Anneciğim! Seni yıl yıl, ay ay, gün gün, dem dem ömrümün bütün anlarında, yanı başımda hissederek yaşıyorum. Acımasız hayatın çıplak gerçekliğiyle yüzleştikçe seni daha iyi anlıyor ve sana olan evlatlık borcumun paha biçilmezliğini idrak ediyorum. Gerektiği gibi senin hakkını galiba hiçbir zaman takdir edemeyeceğimi düşündükçe de senin merhamet kanatlarına dayanmak ve o kutsal sevginde bin parça olmak istiyorum.
Çile dolu hayatın keşmekeşliğinden bir nebze olsun kurtulmak üzere uyurken, bir çocuk gibi tertemiz ve hafiflenmiş olarak uyanırken, seherin tatlı ve manevi havasını teneffüs ederken, sabahları güneş ışınları camlarıma vururken, seni anımsıyorum. Seni hep bir cam şeffaflığında, yıkanmış yakamoz parlaklığında, yaz gecelerinin mehtabında görüyorum.
Sevgili anneciğim! Eğer hep çocuk kalmak ve hep annelerinin yanında kalmak, üşürken annenin sıcak kucağına atılmak, ağlarken anneyi yanı başında görmek gibi hayatın öngöreceği bir yaşam biçimi olsaydı ben hiç ayrılmak istemezdim. Ancak ne ki hayat bunu değil, aksine anne-babanın
bin bir zahmetleriyle yetiştirildikten sonra evlattan ayrı kalma gibi bir kader yolunu benimsemiştir. Biz de bu kader yolunun yolculuğuna düşmüş bulunuyoruz. Nitekim anne, sen de böyle bir yolu izlemiyor musun? ...
Sevgili anneciğim! Eğer sevgi ve şefkat üzerine bina edilecek bir tapınak olursa mutlaka ismi anne olurdu. Eğer mukaddes bir tahtırevan yeryüzü nirvanasında kurulacaksa oraya oturtulması gereken anne olurdu. Eğer madalya hak kazanan bir öğretmen olursa o anne olurdu. Eğer incelik,
zarafet, güzellik, fazilet, marifet, hassasiyet ve güzel yaratılışlı bir heykel dünyaya dikilecekse o yine anneden başkası olamazdı.
İsa, Meryem’in tapınağa adamışlığı ve marifetiyle yani annesinin tertemiz korunmasıyla İsa olmadı mı? Meryem gibi mukaddes bir anne olmasaydı İsa diye bir peygamber olur muydu hiç?
Hey anneciğim hey! Ben kalemimin tümünü tüketsem de senin marifetlerin tükenmez. Senin ve babamın adı Allah’ın adından hemen sonra anılmıştır.
Ben senin hakkında hep şöyle düşünürüm: Yeryüzünde ilahi sıfatları en güzel şekilde yansıtan annedir. Allah’ın insanoğluna üfürdüğü ruha en iyi sahip çıkan varlık annedir ki bu kadar güzel fıtratlı ve bu denli sevgi abidesi haline gelebilmiştir. İlahi-fıtri özünü bu denli iyi koruduğuna, aradan asırlar geçmesine rağmen hiç değişmediğine tanık oluyoruz.
*Canım Anneme
14/5/2006
Büşra Arslan
Kayıt Tarihi : 19.6.2006 19:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yazının bu kısmı yine kafama takıldı...:)
Allah bütün annelere sabır versin.. haklarını ödeyemeyiz..
tebrikler güzel yazı için
TÜM YORUMLAR (22)