ANNE
Sırrın, sihrin, tılsımın,
Sanatın keşfettiği en güzel isim:
‘Ana’!
Ah! Anam, annem benim!
Şiirdin sen Anne, şiirdir senli her ifade
İster olsun SERBEST isterse ARUZ ister HECE
Sen ayan bir sahne, doğruluk serdeden akide
Sensiz her şey muğlâk, sensiz her bir şey bir bilmece
Yine bir merhem ihtiyacı sızısı gibi düştün içime;
Sindin dinmez bir hasret acısıyla!
Bu engin mana tahassüründe
Tüten o derin ihtiyaçla
Ana!
Hâlen muhtacım sana!
Yaşımın bu seninkine erişmiş döneminde,
Çırpınan ta o küçücük çocukluk yüreğimdeki ifadeyle
Ayaklarını yüzüme yastık ederek,
Ey! Ana!
Gözyaşlarımı saklayıp, ağlamaya;
Muhtacım ağlayıp, durulmaya!
Kader karşısında aczime ders olan azmin
Kaderi dimdik gözlerkenki vuslat inancın
Alnını raptettiğin secdede eriyen hacmin
Ve ben hâlâ o sana muhtaç çocuğun
Muhtacım sana
Anlıma üflediğin sıcak nefesine
Muhtacım ruhumun duanla dinmesine
Hayatın boyunca bana baht olan ahvalin
Rabbin huzurunda terbiyede tecelli eden amâlin
Rükûda edeb, kıyamda yücelen ruhunda azîm hâlin
Hakk’tan gayrisinden talebin olmayan İsteklerinle sırlı
İyilik meleği ruhunun hararetiyle
Volkanlaşan yüreğinde
Ben Anne!
Muhtacım kalbimi dindirmeye;
Muhtacım Huzurunla, vuslatına!
Beklentisiz hep vermeğe amade
O âlicenâp yüreğindeki sıcaklıkta
Merhametin ve af yüceliğinde temaşanda
Tesiri kalbime inen buğulu gözlerinin
O mahzun tatlı ılıklığında
Muhtacım ılınmaya!
Kusurumuz çok, bilsek de bilmesek de
Hakk’tan mülhem affın gani;
Kusurumun cezasına talip olarak ferahlamak,
Haykırıp hicabımı,
Deşifre olmak;
O yüce analık vasfınla
Kırılmamış olman ümidiyle senin affını,
Yüce Rabbimin mağfiretini dilerken,
Ey mübarek anam;
Dünyaya da nazar eden
Ruhaniyetinin aguşunda sinip,
Dualarınla;
Muhtacım ruhumun durulmasına!
Evet; Anne
Sen olmazsan ben olmazdım o yüce isim: Ana
Bedeninle kaim olmayan gönlünle dem be dem
Ruhunun hür gezintisinde ruhumu gel sarmala
Simsıcacık gönlünde gezdir bırakma beni bana
Heceledim seni An-ne
HECE`nin ender ritmini taddırdın bana:
'Kâinatta tek-misilsiz
Varlığın hak vesilesi
Yapılırsa defilesi
Ruhuyla pür-pâk-emsalsiz
Annelerin de annesi'
*Olmasa idi annesi
Olmazdı Nebi[SAV]-î Zî-şan
İsa[AS] da babasız insan
Kâfi idi Validesi
Hakk’ın Vuslat Vesilesi*
'Sen annelerden annesin
Peygamber annesi anne
Ve sen de benim annemsin
Her anne sende ünlensin
Her annede sinsin sesin.'
Yaşadın delikanlı ruhunla hep dimdik;
Namazdan aştın âhirete mert ve atik
Bekleye duralım zamanı, tarife rink;
İşliyor kader programı dakik, dakik!
