Antalya Beldibi Şiiri - İsmet Arslan

Maçka’dan Taşkışla’ya
Yaya giderim yaya
Beşinci buluşmada
Toplandık Antalya’ya

Dağlar sahile inmiş
Deniz çamla bezenmiş
Güzelliklerin tümü
Buralara toplanmış

Çamlı Çeşme çınarı
Gördük Ulu Pınarı
Akarsu kenarında
Çıktık yokuş yukarı

Bir öğle yemek vakti
Bin yıllık çınar altı
Billur sular akarken
Gönlümüz şaha kalktı

Rus ve Alman Beltur’da
Biz kırk kişi tam hurda
Rafting yapacak gibi
Mavileştik yağmurda

Sağnak yağmur sonrası
Nefis bir köy sofrası
Köprülü Kanyon yolu
Şişmanların cefası

Üstü hep delik deşik
Kıyafeti gündelik
Yarı çıplak bayana
Örtü örttük üstelik

O şaşırıp kalınca
Eşi geldi usulca
Arabaları varmış
“Mersi” dedi kibarca

Bir ileri bir geri
Eşekli sohbetleri
Başımıza çıkardık
Hümanist fikirleri

Yemek üstü kahvesi
Cezmi’nin efsanesi
Kırkıncı evliliğin
Yıl dönümü namesi

Üç günde fetheyledik
Çıktık yukarı indik
Manavgat’ı, Side’yi
Gezerekten dinlendik

Çok kimse geldi geçti
Herkes makul yol seçti
Bakoğlu sigarayı
Bizim için de içti

Bize şimdi katılan
Karyoladan atılan
Mısırlı Mehmet Bey’den
Bir hoş sedadır kalan

Beleş bal yemeleri
Mehmet’in demeleri
Çetin Kavur ve Eşi
Yordu kerimeleri

Onlara şükran borcu
Gönülden burcu burcu
Bir demet çiçek sunsak
Gezimizin sonucu

Seçkin Nazlı canları
Sarsın heyecanları
Güzün KAPADOKYA’da
Tekrar buluşanları