Gül kokulu, Anam, anneciğim, canım benim, canım benim...
Eyyy Anadolunun yetiştirdiği nadide çiçek.
Hasretliğini ruhumun derinliklerinde duyduğum,
Sevgisini, muhabbetini, gönül köşküme koyduğum,
*Bir evlat pir olsada anaya muhtac imiş* mısralarında evlat için ne derece değerli bir varlık olduğu vurgulanan, değerim, hasretim, şerefim, haysiyetim,
yaşadığı zaman diliminde yeterince değerini bilemediğim eşsiz varlık.
Gül kokulu, Anam, anneciğim, canım benim, canım benim...
İsmini Fatümatül Zehra anamızdan alan, tüm yaşamı boyunca o büyük isme layık olma yolunda uğraş veren ve Müslüman bir ananın tüm özelliklerini üzerinde taşıyan, Allah'ın sevgili kulu, sinesi gül kokulu, zirvesi ulu, vadisi şulelerle dolu, anam, anneciğim sana ilk defa yazıyorum...
Yokluğunu yüreğimde hissediyorum ve seni çoook ama çoook seviyorum.
Anneciğim biliyormusun artık öz eleştiri yapıyor *Ana gibi yar olmaz* kelimesinin ne manaya deldiğini biliyorum, ama bu seferde sen yoksun...
Yaşamınızda sizin kadrinizi kıymetinizi bilemeyip, hep nankörlük eden, biz nankörler ve de bakar körler, sizleri devamlı üzen, buran, kıran, bundan da büyük zevk alan, sadist ve bencil ruhlu biz evlatlar, değerinizi ancak ve ancak sizleri kaybedice anlıyoruz, ama neye yarar iş işten geçmiş oluyor.
Biliyormusun şu an söylediğin bir söz kulaklarımda yankılanıyor *yapma evladım, etme yavrum beni çok üzüyorsun, eğer bir gün beni kaybedersen, tavşan yamaca geçmiş olur, o zaman beni çoook ararsın ama bulamazsın* derdin. Evet anam seni çoook arıyorum, hele şu an sana o kadar muhtacım ki bunu anlatmaya dilim ve de kalemim kafi gelmez. Şu an içim kan ağlıyor, çünkü şu an, Müslüman anaların hepsi yaslı, hüzünlü, kimisi kara bağlıyor, kimisi durmadan ağlıyor. Dün... Saraybosna'da, Bakü'de, Karabağda, Hocalı'da... Bugün... Bağdat'ta, Kabil'de, Grozni'de ve dünya genelinde nerede bir Müslüman Ana varsa, ya yoksullukla savaşıyor, yada Yirmi birinci asrın Yamyamları'nın, Vampirleri'in, Nemrutları'ın ve de Fravunları'nın vahşeti ile boğuşuyor, Bebe'sini, Kocasını, Evini,Yurdunu, ve dahası iffetini, kaybetmiş ağlıyor, yüreğini dağlıyor, karalar bağlıyor, ve biz dünya Müslüman erkeklerine avazları çıktığı kadar bağırıyor.... Allahın huzurunda bizim iffetimizi koruyacağınıza söz verdiniz... Madem bizi koruyamıyorsunuz o halde bizi öldürün...! Çünkü hepimiz hamileyiz...! Allah aşkına... Allah aşkına... Allah aşkına. Öldürün bizi diye feryat ediyorlar...Bizlerse sadece ve sadece seyrediyoruz, Küfrün karşısında susan dilsiz Şeytan'dır, Ayetinin gereğini yerine getiremiyoruz, aciziz, gafiliz, çaresiziz, Dua etmekten başka bir şey elimizden gelmiyor, bunun,bunun hesabı çok ağır, bu hesabı biz veremeyiz, biz sınıfta kaldık... Anam, anneciğim, canım benim, canım benim...Allah'ım seni benden almasaydı, yanımda olsaydın, başımı dizine koyup * anam, anneciğim* diyebilseydim, o saadeti tadabilseydim ne olurdu, ne olurdu sanki.İlahi bir kanun karşısında biz aciz kullar ne yapabilirizki, boyun eğmekten gayri. Şu an inanıyorumki sen Cennette Rabbinle berabersin. Vuslatın tadını çikartıyorsun. Gül kokulu anneciğim, Cennet bahçeleri içerisindeki yaşamını Allah bana rüyamda gösterdi, hani sana ilk kazancımdan almış olduğum, o, saf ipek, beyaz zemin üzerine gül motifli, entarin vardıya, işte o elbisen, üzerinde idi, bizde babamla beraberiz, hemen yanı başımızda gıcırdıyarak bir bahçe kapısı açıldı, gelen sendin, koşup sana sarıldım, anam, anneciğim, canım benim, canım benim...Bana, sitem ediyorsun, babama dönerek Ali efendi sana hakkımı helal ediyorum diyor geldiğin kapıdan tekrar geri dönüyorsun, arkandan koşuyorum, bende o kapıdan, sana yöneliyorum, anam, anneciğim, canıııııııım diye bağırırken karşımdaki manzara karşısında adeta