Bir pazar sabahıydı
geçiyordum bir yoldan
birden bir ev gördüm
bahçe içinde
çatısı kırmızı kiremitliydi
gittim yirmi yıl öncesine
yerde solgun yapraklar
mevsim son bahardı
kimseler yok gibiydi
kapısı kilitliydi
nereden geliyordu bu sesler
girdim bahçe kapısından
kulak kabarttım
çocukuğumun geçtiği ev miydi
ya yanında yöresindeki bu yıkıntılar
ya bu özentili çarpık yapılar
hayır bu mahalle bizim şirin mahallemiz
bu sokak
bizim sokak olamazdı
anne yine komşuya anahtar bırakmayı unutmuşsun
yine bak kapıda kaldım
bahçeye girer bir iki meyveyle doyururdum karnımı
ama içerde şimdi sıcak bir çorba vardır
abur cubur yemesem ya
annee
yoksa bir hayal mi
bir yanılgı mı
zamanın bir oyunu mu bu
sonra duyduğum o ses
alıp gitti aklımı
seslenen annemdi
oğluum üşütürsün gel giy şu ceketini
annem yaşlandı ben büyüdüm
o halâ sesleniyordu
yavrum üşüteceksin yeni kalktın hastalıktan
annee
gözlerimin önünde bir kış odası
bir kuzine
üstünde bir cezve
ve ıhlamur kokusu
hayalimin tersiyle sildim bir anda
görmek istediğim bu değildi
kestane kebap kuzinenin üstünde
fırınında
bal kabağı tatlısı kare kare kesmiştir annem
pişiriyordur kabuklarıyla
ceviz serpip yiyeceğim kaşık kaşık
aaannem
aklım karışık
sen nerdesin kardeşlerim nerde
kapıda kaldım
bahçede bir çok ağacımız kurumuş
eve su alınmıştı oysa
kim kuruttu senin sevgili ağaçlarını
nerde tavukların onların sarı civcivleri
hani nerde çamaşırhane damından seyrettiğimiz dolunay
ve o salça kokusu
iğde kokularına karışan
kestane kebap acele cevap
annee nerdesin
yaz bana anneciğim
bir pazar sabahı bu sabah
geçiyordum bir yoldan
bir ev gördüm
çatısı kırmızı kiremitliydi
ses seda yoktu kapısı kilitliydi
4/Aralık/2011/Pazar/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 4.12.2011 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygı ile.
yine bak kapıda kaldım'
Şiirinizi okuyunca, hele de burasında boğazıma bir düğüm düğümlendi ki...
Ahh, ah sevgili Nimet hanım, o çatısı kırmızı kiremitli mutluluk taşan evler, o yüreğinde buram buram anne sevgileriyle harmanlanmış yemek kokusu, genzimi yaktı inan. Ne kadar büyüsek, o yılları anmamak, özlememek mümkün değil ki...
Özleyip geçtiğimiz o sokaklar artık ne kadar yabancı.
Hasretle buharlaşan gözlerimden
Şimdi damlıyor acı...
Nerdesiniz, sevdiklerim, gençliğim,
O hiç gam, tasa duymadığımız yıllar, nerdesiniz?
Şimdi o eski, solgun bahçelerden esen yellerle
Yüreğime doluyor binbir sancı...
Hüzün doldu yüreğime...
Demir atmıştım zaten hüzün limanlarına,
Eli,mi siper edip gözlerime,
O günlere baktım uzun uzun bu duygulu şiirinizle...
Tam puanım ve sevgilerimle gönülden kutluyorum. Hâlenur Kor
TÜM YORUMLAR (3)