Dolu ve boş. Hayatta her şeyin bir dolusu bir de boşu vardır. Bardağın, kovanın, tencerenin, belki insanın, belki de kelimelerin...
Bu yazımda suyla dolan bardaktan, yemekle dolu tencereden bahsetmek niyetinde değilim.
Ben bu yazımda adı konulan, fakat içi doldurulamayan kavramlardan bahsetmek istiyorum. Bu durum en tehlikeli boşluk diye düşünüyorum. Çünkü, bu boşluğu çabucak doldurmak isteyen zararlı sayısı, oldukça fazla.
İşte; içi yıllardır doldurulamayan kavramlardan birisi de okumak, yeterince okumuyor ve de yeterince anlamıyor ve düşünmüyoruz?
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!