Sezai Karakoç’un, “Anneler Ve Çocuklar” şiiri metafizik gerilimi en dorukta yaşatan şiirlerinden biridir. Şiir tema olarak bir bütün içindedir. İç ahenk, sezgisel empatiyle birleşerek, zekâ dolu bir lirizmi okuruna hissettirir. Aynı zamanda izlek bakımından sosyolojik bir temayı kelimelerle özdeşleştirir.
Yapı bakımından olay örgüsü tığla işlenmiş bir dantelayı andırır. Bir nefhada okunan bu sarsıcı şiir, bazen kalın kitapların anlatamayacağı büyük özdeyişleri hatırlatır. Doğup büyüdüğü bölgenin gerek jeokültürel açıdan gerek jeopolitik açıdan, zaman mefhumunu da baz alarak sancılı bir dönem yaşaması, kuşkusuz şiire yansımıştır. Zaten Karakoç’un şiirlerini kronolojik tarihe göre kategorik tasniflere ayrıştırdığımız zaman, “Peygamber, Anne, Vatan” sıfatlarının geçtiği yerlerde ses, biçim, perspektif ve muhteva bakımından da akıl ötesi bir arayıştan faydalandığı görülür. Şiirlerinde Transandantal(deneyüstü) olan, ebedîleşme doğrultulu duyarlılık aracılığıyla ekzistens(varoluş) hâline bürünür.
“Anne ölünce çocuk / Bahçenin en yalnız köşesinde / Elinde bir siyah çubuk / Ağzında küçük bir leke”
Bu ilk mısralarda Karakoç, bir Mehmet Akif realizmi sunar. “En yalnız köşe” temaşa, inziva, tefekkür gibi kavramları hatırlatarak bir Hira mağarası görkemi katar.
“Çocuk öldü mü güneş / Simsiyah görünür gözüne / Elinde bir ip nereye / Bilmez bağlayacağını anne”
Bu mısralarla ilk mısralar arasında bir kıyaslama yöntemi vardır. Acıyı bilinçlenmiş bir yetişkin aklın, buluğa ermemiş bir akıldan daha derin duyacağının haberini verir. Yine güneşin simsiyah görünmesi ışığa ağlatırken düşündüren bilinçli bir lirizm yükler. Son iki mısrada ise hüznü hem ironik hem de metafizik açıdan irdeler. Aynı zamanda toplumdan bireye indirgeyen sanatsal bir değeri olmayan metinlerden uzak olarak, bireyden topluma iner. Anne-çocuk ilişkisiyle, bir dava adamının ümmetle olan rabıtasını kendi üzerinden idraklere tahayyül ettirir.
“Kaçar herkesten / Durmaz bir yerde / Anne ölünce çocuk / Çocuk ölünce anne”
Son mısraları okuyunca her zaman Karakoç’un yaşamı hatırıma gelir. Üstad zâhiri olarak çocuğu ölen anneler ve yetim çocukları anlatsa da, bâtıni olarak sanki birliğin, beraberliğin en çok darbe yediği dönemlerde yaşayan Mehmet Akif, Necip Fazıl ve zâtını anlatır. Şiirleri her okuyuşta farklı perspektiflere göre yeni anlamlar keşfettirir.
Bilal YavuzKayıt Tarihi : 20.3.2015 20:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bilal Yavuz](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/03/20/anneler-ve-cocuklar-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!