Annemee Şiiri - Enes Furkan Alikaya

Enes Furkan Alikaya
64

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Annemee

Çok ıssız kaldım bu şehrin sokaklarında. Bir bekleyenimin olmadığı da oldu bir selam vermeyenim de. Unuttum ayrılığın acısını bir seher vakti. Kaygılarımın arasında harcadım ömrümün üçte ikisini. Meçhul hep bir yara bırakır kalplerde, gidenler dönmez sevda limanına ve sokakların tavanı yoktur seven kalpleri koruma adına. Sinir harplerinden çıktığım bilmem kaç yüzüncü gecede devirdim yine gözlerimi yatağın baş ucunda duran eski fotoğraflara. Bolca küfür ve metafor eşliğinde ruhum çekildi ayak uçlarımın iman tahtama doğru. Ölmedim fakat tek bir gün bile yaşamadım şu merhametsiz dünyada. Geçmişi yad ettim hep, acılarımla beslendim, onlarla büyüdüm, onlara boyun eğdim bu yaşıma değin. Kimsesiz kaldığım da oldu ama hiçbir şey kendimsiz kalmak gibi değildi. Kendim de olamadım bazı bazı, bilemedim adım ne yaşım ne. Şimdi sık sık ürperiyorum ve yılıyorum bazen yaşamak zorunda kaldığımız ömrün baharında. Yaşamı zıt uçlar arasında tutamıyorum, gelsem olmuyor gitsem olmuyor alın yazısı. Öyle bir seher vakti ki güneş çoktan doğup batmış da bir ben kaçırmışım gelip geçen treni. Hüzün kopçalanmış gençliğime yalnızlığımdan arta kalan. Bir elem içinde bin nasihata kafa tutuyorum yaşım henüz 27 ama sorun olursa 58 diyin.

Kederi iliklerime kadar gördüm, çok sıkı iki dosttuk biz onunla. Ne zaman bir mutluluk esintisi görsem hayatımda hep baş verirdi kalp kapakçığımdan beynime doğru. Ne zaman hayal kursam canlanırdı yanı başımda.

Annemi anıyorum sık sık ve anımsıyorum morg odasını. Kalp masajından kırılan kaburgalarının yarattığı morarıklığı, seslensem uyanacak gibi duran halini, yüzünün nurunu. Ama seslendim ve duymadı. Feryat ettim hastanede, her santimetrekaresi inledi koridorların yasıma. Bir tek annem duymadı bir tek o uyanmadı. Kalbimin kapakçıları cereyanda kaldı anne, senin yanına kimseyi koyamadım. Uyansan şimdi seni yatırdıkları o soğuk morga, inletsen bütün hastaneyi oğlum diye bağırsan. Bugün 58 yaşındasın anne, her zamankinden çok daha gençsin, gıyabında 8.mumu diktim kalbime sonsuza dek yanacak, anne beni senden başka kim anlayacak? Mezarlarının üzerinde açan papatyalar gibi beyaz tenine bin canım feda olsun. her ezan sesine adını sıkıştırdım. Her ayetin içine adını fısıldadım ki dualarım arşa çıksın. Duysun rabbim bu cihanda kalbimin ayazda kalışını. Sen yoksun beni eller ne yapsın ? bin derdim var derdim bu derde düşmeden önce, hepsinin toplamı senin yokluğunun zerresi etmezmiş bunu da sen öldükten sonra öğrendim. Kalk gel demiyorum sana ama n’olur kalk gel hayatıma tekrar. Mesai sonu yaktığım her sigara, içtiğim her kahve, okuduğum her kitap ve dinlediğim her müzikte senin tonun var. Anne şefkatine özlem ve kelimelere sığamayacak kadar hüzün var bugün kentimin sokaklarında.

Acıya çalan bir mektup bıraktım bugün kendimde arta kalan. Bana verilen bu hayatı hiç doyasıya yaşayamadım. Hep bir şeyler engeldi, bazen param yoktu bazen anam. Annemin ölümünün üzerine çok ölü haberi aldım ama hiçbirine irkilmedim annemin yarısı içilmiş paketini mutfakta gördüğüm kadar. 8 sene değil 80 sene gibi geliyor bu acı bana ve artık hep devamını bildiğim filmleri izliyor devamını bildiğim müzikleri dinliyorum.

Ayrılık mı dersin usta? Kitabını yazdım.

Yaşama sevinci adına bir tutamağı kalmamıştı Şükrü Erbaşın. O Ömür Hanımı kaybetmişti nihayetinde, ben de yerine kimseyi koyamadığım annemi. Saatler eskitmeye çalıştı acımı ama hep diri tuttum. Dünüme baktım yazdım, yarına baktım yazdım, bugüne baktım… baktım ve ağladım. İnsanların sağlam dayanakları vardı hayatı üzerlerine inşa ettikleri. Benim derme çatma bir evim vardı, annemin gidişiyle yerle bir olan bir de arkasından akıttığım oluk oluk göz yaşlarım. Yalnızlıklar ülkesinin güzide vatandaşıdır unvanım şimdi, yanıma yaklaşan herkesi kor alevlerde yakar geçerim. Sığmam denizlere bilvesile taşarım. Kalıplara girecek takattim ve karakterim yoktur. Kırın kalemimi hâkim bey, bundan gayrı yaşamaya hevesim yok. Ölüm korkutsa da beni, müjdelenmiş bir çağrıdır sevdiklerime kavuşmak için. Saysak şimdi kimin kalbi ağır basar? Sizinki yaban ellerde yalnızca birer oyuncak.

Enes Furkan Alikaya
Kayıt Tarihi : 9.3.2024 18:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Enes Furkan Alikaya