Yıllar geçmişti gurbet ellerde. Memleket hasreti, anne özlemiyle yoğrulmuştu yüreği. Her gece, annesinin sıcak gülüşünü hayal eder, kavuşacakları günü iple çekerdi. "Az kaldı anne," diye fısıldardı yıldızlara, "az kaldı, geliyorum."
Günler, haftalar, aylar geçti. Sonunda, o beklenen gün geldi. Annesine kavuşacaktı. Yılların hasreti dinecekti. Otobüsün camından memleketini seyrederken, gözleri doluyordu. "Anne," diye mırıldandı, "geliyorum anne."
Otobüs, memleketinin girişinde durdu. Emin, koşar adımlarla evine doğru koştu. Kapıyı çaldı, annesinin sesini duymayı bekledi. Ama kapıyı açan olmadı.
Komşulardan bir kadın, Emin'i gördü. Gözleri doldu, başını eğdi. "Oğlum," dedi titrek bir sesle, "annen..." Emin'in yüreği sıkıştı. "Ne oldu anneme?"
Kadın, Emin'e acı haberi verdi. Annesi, birkaç ay önce vefat etmişti. Emin'in dünyası yıkıldı. Yıllardır hayalini kurduğu kavuşma, bir kabusa dönüştü.
Emin, annesinin mezarına gitti. Gözyaşları içinde, toprağa sarıldı. "Anne," diye fısıldadı, "ben geldim anne. Neden beni beklemedin?" Mezar taşında, annesinin gülen yüzünü gördü. "Anne," diye haykırdı, "sensiz ben ne yaparım?" diyerek başlar yüreğindeki feryadı
Anne, kara topraklar seni aldı benden,
Yüreğimde bir yangın, sönmeyen kederden.
Gözyaşlarım akar, mezar taşına düşer,
Sensiz bu dünya, bana zindan gibi eşer.
Gurbetten geldim anne, sana koşarak,
Sıcak gülüşünü, sesini duyarak.
Ama ev bomboş anne, sen yoksun artık,
Yüreğim kan ağlar, beni boğar.
Anne, sensiz ben ne yaparım bu diyarda?
Kim sarar yaralarımı, kim teselli eder beni?
Sensiz bu dünya, bana zindan anne,
Sensiz bu hayat, bana zehir zıkkım.
Gözlerim kapanır, gecenin karanlığında,
Ruhum bir kuş gibi, uçar sensiz diyarlara.
Belki bir gün kavuşuruz, anne, belki bir rüyada,
Ama o güne kadar, sensiz bu dünyada.
Kayıt Tarihi : 5.4.2025 13:28:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!