Seni sevmeye içimde tohum ekildi.
İçime eken Rabi'me inandım,
Sana bakmaya hüküm giydim.
Müebbeti duyunca, sevindim anne...
Cennet kapısına kilitler vurulmuş,
Anne mührüyle açılır duyulmuş
Böylece değeri ikramda konulmuş,
Senin rızan cennetlik olmuş anne...
Anne deyince gözüm ıslanırdı.
Devam edince dilim yavaşlardı,
Nedeni arayınca, analık denildi.
Senin yokluğuna, nasıl dayanırım anne...
Onun yokluğunda yalnız kaldım.
Örselendim diye, zayıf düştüm.
Hatırlayınca gülmeyi unuttum.
İçim yanınca dışıma vurdu.
Saklanmam için bir neden yok anne...
Damla damla sevgim büyüdü;
Göl gibi birikir oldu.
Filiz gibi çiçek açtı,
Senin yokluğunda, nasıl sebat ederim anne...
Üzülmemle sevgim tutuştu.
Göl suyu imdadıma koştu,
Fazla yanınca, çekilir oldu.
Zamanla söner diye telkinde bulundu.
Senin yokluğunda, nasıl alışırım anne...
Meşale gibi yüreğim yandı.
Işık saçar diye simgesine büründüm.
Ağlamamak için kendime ahdettim,
Ağlayınca ahdimi bozdum.
Senin yokluğunda keyfim kalır mı? anne
Şiir: İbrahim Hazini(21 haziran 07)
Kayıt Tarihi : 21.4.2009 13:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir anne öldükten sonra hayatta ki var olan bereketler azar azar azaldığını his edilmeye başlanır ve onun yokluğunda büyük bir boşluk oluşup doldurulmaz hale gelir. Bir anne, anne olduktan sonra bereketler yavaş yavaş artmaya başlanır ve onun varlığında oluşan buşluk azar azar dolduğunu his edilir.
TÜM YORUMLAR (1)