*Ne kimseye fatura çıkardın* hadisatta
Ne kimseyi kınadın sen hayatta
İnsanın bâtınî şifresini ruhunda taşıyan ey ulu can
O şifreyle çözülen gönlünü enginleştiren şâhika insan
*Sulhu isyana hakim ve kibriyâyı mahviyâta mahküm kılan*
Ey hep yüreğimde hissettiğim o en mâsum ve tatlı heyecan
Hacer-i Esved'den sızan yeşil ışık hüzmesi
Ravza-i Mutahhara'da kıyamda nur abidesi
Bedenden ârî ruhunla Efendiler Efendisi huzurunda râm
İlâhî râbıtada ruhunun fârikası ibrâm
Bir aruz libâsıyla düştün içime hep; âdetâ vezinleştin
*Fâilâtün / Müfteilün/ Müfteilün* letâfetinde:
(-. - -) / (-.. -) / (-.. -)
*Bir MUHAMMES ilhamı saldın içime
Her bahisten bir hece verdin dilime
Sende kutsî söz idi her bir kelime
Fıtraten Hakk üzre ve *dik*tin daima
Sezmedim tek âdi ve tek kem bir_imâ
Düsturun Hakkın sesi her bir kula hak
Hâkimin tâ zirvede Cumhûruna dek
Hükmünün icrâını hakdır bilrerek
Fıtraten Hakk üzre ve *dik*tin daima
Sezmedim tek âdi ve tek kem bir_imâ
Görmeden; haşyet ile kalbin yarılır
Harcanan insan ahı Hakk’tan yayılır
Rûhunun Vicdan sesi rahmet sayılır
Fıtraten Hakk üzre ve *dik*tin daima
Sezmedim tek âdi ve tek kem bir_imâ*
'Kâinatta tek-misilsiz
Varlığın hak vesilesi
Yapılırsa defilesi
Ruhuyla pür-pak-emsalsiz
Her birimizin annesi'
Anne!
Kabrin nûr, mekânın Cennet;
Komşun
Duasıyla, şefaatiyle
Cümlemiz;
Yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız
Hazret-i Peygamber-i Zî-Şan
Efendimiz[SAV]
Ve O`nun
Âl`i, Ashâbı, sevdikleri ve
Sevdirmesiyle
Sevdiklerimiz
Olsun
Kabrini ve kalplerimizi;
Rahmetiyle sarmalayan herimizi
Hazret-i Rab-bil âlemîn
Nûrlatsın,
Şefkat ve hidayetine mazhar kılsın.
Âmîn!
Pendik; 15.03.07; 01:22, Perşembe.
Mustafa BenkliKayıt Tarihi : 15.3.2007 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ayrılık Ve Yalnızlıklar Efendim, bu ara, neye baktım, ne okudum, ne dinledimse, âdeta, mevzuûn özü, sanki hep ayrılıktı, lâkin, mahiyet başka-başka... Bir kısmında hasret, bir kısmında hüzün, bâzen, “özgürlük” dedikleri hürriyet ki, bende hep mahkûmiyet hissi uyandırır; enderâtdan da rahatlama V.S., V.S… Bendeki tecellisiyle; bazen kalabalıklarda da öyle hissettiğim ve hüznünü de hemencecik yaşadığımdan, kendimi içinde bulduğum “ayrılıklar”, âdeta hayatımın safhaları içinde beni ben eden bir hayat tarzı gibi bir şey… Bu defa, fizîken ve fiilî bir ayrılıktan epey sonra, şu anda bir şeyler yazabilme murâdıyla girmeye geldiğim aranıza, bu hislerimi tahlil gibi bir yazıyla dâhil olayım istedim… Ben ayrılıklarda hep hüzün buldum ve bendeki tarzıyla hüzne vesile ayrılıkların hep ayrı bir güzellik taşıyan bu hüznî cephesi; kendime de izah edemediğim, adına “hüznün saadeti” dediğim tarzda içime yerleşen hislerin başında gelir… Neticede vuslatın tecelli ettiği ayrılıklarda olduğundan da öte sanki bana, ‘ukbâ’dan bir davetiye muştusu çağrıştıran cinsten bir şey… İnsanların ömür boyu yap, uğraş, çabala veya çabalama, amma, mutlaka elde etme arzusunun neticede hedefi, sadece bir saadete erişme… Bu da herkesin harcı ve nasibi olmuyor ve nice çabalar, gayretler, mücadeleler, hatta maceralar gerekiyor… Bundan nasip-dârlara âdeta gıpta edildiği oluyor; bunun tersi de hüzün ve nasipsizlik sayılabiliyorsa, acaba bu nevine nefsi tembellik veya miskinlik de diyebiliriz mi? Böyle bir psikozdan mıdır ki, ben her bir ayrılığın tabiatına has içimde hep var olan o hüznün sadece saadetini, daima, temiz bir hava solur