Ağılın önünde sigara içiyordu müze bekçisi.
Otluyordu koyunlar mermer kalıntıların arasında.
Daha ötede çamaşır yıkıyordu kadınlar ırmağın aşağısında.
Demirci dükkanından çekiç vuruşları duyulabilirdi.
Islık çaldı çoban. Mermer kalıntılar koşarmış gibi koştu koyunlar O'na doğru.
Suyun kalın ensesi parladı zakkumların ötesindeki serinlikle. Bir kadın yaydı
Yıkanmış çamaşırlarını çalıların ve heykellerin üstüne –
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta