Anne binalar ne zaman eskir?

Muhammet Memoğlu
12

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Anne binalar ne zaman eskir?

Küçükken sormuştum anneme 'Anne, binalar yapıldığı andan itibaren eskir mi? '. Evet demişti annem. Ama ben anlamıyordum. Aklımı kurcalıyordu bu soru. Aslında bende bugün şaşırıyorum o zamanlar nasıl düşündüğüme ama düşünmüştüm işte ve anlamamıştım. Daha yeni insa edilmiş bir yapı inşa edilir edilmez hatta inşasına başlar başlamaz nasıl eskimeye başlayabilirdi? Daha yeni alınmış, bir kerecik giyilmemiş bir elbise hiç eskir miydi?

Bugünse çok iyi anlıyorum. Anlamamayı tercih ederdim yinede.. Anlamak zorunda kalmamayı... Daha da kötüsü kabullendim sanırım. Gerçekten binalar yapılmaya başlar başlamaz eskimeye de başlıyor. Sadece binalar mı? Herşeyin başlangıç noktası aslında eskime noktası oluyor. İnsan doğduğu andan itibaren eskiyor, eskiyerek devam ettiği hayatı birgün taşıyamayacak kadar çöküyor ve dünyayı eskiyecek binlere bırakarak gidiyor. İnsanlar, eşyalar binalar.. Herşey varolmaya başladığı andan itibaren eskiyor. Tıpkı aşklar gibi..

'Biz seninle bu aşka bitirmek için başladık. İkimizde biliyorduk biteceğini. İstediğimiz bitmemesi değil, biraz daha geç bitmesiydi.' diyor şair. Aşklarda eskiyor. Yıpranıyor bir yerden sonra. Elele ilk tutuştan sonra başlıyor matlaşmaya. Zamanlar kıskançlıkları, özlemleri, ve bir aşka dair ne kadar şey varsa taşıyamayacak hale geliyor ve kırılıyor. bir daha asla kullanılamıyor. Aşklarda eskiyor. İlk betonunu döktüğünüz anda aslında bir yerlerden belediyenin yıkım ekibini çağırıyorsunuz. Kimi zaman uzaktan geliyor ekip siz binayı bitirmiş oluyorsunuz. Yıkmaya kıyamıyorsunuz. Kalsın kendi kendine yıkılsın diyorsunuz.Bu seferde ufak çatlaklarla eskiyor aşk binanız. Gizlensin diye boyalar badanalar yapıyorsunuz. Bu seferde çatısı akıyor. Ha gayret onu da tamir ettim yıkılmasın evim derken bir bakmışsınız bir rüzgar cam pencere yerde. Yorulursunuz ama son bir daha derken 3.4 şiddetinde bir sarsıntıda yıkılır aşk binanız. 'Ölüm gibi birşey olur ama kimse ölmez.' Çünkü uzun süredir biliyorsunuzdur yıkılacağını.Deprem dede uyarmıştır sizi. Aşkınız makineye bağlı yaşıyordur ve siz yoğun bakım penceresinden seyrediyorsunuzdur olanları ve işte 'dııııtttt...' makineden tek tonda bir ses ve ekranda düz bir çizgi. Aşkınız öldü.Ölenle ölünmez maalesef. Hele birde öleceğini bildiğiniz, ölümünü beklediğiniz biriyle hiç ölünmez. Aşkınız öldü ama siz yaşıyorsunuz. Kurduğunuz bina eskidi, çatladı,döküldü ve taşıyamaz hale geldi kimseyi.

Ha birde bunları yaşamadan yıkılanlar var. Yıkım ekibi gelince daha bitirmemişsinizdir binayı ve yorulmuşsunuzdur ve beğenmemişsinizdir çizimi, mimar size tersse yıkın gitsin dersiniz. Yenisini yaparım. O bundan daha güzel olur. Hem bu ne böyle tepeye bakıyor, ben deniz manzaralı bir aşk dikeceğim. Ve yıkılır bianda tüm emek. Böylesi daha kolay belki de. Peki ama yıkıntılar arasında biri kan kaybından öldüyse..' Aman gelmeseydi binama..'

Herşey eskiyor. Binalar, eşyalar, aşklar.. Temel attığımız andan itibaren eskiyor herşey. Bunu üzülerek söylüyor ve kabulleniyorum. 'Belki temel sağlam olrsa..' Hayır yıkılacak bu bina, siz sadece geciktirebilirsiniz. Bu bina yıkılmak için dikildi. Siz bu yola sona gelmek için başladınız, bu aşka bitirmek için..

Muhammet Memoğlu
Kayıt Tarihi : 25.5.2011 20:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muhammet Memoğlu