Qovub fesilleri,yorub illeri
Etekden zirveye yol gedir anam
Ömrün baharında açan gülleri
Ömrün xezanında kül edir anam
Mene güneş verip,mene ay verip
Hele eteyinden qopa bilmirem
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
o mökkem yüregin dert görmesin hocam..bende dedim bişeyler işte..
Hasiretin delif, bağrımı derin,
Heç bir yerde dolmaz o gözel yerin,
Meni adam eden gözyaşın, terin,
Gurbetten sılaya yol edir anam....Tarkan Köksoy
yani; anamın beni büyütürken çektiği çile, döktüğü ter, gurbetten sılaya yol olur...vesselam
Yorgunum yolboyu gözüm sendedir
Kederli olursam sızım sendedir
Fıtratım kaderi yazım senledir
Vuslatın dikeni gül edir anam
Can anam gül anam seni anarım
Bir tek gülüşüne gün feda olsun
Dinlemedim seni buna yanarım
Uğrunda bin ömür can feda olsun.
Tebrikler, güzel hece yazıyor kaleminiz. Bugün kısmet oldu sayfanıza gelmek. Anneme yazdığım şiirimin altına yazdığınız dörtlükleri ekledim efendim. Bu arada sevgili Gülnare bacıma da eline sağlık diyorum. Kendileriyle bir iki çalışmamızda Azerice çalışıp şiir yazdık.
Bütün annnelere sevgilerimle.
Kaleminiz ve yüreğiniz hep sevdalarla çağlasın.
Selam ve saygıyla.
Azeri lehçesinin güzelliği ile anne sevgisinin güzelliği birleşmiş. Tebrikler. Sizi tanımak güzel oldu. Atalarımın yurdu Can Azerbaycanıma özellikle Hoya kucak dolusu selam...
Isteyirem yene uşağa dönüm
Qolunda uyuyum,dizinde yatım
Kes menim ömrümden çala ömrüne
Allahım en gözel arzuma çatım
Tebrikler...Hiçbir şeye değişemeyeceğimiz anamıza olan özlem bu kadar güzel anlatılabilirdi..
'Kovup fasılları ,yorup yılları,
Etekten zirveye yol gider annem.
Ömrün baharında açan gülleri,
Ömrün hazanında kül eder annem.'
Bu harika gönül incilerini yürekten tebrik eder,kardeş Azerbeycan'a selam,sevgi ve samimi dostluk duygularımı sunarım.Şiirine tam puan benden...
376-ANNE
Yalnızlık deryâsında çocukluğum kayboldu,
Kalbimdeki acıyı yıllar silmedi anne!
Sensizlik dünyâsında gençliğim harap oldu,
Rûhumdaki fırtına aslâ dinmedi anne!
Elâlem al giyerken, ben karalar bağladım,
Bir yavru “anne! ” dese, yüreğimi dağladım.
Yaşıtlarım gülerken, hep oturup ağladım,
Gönlüm düğün, bayramdan hiç tat almadı anne!
Bir anne “kuzum! ” dese, ben hep boynumu büktüm,
Gözlerim bulutlandı, hep boncuk boncuk döktüm.
Yüreğim kan ağladı, sonsuz acılar çektim,
Hâlimi, hatırımı soran olmadı anne!
Canım yandı, hiçbir can yanmadı canın gibi,
Rûhumu ısıtmadı hiçbir şey tenin gibi.
“Can,ciğerim” demedi hiç kimse senin gibi,
Yüreğim boşalınca, yerin dolmadı anne!
Adım “öksüz” olunca, neşem terk edip gitti,
Baş çâresiz kalınca, dertler perişan etti.
Hasret esir alınca, vuslat umudum bitti,
Beni hüzünden başka bir şey bulmadı anne!
Dişi kuş olmayınca, yuva huzur bulmazmış,
Eğer anne olmazsa, baba değer bilmezmiş.
Boyun bükük olursa, meğerse yüz gülmezmiş,
Kaderim ağlamakmış, yüzüm gülmedi anne!
Ne olur bayramlarda bizlerle oluversen!
Gönlümdeki pınara sevginle doluversen.
Giderken kucağına oğlunu alıversen,
Ömrümde neşe,huzur,güven kalmadı anne!
Nazım İNCE
tebrikler ve alkış mende azarbaycana ve oğullarına
TEBRİKLERİMLE VE TAM PUANLA ANNE SEVDANIZI KUTLUYORUM.SELAM VE DUA İLE.
bu güzel anne şiirinden dolayı sizi tebrik ederim.
kaleminiz daim olsun...
'Mene güneş verib,mene ay verib,
Hele eteyinden qopa bilmirem.
Bu boyda dünyanı mene pay verib,
Men ona hediyye tapa bilmirem...'
Üreyiniz var olsun, qeleminiz heç susmasın...
'Anam' Şeirinizi çox beyendim, Terbrikler
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta