Anne, elini tutan çocuk Şiiri - İlhami Ş ...

İlhami Şenol
134

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Anne, elini tutan çocuk

Üç akşamdır karşılaşıyorduk.
İlk akşam yağmur ve soğuk. Sokakta kimseler yoktu.
Caddeye bir çocuk fırladı, üç dört yaşlarında. Yüreğim ağzıma geldi.
Arkadan ellerinde poşetleri ile yorgun ve genç bir anne.
Sabahın yedi buçuğunda dükkânı açan ve aralıksız on iki saat çalışan bir emekçi kadın.
Çocukları Allahın koruduğuna inanırım.
İkinci akşam dükkânın kapısında karşılaştık. Arkalarından gidiyordum.
Yorgun ellerinde poşetler dolu. Çocuk yine annesinin önünde caddeye koşuyor.
Dayanamadım.
‘Hanımefendi, çocuğunuz un ellerinden tutun’.
‘Bakın, arabalar, o kadar hızlı ve acımasız gidiyor ki.’
‘Allah korusun, unutulmaz acılar yaşarsınız.’
Yorgun ve elleri poşet dolu kadın.
‘Beni hiç dinlemiyor ‘.
‘ Bak, amca ne diyor.’
Çocuk önden gidiyor.
‘ Yavrum’ dedim. ‘Annenin elini bırakma. Dün akşam caddeye fırladın. Ben çok üzüldüm. Ya bir araba çarpsaydı. Başına bir kaza gelseydi. Şimdi hastanede olsaydın.‘
Çocuk hiç ses vermedi. Duraksadı. Ve yorgun annesin in yanına gelmesini bekledi.
Dünyanın en iyi dinleyicilerinin çocuklar olduğuna inanırım. Sadece onlara samimi, içten ve sıcak yaklaşın. Dünyanın en demokrat, en keskin devrimcisidir çocuklar. Yaşamda bilenene ve törpülenene değin.
Ben devam ettim.
Allah kimseye evlat acısı vermesin.
Üçüncü akşam. Ankara soğuk bir kasım akşamını yaşıyordu. Aralığa dayanan bir kasım akşamı. O gün, yağmurluydu.
Can dostumun yanından geliyordum. Yaşamdan şiirden, sanattan, insandan denizden bahsetmiştik.
İncesu deresinden Zafertepe’ye çıkıyordum. Aralarda tepenin belli mesafelerinde duraklıyordum. Yaş elliye dayanıyordu. Yoksulluk ve cahillik birleşince sobalarda ne buluyorsa yakıyordu insanlar. İncesu deresi sis ve kirli hava ile kaplıydı. Yetmişli yıllarda hali vakti yerinde olanlar Ankara’yı bırakıp gitmişlerdi. Ben o kadar tutkundum ki Ankara ‘ya, Ankara karalarla da örtünse bana dünyanın en güzel şehri geliyordu. Küllerinden doğan bir ulusun direnç ve devrim sembolüydü. Nasıl sevmezdim.
Yorgun, emekçi anne ile dükkânın kapısında o çocuk. Duraksadım. Anne dükkânı kilitledi.
Anne oğul sokağın köşesini döndüler.
El ele tutuşuyorlardı.
İçimde öyle bir sevinç dalgası parladı ki.
Uyarın diye bağırdım içimden.
Yüreğimden beynime umut şimşekleri çakıyordu.
Olumluya ve iyiliğe dönüşecekse uyarın.
Yaşama seyirci kalmayın.
Annesinin elini bırakan çocuk.
Annesinin elini tutuyordu.
Bütün çocukların hepimizin çocuğu olduğuna inanırım.
Acılara seyirci kalmayın.
Eğer yaşadığınız deneyimlerden yola çıkarak gelecekte neler olacağını tahmin edebiliyorsanız yaşamı kumara bırakmayın.
Olumlu, güzel, daha iyiye gideceğini düşündüğünüz olaylarda uyarın.
Uyarınki acılar azalsın.
Belki size sitem edebilirler. Belki kızabilirler. Belki sırtlarını dönebilirler.
Belki de şiddetli azarda işitebilirsiniz.
Belki de, hala annesinin elini tutmayan bir dirençle de karsılaşabilirsiniz.
Ama bu belkiler, anne ile çocuğun ellerinin hiç buluşmamasından önemli olabilir mi?
Sizin oralarda da sokağa annesinin elini bırakıp fırlayan çocuklar var mı?
E.Tbp. Alb. İlhami Şenol.

İlhami Şenol
Kayıt Tarihi : 30.11.2007 11:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhami Şenol