Gün yeni bir gün doğurmak üzre
Boynu bükük bakıyor insanlar yıldızlara
Ve çıplak ayaklarında çorak toprak izleri
Saçlarında okyanus koksu
Alınlarında şarkın izbesi
Kör bir yılanın zehri
Gözlerden akan kanlı yaşlarda
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
insan, taş attığı kuyudan ses gelsin istiyor. kuyudaki, aşağı düşen taşın bir işaret olduğuna inanmak istiyor.
“bazen tek çare bir hikâyeye inanmaktır.”
hayır, her zaman tek çare bir hikâyeye inanmaktır.
hikâyeyi dilinizin üstünde gezindirmek, tadı kaçtığında yutkunmayı bilmek, bildiğinizi unutmak üzerine romantik inançlar beslemek.
parmaklarınızın arasında dolaştırdığınız bıçak gibi, her zaman bir yerlerinize saplanma olasılığıyla (hikâyeyi hikâye yapan bu olasılıktır) ve zamanı öldürecek kadar akıl dışı bir devinimle.
zamanı öldürme illüzyonuna sıkı sarılın. çünkü gerçek olan şu ki aslında zaman bizi öldürüyor.
bir hayatınızın olması için bir hikâyeniz olmalı.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta