Taş duvarlarla örülü lojmanda,
Griye boyanmış, kapılar ardında
Siyah beyaz, televizyon derinliğinde
Anımsadığım, hatıralarla yüklü
Çocukluğumu, yaşatan annem
Kışın soğuk, yazın serin olan evimizde,
Karlar altında buzlaşmış,
Meşe odunlarını, sobaya yerleştirirken,
Nasır tutmuş, ellerinin üşüdüğünü,
Bize hissettirmeden,
Defalarca çakıştan sonra yanan
Benzinli çakmağın yanışını
Sabırla beklerken
Odamızı ısıtıp, mutluluğun sıcaklığını
Bize yaşatan annem,
Evimizin önünde ark vardı, suyu soğuktu,
Birlikte bulaşık yıkardık,
Ellerinin üşüdüğünü hissediyordum
Çünkü benim ellerim de üşüyordu.
Yokluk işte bulaşık deterjanı alamıyorduk,
Kapları, kacakları, tavaları kum ya da kül ile yıkardık
Hani derler ya cehennem sıcaktır,
Senin için soğuk cehennemin adı
Sıcak ise cennetin adıydı annem
Bahçemizde elma ağaçları vardı,
Elmaların üzerine çiğ düşerdi,
Öğleye doğru, güneşin eşliğinde buğlaşan elmayı
Dalından koparıp eteğinle siler bana verirdin,
Bir bisiklet alacak paran yoktu ama,
Parayla satın alınamayacak kadar kocaman bir yüreğin vardı.
O elma senden bana verilen en büyük mutluluğun hediyesi idi annem
Buğday tarlalarının içindeki hardalların kokusunda,
Bahçe kenarlarındaki ebe gömeci, ısırgan otu, madımak,
Biz soğukluk derdik, semizotuna,
Otları baharatlarla harmanlayıp yoktan var ederdin yemekleri,
Hiç unutmam madımak mevsimi,
Tüm köylü çocukların ve benim dilim yemyeşil olurdu annem.
Eve misafir geleceği zaman dört beş çeşit yemek yapardın,
Eve gelen misafirlere kızardım, bir daha evimize gelmeyin,
Neden diye sorarlardı; siz geldiğinizde annem çok çalışıyor, yoruluyor derdim. Misafiri aç göndermezdin annem.
Evimize uzak köy çeşmesinden kovalarla birlikte su taşırdık,
Sabahın dördünde hamur yoğururdun yufka ekmeği yapmak için,
Tabii tüm babalar uyuyordu senin gibi anneler,
Harıl harıl çalışırken..
Bir gün önce tandıra meşe yaprakları, saman ve tezek taşırdım,
Köylü kadınlarla birlikte bir aylık ekmek yapardınız.
Bende tandırda yufkayı çevirir pişirirdim,
Ekmek yapan kadınlara yemek yapardım,
Bu yüzden köylüler bana kız oğlan derlerdi.
Kitaplar yazsa da, öğrenemediler entel maçolar,
Kadına ve emeğe saygıyı,
Sen bana öğrettin, kadının toprak gibi yoktan var ettiğini,
Sen bana öğrettin, ataerkil baskıda kadına zulüm edildiğini,
Kitaplarda öğrenmedim, seninle, yaşayarak öğrendim annem.
Kız oğlan oldum
Entel kılıbık oldum
Ama entel maganda olmadım annem.
Ah neyleyim gönül senin elinden türküsünü söylerdin
Bazen de uzun hava bazen manilerle seslenirken Anadolu'nun o mistik havasını içimde yaşatırdın.
Sol yanıma nakış nakış işlediğin türkü sevdası senden bana miras kaldı annem.
24.02.2024
Kayıt Tarihi : 17.12.2024 04:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Cocukluğumda annem
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!