Anneciğim! Seni yıl yıl, ay ay, gün gün, dem dem ömrümün bütün anlarında, yanı başımda hissederek yaşıyorum. Acımasız hayatın çıplak gerçekliğiyle yüzleştikçe seni daha iyi anlıyor ve sana olan evlatlık borcumun paha biçilmezliğini idrak ediyorum. Gerektiği gibi senin hakkını galiba hiçbir zaman takdir edemeyeceğimi düşündükçe de senin merhamet kanatlarına dayanmak ve o kutsal sevginde bin parça olmak istiyorum.
Çile dolu hayatın keşmekeşliğinden bir nebze olsun kurtulmak üzere uyurken, bir çocuk gibi tertemiz ve hafiflenmiş olarak uyanırken, seherin tatlı ve manevi havasını teneffüs ederken, sabahları güneş ışınları camlarıma vururken, seni anımsıyorum. Seni hep bir cam şeffaflığında, yıkanmış yakamoz parlaklığında, yaz gecelerinin mehtabında görüyorum.
Sevgili anneciğim! Eğer hep çocuk kalmak ve hep annelerinin yanında kalmak, üşürken annenin sıcak kucağına atılmak, ağlarken anneyi yanı başında görmek gibi hayatın öngöreceği bir yaşam biçimi olsaydı ben hiç ayrılmak istemezdim. Ancak ne ki hayat bunu değil, aksine anne-babanın
bin bir zahmetleriyle yetiştirildikten sonra evlattan ayrı kalma gibi bir kader yolunu benimsemiştir. Biz de bu kader yolunun yolculuğuna düşmüş bulunuyoruz. Nitekim anne, sen de böyle bir yolu izlemiyor musun? ...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
'Ağlattın beni Betül hanım. Tebrikler
yüreğine sağlık kardeşim yürekten damlamış güzel deneme için kutlarım
Turhan Toy
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta