Karanlık bir gece, Ay bulutlar ardında,
Yıldızları hiç sorma, onlarda firarda.
Bu gece yine operasyon var Anne.
Besmele ile giyindim senin söylediğin gibi
Yüreğimdeki korkumu heyecan mı?
Onu da bilemedim.
Bin beş yüz yiğit, dizildik sıra sıra
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ellerinize, yüreğinize sağlık.
İnşallah kanı yerde kalmayacak şehitlerimizin.
Selamlarımla.
Dayandık sırt sırta, sorguladık kendimizi
Bu şehitlerin hesabını kim nasıl vermeli
Şehitlerimizin mekanı cennettir... Uğrunda ölündüğü için bu topraklar vatandır... Bunu anlamayanlar o hesabı verecek... Duyarlı yüreğine selam olsun gardaşım...
mekanı cennet olsun..
okuyucuyu hüzünlü diyarlara götürüyor.. yüreğinize sağlık..
Tüylerim diken diken okudum.Can yüreğe tebrikler olsun.Şühdamıza rahmet dileğimle. Bu yemin yediden yetmişe bütün Türk Milleti'nindir.
FEDADIR BU VATANA CANIMIZ ,
HELAL OLSUN AKSADA KANIMIZ,
YETER Kİ GÖKLERDE DALGALANSIN,
AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZ. ıspartalı zeki çelik.
duyarlı yüreğinizi kutlarım vatan uğruna ölen şehitlerimizin ruhları şadolsun mekanı cennet olsun
sevgiler selamlar mutlu yıllar tüm dostlara..
Az ötede iki çınar yatıyordu.
Atıldık dört arkadaş Ya Allah Bismillah dedik
Dizlerimizi kırarak eğilerek, gittik iki çınarın yanına
Yüzlerini kendimize çevirince aldık derin bir nefes
Oh çok şükür yaşıyorlar komutanım, yalnız her ikisi de yaralı
Çok geçmeden içimize kor ateş düştü,
Gözümde biriken yaş yanağıma süzüldü.
İlk çatışmada verilmişti tek şehit.
Bir tek kelime bile edemedim
Silahıma sıkı sıkıya sarıldım.
Cebimden çıkarttığım sigara paketini
Uzattım yanımdaki Mehmet ile Aliye
Dayandık sırt sırta, sorguladık kendimizi
Bu şehitlerin hesabını kim nasıl vermeli
Şu gök kubbenin altında yatan
Şahadet şerbetini içen, Ey şehidim üzülme,
Sana Yemin Olsun. Allah Şahidimiz olsun.
Kanın yerde kalmayacak.
Son nefer kalana kadar bu sancak
Elimizden düşmeyecek.
Yattığın yerde sen rahat Uyu................................çok duygulandım bukadar güzel yazılamazdı yüreginize gönlünüze ruhunuza saglık gönülden teşekür ederim
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta