Bırakma beni anne kimsesiz tek başıma
Bu yabancı dünyada ben sensiz ne ederim
Sırtını dönme bana geç de otur karşıma
Ben yirmi üç yıl önce doğurduğun Ömer'im
Biliyorum hakkın var hakkını tek başına
Bu üç günlük dünyada anne nasıl öderim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yüreğine sağlık,,,alkışşşşş
Bırakma beni anne kimsesiz tek başıma
Bu yabancı dünyada ben sensiz ne ederim
Sırtını dönme bana geç te otur karşıma
Ben yirmi üç yıl önce doğurduğun Ömerim
Biliyorum hakkın var hakkını tek başına
Bu üç günlük dünyada anne nasıl öderim
Yaptığım hataları affet ALLAH aşkına
Ben hala doğurduğun pasif tembel Ömerim
Ömer Yıldız 2
Anneye olan sevgisi kendini göstermekte...
Sevgiyle Ömer Bey
Tam Puanımla
Sanat1.com
G ö k m e n
tebrikler.. başarılar dilerim
tebrikler...güzel bir anne şiiri...
'En güzel şiir annelere yazılan şiirdir,onun tadına , onun lezzetini, hiç bir şiirin dizelerinde bulamayız, kutlarım oğlumuz Ömer'ide,Annemle sohbet ettiğim kendi dizelerimide sayfasına kabul buyursun sevgiler...'
Anlamadım ANNE
Anne yıllar ne çabuk geçti
Bilmem anlatır mı saçlarımdaki kırlar
Yürekte yara yüzümde çizgiler
Dün küçüktüm şimdi büyüdüm mü
Anlamadım ANNE..
Vefa görmedim sevdiklerim de
Dost değilmiş uzanan her el de
Gönülden sevenler söyle nerde
Öz başka söz başka söylermiş
Anlamadım ANNE..
'En güzel şiir annelere yazılan şiirdir,onun tadına , onun lezzetini, hiç bir şiirin dizelerinde bulamayız, kutlarım oğlumuz Ömer'ide,Annemle sohbet ettiğim kendi dizelerimide sayfasına kabul buyursun sevgiler...'
Anlamadım ANNE
Anne yıllar ne çabuk geçti
Bilmem anlatır mı saçlarımdaki kırlar
Yürekte yara yüzümde çizgiler
Dün küçüktüm şimdi büyüdüm mü
Anlamadım ANNE..
Vefa görmedim sevdiklerim de
Dost değilmiş uzanan her el de
Gönülden sevenler söyle nerde
Öz başka söz başka söylermiş
Anlamadım ANNE..
Yüreğine sağlık kardeşim,Anne hakkı hiç ödenirmi?Bu kadar kolaymı değilmi? 2 mısra kısa ama çok güzel anlatmışsın dizelerinde,gözlerinden öpüyorum,tebriklerimle...
Hep Ömer kal annesini seven öven sakın ha incitme bir giden dönmüyor buna inanmak için yaşamak mı lazım yemin ederim doğrudur ölüyor ve bir daha dönmüyor . diline yüreğine sağlık anne babanla uzun ve hayırlı ömürler.
Haşim Kalender.
Şiirde anne anlatıldı mı kilitleniyor insan; lakin sevgili kardeşim, şiir hususiyetleri yorucu ve gergin bir elemle başlar, bu elemi bir mısra yahut bir kelime okadar güzel bir musikiyle ahenge döniştürürki bazen ikinci bir mısraya yahut ikinci bir kelimeye gerek duyulmaz.Şiirlerinin genelinde gördüğüm öncelikle bir açıklama ihtiyacı duyman yazdığın mısralarını.Buna neden gerek duyuyorsun ki.Bırak anlayan anlar, dahası şiir gizem meyvesidir.Ahmet Haşim gibi şiirde manayı kovmak, hatta ondan nefret etmek gerekmez mi?İnanç başlı başına sırdır.Yüceler kendini gizlerken, senin yehut bir başkasının örtülere asılması yakışıksız olur.Ama değerli bir istidat tohumu taşıyorsun.Hecen duraklarıyla değilse de dil ile canlı.Şairlik elemlerine sağlık kardeşim...Umutla kal...
yüreğine saglık güzel olmuş tebrikler
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta