Anne Seni Düşünürüm Şiiri - Hamza Toprak ...

Hamza Toprakoğlu
2

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Anne Seni Düşünürüm

Anne seni düşünürüm…
Şefkatle işlenmiş şânın, gökyüzüne dünyanın
Merhamet, sığınak, sevgi denizi adın…
Müjdesidir gönüller sultanının
“Cennet, altında ayaklarının…”
Ümmet olmanın sırrı
Devlet olmanın şiârı
Yetmiş iki milletin çile çınarı sensin

Yüreğinde tatlı bir telaş
Ellerinde sanki cennet nimeti bir aş
Kendin yer gibi yedirirsin yavrularına
Şifâ ile yavaş yavaş…
Gül yüzünde tebessüm ve ter
Kucağında yamalı eylüller
Alnında kahır
Çizgi çizgi, kader kader
Misafirperver, iyiliksever, dilleri şeker
Mübarek elinden su içince sanki âb-ı kevser
Sen durunca, küser dünyaya saatler

Yürü annem
Yürü erisin karanlıklar
Yürü insin Cebrâil kanadında
Mahşer rüyama muştular
Yürü benim canım annem
Güneşler seni alkışlar
Yedi cihân bilsin ki
Cennet
Ayaklarının altında kışlar
Ah senin ayaklarına kurban olsun bu başlar

Anne seni düşünürüm
Milyon deli düğümün her hâl ile dilisin
Zemheriler eskiten metanetin gülüsün oy
Taşarsın yedi ufuktan
Sen ki aksâ
Sen ki nîhan
Sen ki yarım kalmış sevinçlerin vuslatısın
Ne bilsin seni mekân
Anlayamamışken zaman…
Sükût sana kâinat
Sen ki bir çöl Nil’isin
Sana hayrandır sebât
Yıllanmış yangın külüsün…

Anne seni düşünürüm
Varsın baharı olmasın
Kışı kırk çileli dünyanın
Varsın dost bildiklerim taşlasın gölgemi
Varsın dağlar dağlasın gönlümü
Varsın yollar bağlasın gözümü
Varsın Yûsuf’u olayım zifirî zindanların
Varsın aç-susuz kalayım
Yeter ki senin yanında olayım
Başım senin dizlerindeyken
Ellerini öperek
Kan kalesi kalbimin yâren yaralarına sarayım

Sensiz neyleyim bu canı
Söyle sensiz neyleyim cihânı
Sensin anne bu gönlümün sultânı
Ne bilsin mecnunlar adını
Yıldız yıldız yanar adın
Ey kandile şûle giydiren kutlu kadın
Adın yanar on sekiz bin âlemde
Nurdan meşale olur adın kahır mahşerlerinde
Bir bir hesap verir ve utanır biriktirdiğin ölümler…
Gül annem gül
Cennetler seni bekler...

Anne seni düşünürüm
Gece güneşlerine gebe umutlarım demlenir
İkindi hüzünlerinde
Yağmur yağmur kokar duân
Kırk yama ceplerimde
Barışlara yıkılır kavgam
Çilem müjdelere...
Irmaklara öfkem...
...ve sevinçlere koşar yüreğim
Tut ellerimden anne
Anne tut ellerimden
Senin için baharlar diledim öteden
Şimdi kim söyler acıyı
Şimdi kim küller cefâyı
Nûh’un olsun dokuz asır
Sultan Süleyman sürsün
O vefâsız sefâyı

Yokluğunda geceyle yıkanır umut
Umut etmek yasaktır
Yasaktır bir esmer düş
Gülmek yasak
Sevmek yasak
Gör ki yasaktır ölmek…
Tarifi yok
Görmen gerek
Çelişki çığlıklarıyla kan-revân iken rûhum
Tuzla saldırır celladım
Yangın yaralarıma
Yokluğunda cehennem içer ciğerim
Ah be annem
Adam eder yokluğun...
Yokluğun en zalim elemim
Anlatamam
Yokluğunda kırıktır kalemim…

Anne seni düşünürüm
Kırıyorsun zamanın gizemli zincirini
Kardelenler ekiyorsun kurak kalp iklimlerine
Fırtınalar gül sunuyor ellerine
Sen ki onbeşlilerin kilim demi türküsü
Sen ki gizli sevdaların himâyesi
Sen Sakarya meydanında şahlanan yiğit künyesi
Sen babamın gözlerinden damlayan Çanakkale
Sen var isen kaç yazar kurşun sesi
Sen ki yetim
Sen ki yitik
Sen ki deniz görmemişlerin ezgisi…

Aralıyorsun âsi perdelerini binlerce gecenin
...ve berrak maviliğini ısmarlıyorsun üç deniz ötesinin
Ne mümkün anlatmak seni
Sen ki tutkular incisi
Seni ne mümkün unutmak
Ey sınır boylarında vatan kokan gül bahçesi…
Devrilsin saltanatlar ayaklarının sesiyle
Emret
Emret emrinde sultanlar
Şâh-ı dünya cüssesiyle
Dilemeni bekler melekler
Duânı işitmek isterler
Senin sesine âşık yerler ve gökler
Emret anne
Huzurunda tekmil durur yürekler
Huzurunda hürmetle vurur yürekler
Cümle sevgi
Cümle saygı
Cümle cihân hissesiyle...
Anne seni düşünürüm…

Hamza Toprakoğlu
Kayıt Tarihi : 11.1.2021 23:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hamza Toprakoğlu