek tutuşturmak…
Üşüyen deniz kıyısında korlaştırmak…
Trenin düdüğünü duyuyorsa kulaklar,
Dünü getirip gözler önüne seriyorsa uzaklar…
Akla ziyan çılgınlıkların hepsini değil, heveskâr bir gülüşe sığınıp birini bile yeniden hayal edip yaşamak…
“Ey hayat ne güzelsin!” dedirten gönül sesi…
Nefes aldıkça ümit tükenir mi?
Kış uykusuna yatsa da, derûnundaki kızıl kor ateşiyle hayat…
Gelecek bahara güç olmaya, kudret bulmayadır, böylesi bir teneffüslük istirahat.
Hangi aşk tapınağı yıkılmış, şimdiye kadar?
Hiç ummadık bir zamanda gelir, meczubu duaya…
Boş görünse de sokaklar, sahipsiz görünse de tapınaklar, unutulmuş bilinse de yitik sanılan ölümsüz aşklar…
İlla ki gelir bulur, kendi gibi olanlar.
İlla ki gelir bulur, yaşamın arsız çılgınlığıyla dolanlar.
*
Güzel bir ser-best çalışma.
Anlamlı.
Sanki eylülün serinliği çökmüş dizelere.
Biraz ümitsizlik rüzgârları esse de, bir tebessüme hayır diyemeyecek bir yürek sesi yankılanıyor antik kentte.
“ANTİK ŞİİR” şiiriyle “GÜNÜ ŞAİRİ” seçilen Nurdan Hanımı öğretmenimi kutluyorum.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Sağlıcakla…
Hikmet Çiftçi
25 Haziran 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
bir deli arsızlıkla./
koşmak, tutunmak bir (yabancı) gülüşe/
tutunmak ümitsizce./
ve batık bir kayık gibi/
yaşamak yeniden/
bir deli umarsızlıkla./
yıkılmış tapınaklar.(gibi)/
yaşamak yeniden/
(gün-be gün)/
_______________________
GÜNÜN ŞİİRİ seçilişi hasebiyle, Nurdan Hanım'ı kutlar,
Seçici kurul'a teşekkür ederiz.
TÜM YORUMLAR (40)