gibi içime indirdim… Her ne olursa olsun hedef olan saadetin en rahat ve huzurlu yolu; hiç bir çabaya ihtiyaç kalmadan, yeise kapılmadan, her bir vesileyle kendiliğinden gelen o hususî hüzne teslim olmaktan geçer gibi geliyor bana! ... Meselâ ayrılık hasreti çektiğiniz sevdiğiniz, eşiniz, dostunuz çocuklarınız ki, kendilerinin de sevdikleri, eşleri dostları çocukları var ve hayatlarını onlara, onların saadetleri yolunda vakfederlerken (siz de öyle yapmamış mıydınız veya yapmaz mısınız?) , siz şimdi uzaklardaysanız, onların o haşir-neşir olduklarıyla tattıkları saadetlerini bir tahattur edin! Hayat boyu emelimiz onların saadetleri değil midir? O zaman onların bu müşahede ettiğimiz saadetleri bizleri de mesut etmez mi? Aradığımız saadetin vesilesi değil mi; ayrılığın getirdiği hüzne rağmen? Bunda tereddüde mahal yok! Yo! Eğer tereddüt içimizi kemiriyor ise, en kolayı; çabalama değil, bu halde ve halette teslim olmaktır! ... Bu teslimiyetteki huzur ve sükûnun sihrî tılsımları: Sevdiklerinizin sizsiz mekânlarda buldukları saadetlerini tahatturda saadet bulmak… Sevgi öyle tükenmez bir sermaye ki, hiç kazanmaya ihtiyaç duymaksızın fisebilillâh dağıtabildiğin kadar dağıt, ucu bucağı olmayan bir derya-deniz… Beklentisiz verdikçe rahatlatan, hüznü hazza çeviren bir iç zenginliği… Buna şükürle duada bulunmak ne ulvî haslet ve sevgi iksirinden doğan bir hüznün saadetini içinde taşıyan ne mutena bir hüsnü-hâl! Buradaki hüzün ayrılığın girdabında, insanı yalnız bırakmayan bir vefalı dost, terketmeyen arkadaş... Bu durumda *ayrılık ateşten bir gömlek* de olsa, yalnızlık; davet ettiği hüznün vefa ikliminde gelişen ve insanı serinleten, teskin eden bir meltem ferahlığına dönüşür diye düşünüyorum... Hayatınız sevgi ırmağınızın karıştığıömür nehrinizle gürül-gürül akarak enginleşen bir saadet deryasına dönüşsün dilerim... Selâm, sevgi ve saygılarla... ''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''' Uzun bir müddetten beri Sitey'e giremeyip ayrı kaldığım bu zaman zarfında kendimi, bana bu yazıyı ilham eden ayrılığın içinde hissederek yalnızlığını bertaraf etme cihetiyle gerek bu dünyanın dışında mukadder alanları tarassut, gerek bu dünyada zamanımızın evvelindeki geçen zaman ve hadiselerini tahattur ile, bir şerit gibi müşahedelerime tabi tutarak, hafızamı tazeledim, beynimi dinlendirdim ve bu kendimi dinlemede ben hep bir çocuk gibi daima anamı andım, anamı aradım; zaman zaman da hem hal oldum diyebilirim ve içimi ılıtan ana hasreti ve vuslat özlemimi dile getirmek istedim...M.B.
sevgilerimle:)
Elbette İrfan Yılmaz kardeşimin değerli yazısından sonra benim yazacaklarım çok sığ kalacaktır.
Ancak kendinizi özlettiğiniz ve beni meraklandırdığınız bir dönemde böyle bir şiirle muhteşem dönüşünüzden sonsuz keyf aldım.
Anne kelimesi sizin şiirinizde o sonsuz ulviyetine bürünerek yüreklerimize işlerken, şiirinizde kullandığınız tekniklerin zenginliği, şiirin hem meraklandıran, hem duygu yağmurlarına garkederek hüzünlendiren akıcılığı insanı adeta sarhoş ediyor.
Gönlünüzün zenginliği mısralardan taşıp kuruyan gönül pınarlarımızı dolduruyor.
Sağ olunuz, var olunuz.
Ben de İrfan üstadım gibi bu şiirin yarışmaya mutlaka katılması gerektiğini düşünüyorum.
Hürmetle ellerinizden öper, sağlık, afiyet içinde nice uzun ve mutlu yıllar dilerim.
Saygılarımla
Çiğdem ALtınöz
Sevgili Mustafa Benkli ağabeyime sevgi ve saygılarımla...
