En çok Anneciğinin hastalığını öğrendiğinde yıkıldı
O üzülmesin diye herkese yasakladı hastalığın adını
Lay lay lom gezelim dedi anacığına aylarca yürüttü de
Bir taraftan bağrı yanıp tüterken duman, duman
Öte yandan beyni ateşler içinde kavrulur durur
İmdat diyemez ki el yordamıyla Bayındır hastanesi falan
Sonra nereden geldiği bilinmez bir ilahi armağan
'Korkma, metin ol, çaresizlerin çaresidir yaradan' der
İçi aydınlanır fukaranın derhal başlar araştırmalar
Bir elinde raporlar filmler koşar Ankara'ya
Hacettepe şu doktor bu doktor, dönerken eve
Bir görelim şu ilahi armağanı deyiverir yorgun gözlerle
Otuz dakikanın ilk yarısı berabere biterken AŞTİ de
İkinci yarı ikisi de birden galip gelir gönül liginde
Bindiği yerde duramaz da iner, bir koşu sarılır vedalaşır
İşte o an bir şeyler yazılır bir yerlerine kendinden menkul
Gider doludizgin uçarcasına anacığına meraklanmasın diye
Sonra TV de görür başkalarını bir isim çınlar kulağına
Medet ya Rab dardayız yetiş ya Hızır aleyhisselam
Bir koşu başlar emekçi şehrinden şehri İstanbul a
Haftada bir aşırı taşınırlar korka, korka bin bir ümitle
Brikim mirikim hak getire, neyse ne helâlı hoş olsun
Haftalar ayları yılı devirir hep o can siparaneden feyizle
Hak vaki olacaktır ya sonunda başlar arızalar peş peşe
Beyin el kol ayak derken, birden düşer kayar gibi yerinden
Daha kar etmez yürümek, dolanmak uzanıverir kaderiyle
Perişan yürekler göğse sığmaz, oradan oraya fırlar durur
Sonradan yetişenler iter kakar fukarayı içerideki kerkenez de
Sıraya konur görüşler de bir türlü sıra gelmez kuzucuğa
Aylardır çırpınan varını yoğunu koyan oydu ama
Uzaktakiler beliriverdiler ya tüm haşmetleriyle
El koydular her bir şeye sırada onların görüşte
Demediler ki nazlı sultan haydi sen de gel gör anneciği
Gönlü kırgın yılgın yüreğiyle bomboş gözlerle
Gider gelir bekler ne beklerse sonra aklı başına değer
Helallik alır anneden, merak etme beni der
Yüreceğindekini sessizce duyurur uyuyan anneciğine
Sonra, ah sonra olmasaydı ya batsın bu dünya bir başına
Islak kelimelerle acı haberi verir sevdiğine metanetiyle
Ama ertesi gün sallanırken hazan yaprağı gibi
Ulaşmaz ona ne bir kol ne bir omuz ne de bir sine
Ayakta sallanır durur kimseler görmez halceğizini
İçini de dökemez kimselere ki desin de rahatlasın
Zaten kavrulmuştu ya şimdi için, için başlar yanmaya
En yakınlar el olur giderler uzaklara çok uzaklara erişilmez
Yalnızlık çöker bağrına etinden et canından can kopartırcasına
Haydi ak artık ey göz yaşım der seller gibi boşanır pınarlarından
Ağlamak çare olsaydı keşke ama nerede çare bir başka yerde
Bir aslanın gönlünde yüreğinde o da ne zorluklarla ha...
Kayıt Tarihi : 3.2.2008 09:41:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Yalçın 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/02/03/annecigin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!