büyüleniyorum, gözün görebildiği kadar sonsuz büyüklükte düz bir ova ve rengarek, boy, boy çiçekler, birdaha geri dönmüyor o çiçekler arasında kayboluyorsun...Makamın kutlu olsun...Gül kokulum... anam, anneciğim, canım benim, canım benim...Biz ise, yalan dünyanın, yalanları, dolanları, çirkeflikleri ile boğuşuyoruz. Rab'bim inananları, yirmi birinci asrın zilletinden, içine düştüğümüz şu bataklıktan ve Münafıklar milletinden, insanlığı kurtarıp, hidayete erdirsin, yüzünü güldürsün...Anam, anneciğim, canım benim, canım benim...Sana yıllar sonra yazıyorum dedimya, işte sana yazdığım bu günler, hepten yalnız kaldığım
günlerdir.Nedeni'ni biliyorsun ve orada sen bayram ediyorsun, çünki Ali'ne Helaline kavuştun...Biz sevgili babamız Hacı Ali Hafızı kaybetmenin hüznünü yaşarken, biliyor ve hissediyorumki siz orada saadetin en güzelini Vuslat ile yaşıyorsunuz...Bense çocukluk yıllarımda, sana yaptığım yaramazlıkların, bin mislini, Baba'ma, bana hayat veren, o sebebi varlığıma yaptım, var olanımı onunla paylaşmadım, hayatını kolaylaştırmak için, hiç bir adım atmadım, hani derler ya *Baba, oğula, bağ bağışlamış, oğul babaya, bir salkım üzüm vermemiş*oysa neyim var ve neye sahip olduysam, hayatım dahil, Babama borçluyum, ne çareki şu an iş işten geçmiş oda Rab'bine kavuşmuştur Allah beni ve benim gibileri affetsin...Babam, babacığım, canım benim, canım benim...Gül kokulu, Anam, anneciğim, canım benim, canım benim...
Dost Kalemlere teşekkürler...
Anam
Hasretin çekilmez gurbet çok acı
Sana dayanamam gelirim anam
Gözlerimin feri başımın tacı
Ana kıymetini bilirim anam
Gönlüme nakşetti Mevlam ismini
Özleyerek her gün bakıp resmini
Hayalimde canlatarak cismini
Koşarım elini alırım anam
Kalkarım yerimden sana koşarım
Ana seni ana ana yaşarım
Bunca yıldır hasret ona şaşarım
Senden uzak nasıl kalırım anam
Dert bağladı içim yüreğim yandı
Ah dedikçe dilim hep seni andı
Dünyada varlığım emanet candı
Ben senin yolunda ölürüm anam
Mikdatî’yim yaydım seni her ana
Gaipten ses gelir yavrum der bana
Yaşım yüz de olsa muhtacım sana
Her zaman bebeğin olurum anam
Mikdat Bal
Nurullah MusluKayıt Tarihi : 20.2.2007 16:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar kaleminize
Yeni yılın kutlu olsun, nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Aşık Çağlari
Dünya, ahiretimin güneşisin, nurusun
Ah anam canım benim, kurban olayım sana
Her iki cihan için kurtuluş unsurusun
Ey hüsn-ü zanım benim, kurban olayım sana
Seni andığım zaman durduramam yaşımı
O kadar özlemişim ellerinden aşımı
Dizlerinin dibinde okşayışın başımı
En tatlı anım benim, kurban olayım sana
Varlığın cennet bana, yokluğunda acısın
Fikrim, zikrim ruhumsun, sen canımın içisin
Sen gönlümün sultanı hem başımın tacısın
Sultanım, hân’ım benim, kurban olayım sana
Her olayda her anda aklıma sensin gelen
Hayalin güç kaynağım, odur yüzüme gülen
Hasretin dayanılmaz, uykularımı bölen
Seherim, tanım benim, kurban olayım sana
En yüce makam senin, bir tanemsin, bir tanem
Muhtacım ilel ebed şefkatine her dönem
Sen benim herşeyimsin, benim biricik annem
Şerefim, şanım benim, kurban olayım sana
Mikdat Bal
Hasretin çekilmez gurbet çok acı
Sana dayanamam gelirim anam
Gözlerimin feri başımın tacı
Ana kıymetini bilirim anam
Gönlüme nakşetti Mevlam ismini
Özleyerek her gün bakıp resmini
Hayalimde canlatarak cismini
Koşarım elini alırım anam
Kalkarım yerimden sana koşarım
Ana seni ana ana yaşarım
Bunca yıldır hasret ona şaşarım
Senden uzak nasıl kalırım anam
Dert bağladı içim yüreğim yandı
Ah dedikçe dilim hep seni andı
Dünyada varlığım emanet candı
Ben senin yolunda ölürüm anam
Mikdatî’yim yaydım seni her ana
Gaipten ses gelir yavrum der bana
Yaşım yüz de olsa muhtacım sana
Her zaman bebeğin olurum anam
Mikdat Bal
TÜM YORUMLAR (8)