Her sabah uyanır annem erkenden
Bakar pencerenin kenarından
Ellerinden uçup giden
Hiç gelmeyecek kızını bekler.
Gözlerinde bir damla yaşla
Boğazında bir kısık çığlıkla
Ellerinde terden renkleri solmuş
Kızının fotoğrafıyla.
Bu sabah yine
Annemi aradı gözlerim pencerede
Ama göremedim
Yatağına, başucuna gittim.
Renklerinde acı ve sevgi ile iç içe geçmiş
Bir gül kondurdum al yanaklarına.
Göğsünün üzerinde yine
Kızının fotoğrafı,
Sıkı sıkıya tutuyordu.
Gözleri kızarmıştı.
Belliydi.
Gece ağlamıştı.
Sonra…
Uyanıp gözlerime baktı.
Sanki yüreğimi söküp aldı.
Ve
“Yine mi kızıma kavuşamadım” dedi.
Ağladım, ağladım, ağladım.
Sonra dedi ki:
“Oğlum,
Bir anne için evlatları dalları gibidir.
Her bir dal büyür çiçek açar,
Meyve verir.
Bu annenin onurudur.
Çünkü kökleriyle topraktan
İki damla can suyu söküp
Dallarına ulaştırır.
Anne dalları için yaşar.
Dalları kırılınca anne,
Meyvesiz kalır.
Çürür.
Sonra da
Ölür.
Benim bir dalım kırıldı”
“Oğlum,
Evlatlarımı her sabah
Sevgiyle uyandırırdım.
Sevgimle besleyip okula yollardım.
Ama o sabah,
Uyandıramadım, uyanmadı.
Avucuma sararmış yaprak gibi düştü.”
Ellerini tuttum annemin.
Öptüm, başıma koydum.
Çekti elini.
Kızdı.
“Öpme ellerimi! ” dedi.
“Bu eller,
Kızımı saramayan eller.
Bu eller,
Daha on yedisinde
Kızımı kara toprağa koyan eller.”
Bir sabah yine,
Erkenden annemi
Pencerenin kenarında buldum.
Yerdeydi kızının fotoğrafı.
Elleri yandaydı.
Gözleri uzaktaydı.
Erkek kardeşim ağlıyordu.
Kız kardeşim ağlıyordu.
Ben ağlıyordum.
İki söz yükseldi ciğerlerimden
“Kızına kavuştu”
Yusuf PekolKayıt Tarihi : 7.2.2007 22:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Annem 30.10.2006 tarihinde her sabah uyandırdığı kızını uyandıramadı kızı gece canına kıymıştı.

TÜM YORUMLAR (2)