sokaklarda terk edilmiş sevdalarımı adımlarken,
birden aklıma gelmenle irkildim anne.
bakışlarının gurbetinde,
hicranlı bir hayatın ellerindeyim şimdi.
ellerin nerde, ellerin nerde anne_?
saçlarında yıldız gördüğüm,
gözlerinde deniz,
tenlerinden yasemen kokladığım,
nice yarin terk etmesi oldu sevdalarımın sonu.
vedasız gidişlerine alıştım.
sevdalarının kıyılarından uzaklaştım.
bir tek senin yokluğuna alışamadım anne.
bu gurbetin matemli gecelerinin sabahlarında,
seni arardım baş ucumda
seni bulamayınca da,
sana adadığım bir karanfili sulardım.
dokunurdum sarılırdım öperdim sen diye.
karanfilimi de soldurdum anne.
sonra bir güvercin uçardı
kindar bakışlardan uzak.
uçuşlarını izlerdim.
kanat çırpınışlarını severdim.
uzaklaşırdı bakışlarımdan
bakışlarından öperdim.
seni öpüyorum sanırdım irkilirdim
bu gurbette uçan güvercinimi de yitirdim anne.
ve şimdi memleketimin toprak kokulu kırlarındayım
sana sarıldığım, ellerini tutuğum,
seni kokladığım
çiçekli bir tarlada...
kır çiçekleri topladım bak
renga renk, amber kokulu,
kokluyorum ellerin diye.
ellerinin kokusunu vermiyor anne.
sana koşuyorum, sana geliyorum.
her adımımla hayaline biraz daha yaklaşıyorum.
ellerimi uzatıyorum ellerine
ellerin yok.
ellerin nerde anne?
gökler mi ağlıyor.
gökten melekler mi iniyor?
bu yağmur neden böyle ürkek yağıyor,
bu rüzgar uykunu bölmekten mi korkuyor,
ve bu mezarlık neden böyle heycan çağında,
selvi ağaçları düğün halinde,
ya bu kelebekler, bu kelebekler
mezarını öpmeye mi geldiler anne,
yoksa bu mutlu mezarda yatan sen misin anne,
sen misin anne_?
Kayıt Tarihi : 6.4.2007 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!