Çocukluğumda yaşadıklarım aklıma geldik çe,kimi zaman güler,kimizamanda ağlarım.Geçenlerde Halamın küçük kızı Ülkü Sultan tepe den,Pendik; e taşınırken yüklü kamyonun üstünde minicik köpeğine sarılıp
gözlerinden akan yaşları dilinle yaladığını hiç unutamam dedi.Ama Pendik,
teki ev sahibimizin karısı Fikriye teyze daha köpeği görür görmez kendileri sığdı itleri kusur kaldı demez mi? Bir gün okuldan geldimki köpeğim kaybolmuş tabiki attılar ama çok ağlamıştım.babam hergün zembil dediği alet çantasıyla iş bulmaya gidiyor ama her seferinde de eli boş dönüyordu,
Tabi ay dediğin ne ki hemen geliveriyor du kirada birikmiş ti,Fikriye teyze gelirnusaybindeyken aldığımız ipek duvar ve sedir halımızı bu çok güzel,bunu
kiraya sayayım der alır giderdi,yerdeki bünyan halısıda nasibini aldığın dan yer boş kalmasın diye ince bir kilim almıştı babam.Hatta balkonuna koymak için kardeşimle benim yattığımız divanı bile almıştı kira karşılığı yer yatağında
beton çekmişti hasta oldum diye babam portakal sandıklarından sedir yapmıştı, Birgün komşumuz Gülser teyze geldi Babama bak Mahmut Abi bu
böyle olmaz,sat ver nereye kadar? B en Tarım Korumada Çalışıyorum kadın
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu dokunaklı hikayeyi okuyunca ,aklıma şu geldi;her zaman yaşanılan hayattan daha kötüsü başka biryerlde birileri tafınan yaşanıyor mutlaka.O sebeple hep halimize şükür vardır örflerimizde...
Bu gönülden paylaşımına teşekkürler.
Saygılarımla.
Sevgili Müniş
Ben senin en çok yüreğini seviyorum. Öylesine duru ve temizki...
Anılarını kaleme alıp yazman, şiir yazman, sendeki üreticiliği gösteriyor. Yazma aşkını gösteriyor.. Ve doğallığınla yazıyorsun yazdıklarını....
Okuduğum anı içimi sızlattı. Küçük çocuk ruhuyla bayramlık bile istememişsin... babanın parası olsun istemişsin.. ve bak neler olmuş..
Sen hep var emi...
Kutlarım
Yüreğinden öpüyorum
Sevgimle
(Fotoğrafına baktım. Siyah-beyaz zamanın güzelliğindesin... Nerde o günler)
Anacığım yine maziden bir anıya daha götürdün beni...teşekkür ediyorum...yüreğin dert görmesin.
sevgimle..
İnsanın yaşamında unutamadığı o kadar çok anılar var ki...
sen cesaret edip döküyorsun sanırım bizde o cesaret yok...
gizli gizli yazmak adetimiz olmuş
belki bir gün bize de cesaret gelir ablacığım
sevgiyle
Müniş anam, yokluğu ve yoksulluğu çeken bilir.Ben de memur çocuğuydum.Kıt kanaat bir hayat hatırlarım hep.Senede bir bayramlık alınır ve bayramdan sonra o hemen kaldırılır.Kurban Bayramındada giyilmek üzere.
Ve benimle yaşıt komşumuzun kızının bir bebeği vardı.Mavi örgüden tulumu, başlığı ve patikleri vardı.Yumuşacık bir bebekti.Emziğini ağzından çıkardığında ağlıyordu.Sapsarı, upuzundu saçları.Bebeğin adı Ebru idi.Çocukluk işte sırf o bebekle oynamak için onlara giderdim.Ama her seferinde oynatmazdı beni.Sadece karşısına geçer seyrederdim.Ve benim öyle bebeğim hiç olmadı.Ve onun içindir ki maviye ve oyuncak bebeklere olan hayranlığım.
Offff Müniş anam ya, nerelere götürdün beni.
Seni seviyorum.
bu yaziyi okurken yillar öncesine gittim ayyüzlüm,ablalarimda öyle diyorlar bizde yokluk cekmisiz fakat ben hatirlamiyorum her bayram yeni elbiselerimiz olurdu, neden avrupalara gittik onuda bilmiyorum hala,yüregine saglik paylasimin icin tesekkürler.ayten
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta