Hiç düşünmemiştim,
Mavi gecelerin biteceğini bu kentte...
Parkında dizdize oturur,
Sokaklarında kolkola gezerdi insanlar…
Dökmezdi bu mevsimde
Defne ağacı yapraklarını.
Asi nehri
Sanki öper gibi akardı
Amik ovalarını.
Gömülüp karanlığına,
Bu kente küsmezdi güneş...
Rüzgâr eserdi bu mevsim.
İyot kokusunu sindirirdi tenlerimize.
Bakıp bakıp hayıflanmazdık;
Masalarda kadeh tutan ellerimize.
Bu kadar ümitsiz
Bu kadar karamsar değildi insanlar…
Sabah neşeyle giderlerdi işlerine.
Akşam hasretle dönerlerdi;
Tarihin konuştuğu o dar sokaklardan
Yokuş yukarı evlerine.
Sokaklar dedim…
Ayak izlerimin kaldığı,
Milyonlarca kez çiğnediğim o parke taşlarında.
Bir karanlıklar kuyusu var şimdi.
Sana gelemiyor ayaklarım.
İdam sehpaları kurulmuş sanki
Her köşe başlarında.
Bilirsin ama;
Basit bir şairim ben! ..
Şıpsevdiyim,
şaşıyım,
miyobum.
Yokluğunda ben her şeyim…
Bir taş parçası kadar
Hiçim.
Onun için…
Unut beni deli kız.
Duymamış ol hiç seni sevdiğimi.
Ve al git artık…
Bir çınar gibi,
Derinden derine içime kök salan,
O öldüren bakışlarını.
Unut beni deli kız unut…
Gül geç sevdalı hallerime
Adımı artık anma olan olsun
Ve siliver gitsin bir çırpıda yaşantından.
Dudaklarında ıslaklığı kalmayan
Bir yudum şarap gibi.
*(Gurbet Eli/Günce Yayınları/Aralık 2022/76 sayfa)
Cumali KarataşKayıt Tarihi : 10.8.2015 00:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selâm seksenli yıllar... Yağmurlu, defne ve iyot kokulu günler.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!