Bir damla gözyaşıdır hüzünden miras kalan. Bazen de mutluluktur kirpiklerin ucundan düşen damlanın sebebi. Bazen özlem, bazen sitemle düşer yanaklarımıza. Sebebi ne olursa olsun duygunun öz suyudur gözyaşı.
Bebekte farklı, çocukta farklı, kadında ve erkekte daha farklıdır. Ama anaların gözünden bambaşka süzülür yanaklara. Sımsıcaktır ananın gözyaşları.Yüreğinin yangınlarında kaynamıştır. Yeraltı suları gibi temizdir, saftır. Ananın kırık kalbinin çatlaklarından süzülerek gelir göz pınarlarına. Yüreğinin çatlaklarından fışkırırken önce acıların süzgecinden geçer, sonra merhamet havuzunda dinlenir. Şefkat yatağından akıp gelirken cefa kayalıklarını aşındırır. Vefa çağlayanından dökülerek, sevgi vadisinde yoluna devam eder. Annenin gözleri umuttur. Umutla damlar, yılların çilesini çizgilerinde saklayan yanaklara.
Bu yüzden susar anne ağlayınca cümle alem. Ananın gözyaşını görünce utanır tüm gözyaşları ve çekilir kaynağına. Kıskanır çağlayanlar öyle coşkun çağlayamadıkları içinç Irmaklar imrenir bir damlası da benim bağrımdan akıp gitse diye. Hasretle bekleye dursun denizler, toprak kurur, kavrulur özleminden. Rüzgar daha bir narin eser ananın yanaklarında gözyaşını öperken. Dağlar dayanamaz ananın ağıdına da bir kara duman çöküverir doruklarına. Bulutlar nem kapmak için yarışır gökte birbiriyle.
Ah! Ana bu, verir mi evladı dururken başkasına? Düşürür, ya bağrına bastığı yavrunun saçlarına, yada cennette O'nu bekleyen kuzusunun toprağına.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,