Bu şiirinizin ''Anne'' konulu şiir yarışmasına katılması gerektiğini düşünüyorum. Benim bu şiir yarışmasına katılması amacıyla ile bu konu için şiir yazıldığını düşündüğüm şair kardeşlerimin şiirlerine eşit mesafede durmak ve her kardeşime başarı dileklerimi iletttğim ortak bir yorumum vardı. Çünkü anne konusunda yazılmış bütün şiirlerin, gönülden gelen duygularla yazıldığını ve her şair kardeşimin de, o andaki ilham ile yazabildiğinin en güzelini yazdığına inanıyordum. Şar kardeşlerime yorum olarak yazdığım ve yine yazmaya devam edeceğim ortak metin şöyleydi:
***********************************
Sevgili kardeşim :
İnsan gözünün dünyada görebildiği tek melek olan ANNE konulu şiir için teşekürlerimi sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz.
Konu kutsal olduğu için Annelere şiir yazarken duygu fırtınasına yakalanmamak elbette mümkün değildir. Bu yoğun his tufanı içinde sayısız şiirler yazıldı ve dünya durdukça yazılmaya devam edecektir. Ancak hepimizin ortak bir görüş etrafında bütünleştiren bir gerçek vardır: O da şudur:
Ne bizden öncekiler, ne biz ne de bizden sonrakiler:
O KUSURSUZ MELEĞİ EKSİKSİZ ANLATABİLECEK BİR ŞİİR YAZAMAYIZ!... Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bile bile, bu kutsal konu için eline kalem alan her kardeşimi tebrik ediyor sonsuz başarılar dileklerim ile o kalemi elinize almanızı sağlayan annenizin mübarek ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum. Anne konusunda yazılan her şiire eğer puanlamaya açık ise şiire tam puan veriyorum. Tam puan haricinde başka verilecek her puan için üzüldüğümü herkesin bilmesini istiyorum. Kim kendi annesine yazdığı şiire Tam puan haricinde başka puan verir ki?...
Öncelikle böyle kutsal bir konuya ilgi çekmek için şiir yarışması düzenlediği için:
http://www.antoloji.com sitemize teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Bu organizasyona emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Benim gönlümdeki duygu: Anneler üzerine yazılmış her şiir zaten birinciliği daha yazılırken kazanmış bir şiirdir.
Bu yarışmada görev alan jüri üyelerine başarılar diliyorum.
Ben bu organizasyondan, http://www.antoloji.com'un alnının akı ile çıkacağına, Jürideki sayın üyelerin bu konuda en titiz bir şekilde görev yapacakları inancını taşıyorum.
Birkaç konudaki düşüncelerimi belirttikten sonra bu şiiriniz için yorumum:
ANNE konusunda yazılan her şiir daha yazılırken birinciliği hakketmiştir.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiir olmuş. Başarılarınız daim olması ve:
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimi sunuyor , şiirinizi İlk Tam Puan ile selamlayarak huzurunuzdan saygı ile ayrılıyorum.
İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
*************************************
Ancak sanırsam ilk ve son kez bu konuda yazılmış bir şiire farklı bir yorum düşüyorum. Bunun sebebi size karşı olan sizin de emin olduğunuz takdir duygularım ve saygımla birlikte sizin bu şiirinizin kendi yazılış biçiminin farklılığındandır. Çünkü şiiri Serbest, arux ve hecenin uyumlu birlikteliği ile mükemmel yazmışsınız.
Sizin şiirlerinize yorum mahiyetinde bir not yazmadığımı biliyorsunuz.
Hece ve aruz şiirlerinde istikbal vaadeden şair kardeşlerime her zaman destek olduğunuzu gördüm. Bizlere yol gösterici şiiri ve sanatı sevdiren sevdirek, yeni eserler sunmamız için teşvik edici; emeğin en üst seviyeye çıktığı göz nuru dökülmüş yorumlarınız için size ne kadar teşekkür edip şükranlarımızı sunsak azdır. Sizin eşsiz yorumlarınızdan feyiz alarak cesaretle yeni şiirler yazan kardeşlerimin de benimle ortak kanaatti taşıdıklarınıı düşünüyor, benim bu yazdığım satırların onların da hislerinin tercüman olduğuna kendim kalben eminim.
Hepimizin ortak dileği siz ağabeyimize Allah (C.C.)'tan hayırlı ve uzun bir ömür dilemek olmuştur.
Benden önce bu güzel yorum yazan kardeşlerime teşekkür ediyorum
Tekirdağ'dan sevgi saygı ve selamlarımı iletir, her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olmasını dileklerimle hürmetle ellerinizden öperim.
Dr. İrfan Yılmaz. -TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (8)