O akşam ne çok şey konuşmuştuk onunla... Filmlerden, Polonyalı yönetmen Kieslowski’den. Yakınlarda kaybetmiştik onu. Peki Kieslowski o özellikle Mavi filminde aradığı iyiliği bulmuş muydu? Neredeydi iyilik? Arınmak? Görünmeyen, saklı bir yerde miydi? En dipte miydi iyilik, düşkünlükte miydi? Yoksa iyilik, arınma diye bir şey yok muydu, biz dünya sürgünlerinin çektiğimiz aşk özlemi gibi bir şey miydi, iyiliğe, arınmaya duyduğumuz bu dinmez özlem...
Sahi, Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı filmini de konuşmuştuk... İnsan bir fotoğrafa âşık olabilir miydi? Belki de bugüne dek yapılmış en umutsuz aşk filmiydi Sevmek Zamanı. Gerçekliğin acımasızlığından korkup suretlere sığınan kalplerimizin trajik bir özetiydi sanki...
Sonra Behçet Necatigil’i anmıştık, onun Kaçmalar şiirini: Sızlar ince içerlerde yara / Vurur yüzeylerde şeylere üzüntüsü, acısı / Elden kayar bir çatal / Ya da düşüncelerde erir boy’na sigara.../
Sonra ansızın başını örten şehirli kadınları konuşmuştuk, bir gece rüya görüp, sabah ansızın örtünen subay ve hakim eşlerini... Şehirlerin insanı yapayalnız bıraktığını, buralarda kimsenin kazanamayacağını, sürekli bir yenilgi duygusuyla yaşanacağını anlatmıştık birbirimize...
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
hocam bu kadar uzun ne yazıyorsunuz merak ediyorum :)
Yıllardır sessiz okurum yazdıklarınızı...
Belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
Ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
Saygımla
Mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
Ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
Yıllardır sessiz okurum sizin yazdıklarınızı...
Belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
Ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustafa yılmaz
yıllrdır sessiz okurum sizi yazdıklarınızı...
belki de örnek aldığım bir kalem oldunuz...
ama
yazmıyorsunuz artık ki bekleniyorsunuz yazmak adına...
saygımla
mustaf yılmaz
Sizin anlatımlarınızı seviyorum.Okuduğum şeyi yaşamayı, bana hitap edilmiş gibi okumayı seviyorum.Gazetenin verdiği ve bir çok kitabınızdan denemelerin,öykülerinizin yazıldığı bir kitabınız var bende, baş ucu kitabım oldu.Gönül isterdiki bütün kitaplarınızı okuyayım ama buna imkanım yok şimdilik.Size ve duygularınıza ve kaleminize teşekkür ediyorum.Sizin gibi bir üstadın şiirlerimi okuyup yorumlamasını çok isterdim,eğer boş bir vaktiniz olursa ve okursanız çok severim.Sağolsun Antoloj'de bir çok büyüğüm okudu ve beğenilerini veya yorumlarını iletti.Onların arasında sizide görmekten mutluluk duyarım.Sevgi ve saygılarımla...Gülhan Aydaş
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta