çoğunu ayrılıklarla geçirdiğimiz
sabır sevinç acılarla dolu 49 yılın *
bak neler yazıyor yapraklarında
diz çöküp bir tünek gibi mezarının başında
anlatacağım sana hepsini bir bir
suların buza kestigi deniz azakta **
bunaldıgım karanlık kabuslarımda
senin gözlerindi bana şevkatle bakan
o kutsal sevgi idi beni ısıtan
ışıyan güneş gibi bulutların ardından
fırtınalarda kaçacak delik ararken ***
ulaşmak için çırpındığım koylar
senin kollarındı beni kucaklayan
yağan yağmur damlalarında
senin gözyaşlarındı dalgaları kıran
nasıl alışacağız sensiz homaya ****
nasırlı mübarek ellerinle
sunduğun tetir ceviz çiyelerini
ayşem eminem memedim
yavrularım derken kanatlanan sesini
kim gösterecek bana dalında
kendin kopar kadirim diye ilk meyveleri
varlığınla şavkıran bahçelerimizde
sümbülü müşkü menekşeleri
kim derecek bize sen olmayınca
karşılıksız yalın içten sevgi ile
kim soracak artık uçan kuşlara
kim bekleyecek yollarımızı *****
kim ayna olabilir sevinçlerime
kimle bölüşürüm ben sır olmuş acılarımı
yaşlılığın azgın pençelerinde
yaşam bağlarının azalıp
yalnızlık hissettiğin son demlerinde
fersiz çukur gözlerinden şevkatle bakıp
titreyen ellerini bana uzatıp
yavrularım helal edin hakkınızı derdin
onulmaz yaralar gibi yüreğimde derin
derin izler bırakan bu son dileğin
anlayamazdım bir türlü
ne diyordun bana neydi isteğin
benim hakkımmı olurmuş
komiklik yapma anne der
uçuşan düşüncelerle beynimde
taa.. bebeklik yıllarıma giderdim
salıncağımın semere takıldığı yıllara ******
beni aradığın yüreğinin sadece
bebeğin için çırpındığı yıllara
şimdi öğrendim anne
geç kaldığımı
yetişemediğimi
senin yüceliğine erişemediğimi
ancak seni kaybedince yeni öğrendim
ne olaki bizim hakkımız sana
birkaç damla su gibi koca okyanusta
karişmiş kaybolmuş damlalar senin
binlerce helal olsun canım anneciğim
bu son ayrılığımız haktan olsada
alışamıyorum bir türlü sensiz homaya
uykularımda bile yönümü dönüp mezara
dervişler gibi okuduğum dualarla ruhuna
bir bağ kurabilirmiyim diye umutla
yakarıyorum kırık gönül gözümde yaşla
rahmetini esirgeme allahım
sevgi şevkat örneği canım anama
nur içinde yat canım anneciğim
hissediyor biliyorum dokunurcasına
bedenin kara toprakta olsada
o engin yüce şevkatin ruhun yanımda
temmuz 2004
Oğuz KaanKayıt Tarihi : 28.12.2006 19:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
* annemizin vefatinde 49 yaşında idim ** azak denizinde tuz yoğunluğu çok düşük olur bazen tatlısuya yaklaşır ve genelde kışları tüm azak buz tutar ve gemiler kımıldayamaz olduğu yerde kalır haftalarca..hemen yanındaki arkadaşını dahi göremiyecek kadar yoğun sisde bastırınca ürkütücü olur.. *** seyirdeki gemiler fırtına çıkınca hemen sonra büyüyecek dalgalara ya- kalanmamak için kaçacak saklanacak rüzgaraltı koy körfez ararlar **** khoma; köyümüzün eski ismi.latincede ''kara toprak'' ***** bayramlarda senelik izinlerde köye döneceğimiz zamanlar anemiz günlerce uyumaz dualar eder yolumuzu beklerdi.. ****** bebeğinin çığlığını duyar annem ve kiraz ağacından atlar koşar.. kundak eşeğin ayakları arasında salıncağın urganı semere takılmış o anda korku ve telaşla babanneme stem eder bağırır.tam bu sıra- da babamda dünkü kirazları satmış dönüyor bahçeye girmek üzere çok yorgun..babaanneme bağırmasına öfkelenip annemi feci şekil de döver ve annemi öylece bırakıp eve giderler. geceleyin dayımlar aramaya çıkarlar annemi ve annem 7 gün bebeğini hiç göremez... 1954 baharı..
![Oğuz Kaan](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/28/annem-239.jpg)
sedat demirkaya
hissediyor biliyorum dokunurcasına
bedenin kara toprakta olsada
o engin yüce şevkatin ruhun yanımda
Merhumeye Allahtan Rahmet.
Sevenlerine sabır dileriz.
yürekten kutlarım.
Saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (2)