Geçmişten geliyorum
Kar havayı pembeye bulardı
Tek başına okula giderdi
Çocukluğum
Annem yalan rüzgarları'na
Bayılırdı, sürekli onu seyrederdi
Yalan rüzgarıydı ömür
Kimsenin hazırlığı yok
Ama herkes aniden gidiyor
Akşamları hava almak için
Sokağa atardı annem kendini
Yürürdü yavaş yavaş
Yürümelisin demişti doktoru
Ağır kaldırmak yok
Üzülmek yok demişti
Kim Üzülmüyor ki doktor bey
Nerdeydim ben
Hangi anlamadığım yaştaydım
Üzüldüğünü bile söylemez
Anlatmaz öyle aşikar etmezdi hüznünü
Bi babama çok kızardı
Sonra geçerdi siniri
Güzel gülerdi,hep gülerdi
Annemin bu yanını almışım
Diğer acıyan yanlarım peki
Sende mi böyle hissediyordun
Yaşım onbir
Pek söylenmezdi çocuklara birşey
Şimdikilerin gözünden kaçmıyor
Eve geldi yengemler halamlar
Annem yok
Nerde Annem diyorum
Babamda yok
O nerde diyorum
Gelecek diyorlar
Benim yaşım onbir
Çabuk uyuyor
Çabuk oyuna dalıyorum
Etrafın kalabalığı teselli ediyordu belkide
Ama gecesi çocuklarının boğazında
Aynı taş ve aynı yaş
Yenge Annem nerde
Uyuyamıyorum
Ameliyata girmiş gelecekmiş
Peki iyimi iyi
İyi iyilerle uyuyordu onbir yaşım
Annem girdi içeri sırtı kambur gibi
Adımlar atıyor yavaş yavaş
Yatağa yatarken tutuyor yüreğini
Acısını almak istiyorum onun
Annemin acısı vardı
Kalbinin kapağını yenilemiş demişlerdi
Kalbin kapağı olması garip gelmişti
Biz okula yine giderdik
Yine pişerdi o yemek
O hastayken biz hastalanirdik
O yine başımızdaydı
Dört çocuğu var
Bir oğlu üç kızı
Çok çile çektiğini söyler durur
Hal hatır sormayan akraba
Hiçte hatırlamam onları
Seneler geçiyordu
Gizleye gizleye ağrıları ağırlaşıyordu
Hastanelere gitmiyor adeta
Orda kalıyordu
Fenalaşan bir hali vardı arada
Yaslanırdı bir yere
Yanına biraz çikolata alırdı
Yada sakızın yarısını çiğnerdi
Biz yanında büyüyorduk
Yaşım on sekiz
Tarihler Ekim ayının yirmisi
Saatlerin anneni merak ettigin
O hastanenin içinde
Bakırköyde b blok ta
Yoğun bakımda yatıyor
Annecim sen yürüyerek gittin
Ne oldu sana demek isterdim
Olsun üzmek istemedim onu
Görmek istedim elini tutmak
Giydirdiler bana yeşil bir bez
Ağzıma maske eldiven
Boneler derken
Kilitli kapıları açtılar ona doğru
Buz gibiydi buz gibi
İçimden geçirdim
Bu doktorlar kucağına beni nasıl
Verdiler anlat derdim
Simdi bak nasıl sokuyorlar yanına
Keske doktor olsaydım
Bir hemşire bir yol
Yada bir zaman bulsaydım
Erkendi yaşın
Yaşın daha otuz dokuz
Baktım bir kaç kişi daha var
Doktorla gozgoze geldim
Soğuk dedim az örtelim
Ameliyata girecek o yüzdenmiş
Ya benim canım anam
Sen bizi üşümesin diye uğraştın
Ben seni bu halde koymaya
Nasıl mecbur kaldım nasıl
Ellerini tuttum
Ağlamayın dediler ki üzülür
Ben uzermiyim onu hiç
İçeri girdigimden beri ağlıyor karşımda
Ben nasıl aglamayayım
Yemek var diyor yiyin diyor
Ne diyim ben simdi bu kadına
Ben yine buldum bir battaniye örttüm dizine kadar
Almışlardı sonra Ameliyata
Attım kendimi Bahçeye
O zamanlar miyop gözlerim
Gözlük kullanıyor bakmak için
Hayata daha iyi ve net bakmak için
Belki tahtayı görür daha iyi
Belki uzaktakini tanır diye
Bir gece bekledik
Hastanenin karşısındaki banklarda
Oturuyorduk
Babam turluyordu hastaneyi
Ben onu izliyordum
Babamin yanında iki doktor belirdi
Babam çöktü yere
Dizlerine vurmaya başladı
Bana kimse annen öldü demedi
Ben ölüm acısını gördüm
Hayır dedim koşmaya başladım
Hastaneden çıkmak istedim
Gözlüğümü parçalamıştım
Çünkü
Bütün dünya siyaha büründü
Fesleğen seven Annem vardı, ortasında Çabuk büyüyen yaprağını salataya dogrardi, ölume giderken iki üç çeşit yemek yaptı arkasindakilere.
Nazan Akay
Kayıt Tarihi : 29.4.2023 05:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nurlarda uyusunlar...
Sevgilerimi bıraktım,saygı ile...
TÜM YORUMLAR (1)