ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam)
Doğum tarihi: 29 Ekim 1943
Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986
Neden cevap yazmadın gönderdiğim mektuba?
Bir şey mi oldu yoksa, hasta mısın acaba?
Geceleri gözümde uyku yok inan anne,
Seni düşünüyorum inan ki seni anne.
Göz yaşımla suladım yazarken mektubumu
Şimdi dilim kurudu gözyaşlarım da durdu.
Mazinin ötesinde durmuş beni beklersin,
Kederli yüreğime kederleri ekersin.
Nasıl bekleyeceğim bilmiyorum bir yılı
Acep anne, hasret mi kovalar bu yılları?
Yarım kalan kalbimi gittikçe yarıladın
Gül gibi benzimi de gittikçe sarıladın.
Beklerim mektubunu göndermemezlik etme
Hasta falan değilim, beni hiç merak etme.
Hep geçen günlerimi hasrete sarıyorum
Tatlı “ana” sesini şimdi de arıyorum
Bu hasret baki değil, kavuşacağız elbet
Çık gurbet kırlarına, uzun yolları seyret.
O an, de ki içinden “ Ayırdın bizi yollar”
“Bu hasret uzamadan kavuştur bizi yollar.”
“Selam götür rüzgarlar selam götür oğluma,
“Sılada ana diye çırpınan yavrucuğa.”
“ Selam götür bulutlar selam götür sılaya”
“Sesim duydukça oğlum bassın hasret yaraya”
“Bu fani dünyamda da bir yavrucuğum vardı”
“Sılada yemez içmez ana diye arardı.”
“ O’nun ne günahı var, bütün günahlar bende,”
“ Tanrım bana kuvvet ver bütün kuvvetler sende.”
“Gözü yaşlı bıraktım yavrumu Ankara’da”
“Zaten yarası vardı, bir de ben açtım yara.”
“Selam götür ey güneş, ısıt uzun yolları”
“Eritme sakın güneş, selamlı bulutları.”
Böyle dedikten sonra, in kırlardan aşağı,
Korkma, güneş eritmez selamlı bulutları.
Eğer eritirse de, yağmur olsun dökülsün
Kalpteki sızıları söküp alsın götürsün.
Kal sağlıcakla ana, yollarımız kısalır,
Gözümden akan yaşlar bir gün olur uslanır…
Muhip Erdener SOYDAN
04 Temmuz 1960 Ankara
Kayıt Tarihi : 4.12.2010 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Babamın çilesi, çok küçük yaşlarda başlamış. Henüz çocukken karlı havalarda atların çektiği kızağın altında kalmış. Dönemin ünlü doktoru Dr. Sami Ulus, babamı tedavi etmiş. Ancak, uyguladığı yanlış tedavi sonucu babam sakat kalmış. Bir de bu duruma, babamın anne ve babasının boşanması eklenince, babam hepten çileli bir hayata tek başına göğüs germiş. Babamı anneannesi büyütmüş. Anne hasretiyle hep içi yanmış. Babası da, annesi de babamı kabul etmemiş. Babam, çok içli, ince ruhlu, asil soylu bir insandı. Anne özlemini işte böyle dizelere dökmüştür. İşte bu şiirler, ondan bana miras olarak kaldı. Gözü gibi bu şiir defterlerini korur, kilit altına alır ve bizlere hiç göstermezdi. Zamanı gelince okursunuz derdi. Ruhu şad olsun. Allah, babamın mekanını cennet eylesin…
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!