Bahçeye ektiğin maydanozun kokusu
Sıra, sıra dizili Fesleğenler
Yaprakların üzerindeki nemin buğusu
Uçuşuyor her yerde
Mutlu kelebekler
Çocukluk bahçemi özlüyorum Annem
Biliyorum
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Anne özlemim depreşti :(
Ne vardı gözlerimi kapadığımda karşımda hissettiğim annemi, gözlerimi açtığımda da karşımda görsem...
Ne vardı başkaları anne derken boynum bükülmese...
Ne vardı ki, biraz daha bizimle kalsaydın da gitmeseydin be annem :(
..........................................
neden se tüm annelerin cennete gittiğini düşünürüm hep
Sevgileri, şefkatleri o kadar yüce ki..
ANNEMİN YALANLARI
Şu annemin yalanları ne güzeldi
İyiler, kötülerle;
Yiğitler, namertlerle baş ederdi;
Öleni melek
Kötüyü kötürüm
Yalancıyı taş ederdi
Favorim de
Yusufçuk kuşunun masalı
Bir de
Kibritçi Kızın hikâyesiydi
Bir yetim
Bir yoksul görmeye dursun
Gözü bulutlanırdı
Neden bilmem
Gizlese de hüznünü
Ağladığında yıkayıp
Suyla akar giderdi
Annemin hüznü bile güzeldi
Her baharda
Her şafakta
Yeniden
Yeniden umutlanırdı
En çok da
Okul dönüşü
Gülerdi yüzü
Arkasından görürdü
Bir çocuğun mutlu olduğunu
Eritip öpücüğünde
Gamı kederi
Sanki rüyanda gördüğün
Kötü bir düş ederdi
Hele bir kızmaya görsün
Hay büyük olasıca
Seni gidi derdi kırılası
Başı yıldıza değesice
Vay peri kızına vurulası
Okuyup da aklı durulası derdi
Halk yokunda yorulası
Sana bir şey söylüyüm mü?
Seninkini bilmem ama
Annemin bedduası bile özeldi
Annemin düşleri
Annemin gülüşleri
Annemin yanlışları ne güzeldi
Yalancıyı taş
İyiler kötülerle baş ederdi
Hep güzellik üretir
Hep çoğaltır annem
Biri iki,
Biri beş ederdi
Elleri gül eker anemin
Bakışı karanfil dokur
Dokunduğu her şeyi
Ama her şeyi güzel
Hoş ederdi
Tüm darağaçlı sabahlara inat
Hani
Annem söylerdi
Türkülerin en güzelini
Umutları kırmazdı annem
Bir goyak dolusu gülüş ederdi
Ölmezdi, öldürmezdi annem
Kardeşliği düş ederdi
Sevdalılar hiç ayrılmazdı
Bir çift kuş ederdi.
Mahmut NAZİK 21.02.2008
çok harika dost kalem...kutluyorum kalemini ve anne özlemi duyan yüreğini..
selam ve segi ile...+10
KALEMİN DAİM OLSUN....
YÜREĞİNE SAĞLIK...TEBRİKLER EFENDİM...
ÇOK GÜZEL*********HÜZÜNLÜ****AĞLAMAKLI
Ne güzel; anlıyorum anneye özlem anlatılıyor gibi olsada şiirde özlemler çocukluk anılarına hep. Elbet o anıların odağında ana var. Tebrik ederim.
annaler bizim başımızın tacıdır efenedim yüreginize saglık ********10 saygılaırmla
Anneler hiç özlenmez mi!...
Ne mutlu ki siz de annesiniz...
Kutluyorum güzel şiiri yazan şair yüreği...
Kadir Tozlu
Bir daha cocuk olsam bir günlügüne
Gözlerimi yumsam
Basimi gögsüne yaslasam
Anlattigin o güzel masallarda
Bir günlügüne de olsa
Tekrar mutlulugu tatsam
Annem
_______________________
İçeriğiyle, şiirsel vurguları ile harikaydı..
Kutluyorum güzel yüreğinizin sesini sevgili Çiğdem hanım..
Tam puanımla.. Antolojimde..
Saygı ve selamlarımla..
Hüseyin Çubuk
ana gibi yar olmaz çiğdem hanım
çok güzel harika muhteşemkutlarım+10+ant
Bu şiir ile ilgili 36 tane yorum bulunmakta