Bu yargı, herkesin ilk aklına gelen yargı değil.
İnsan ilişkilerinde en büyük problemimiz olan, çoğu zaman gereksiz üzüntü ve hatta hiç düşünülmeyen, beklenilmeyen sonuçlara kadar götüren bir yargı…
Özellikle, insanların gittikçe yalnızlaştığı, iyiden iyiye asosyal olduğu, içine kapandığı günümüzde, başkalarına olan güvenimizi yitirmekle kalmadık, kendimize olan güvenimizi de maalesef tamamiyle yitirme noktasına geldik. İnsanları hep çıkarcı, bencil, anlayışsız, algı yoksunu, kendini düşünen diye düşünmekten kendimizi alamaz olduk.
Dışarıyı; insafsız, acımasız; “ekmek aslanın midesinde! ” anlayışıyla iyiden iyiye vahşileştirdik.
Ticarette bile insanların cebindeki parayı almak çok doğal hal almışken yetmedi; yarın eline geçecek, aylık – yıllık kazanacak ne kadar geliri olabilecekse, bu da yetmedi; malı – mülkü, menkulü – gayrimenkulü olabilecek her şeyini elinden alma yarışına girdik. Böyle çok vicdansızca bir “ticaret anlayışı” geliştirdik, oluşturduk. Bunun adına da çok kazanan, kafası çalışan, ticareti bilen, iş yapan ve başaran dedik. Bu tip anlayışı benimseyen ve harfiyen uygulayan insanları göklere çıkarttık, idol yaptık, en ön saflarda yer verdik ve önlerinde el pençe divan durduk…
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
her bireyin okuyup ders alacagı bir bakale olmuş kutluyorum hocam inci hocanım hikayesiyle özleşmiş saygılarımla
Profesör derse girer ve
‘Çocuklarım, size anlatacağım olayı dikkatlice dinlemenizi
ve yorum yapmanızı istiyorum ‘der.
Anlatmaya başlar.
‘Hastamız Ne Konuşuyor
Ne de Denileni Anlıyor.
Saatlerce Anlaşılmaz Şeyler Geveliyor...
Zaman Ve Kişi Kavramı Yok.
Yalnız, Nasıl Oluyorsa, Adı Söylendiğinde Tepki Veriyor!
Son Altı Aydır Onun Yanındayım
Ne Görünüşü İçin Bir Çaba Sarf ediyor
Ne De Bakım Yapılırken Yardımcı Oluyor
Onu, Hep Başkaları Besliyor,
Yıkıyor ve Giydiriyor
Dişleri Bile Yok
Yiyeceklerinin Püre Haline Getirilmesi Gerekiyor
Kıyafetleri Salyalardan Dolayı Sürekli Leke İçinde
Yürümüyor!
Uykusu Düzensiz Gece Yarısı Uyanıp Çığlılarla Herkesi Uyandırıyor !!!
Ama Çoğu Zaman Mutlu Ve Sevecen
Fakat Bazen Ortada Bir Sebep Yokken Sinirleniyor
Biri Gelip Onu Yatıştırana Kadar Feryat Figan Bağırıyor
Profesör, sınıfa döner:
‘Böyle birinin bakımını
üstlenmek ister misiniz ?’diye sorar.
Öğrenciler hep bir ağızdan 'hayır' diye bağırır...
Profesör,
‘bu işi büyük bir zevkle yaptığını,
onların da yapması gerektiğini’
söyleyince, öğrenciler şaşırır.
Daha sonra profesör,
hastasının fotoğrafını
sınıfta dolaştırmaya başlar…
Fotoğraftaki, doktorun altı aylık kızıdır.
ÖN YARGILAR VE BAKIŞ AÇILARI İNSANI YANILTABİLİR
ÇOĞU ZAMAN.........SEVGİLER.......
Günümüz insanına ders niteliğinde ,okurken kendimi bir sempozyumda sandım bir anlattı ben dinledim adeta ,tesbitleriniz ve bakışınızdan dolayı tebrik eder yüreğinizdeki sesin hiç susmamasını temenni ederim
sağlıcakla
GELİNEN ZAMANI NE KADAR GÜZEL DİLLENDİRİP ÖZETLEMİŞSİNİZ Kİ BİR KERE DAHA İNASANLIKA DINA YÜREĞİMLE ACILANDIM. AMA GERÇEKLER ZATEN ACI OLURMUŞ. VAR EDEN PAYLAŞAN SUNAN YÜREĞİNİZE GÜÇLÜ KALEMİNİZE TEŞEKKÜRLER YÜREKTEN KUTLUYORUM. TAM PUANIMLA SAYGILARIMI SUNUYORUM.
Yazdığınız gün okudum. Tekrar okudum.İyi bir yazar ve iyi bir makale.Makalenin özü anlayış ve yargı. Bu çok anlamlı makaleyi okuyunca aklıma her çeşit insan geldi:Vicdan,ağırbaşlılık,fedakârlık,Yetenek, alınan terbiye,onur ve erdem.. İşte bu değerlere vakıf olanlar hem sevgiyi hem huzuru hemde ışığı götürürler gittikleri yerlere.Aksine hırçın,bencil,Riyakâr vb. dirler.İşte anlattığınız gerçek hayatın içindeyiz. Yaşamağğa mecburuz.
Gerçekten çok hoş olmuş.sağ ol varol.Yaz,okuyalım, e mi!
Kutluyorum.sağlıklı gelecekler diliyorum.Saygılarımla.
GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ 11.03.2012
Günümüzde değerler çoktan değişti. her şey maddenin, çıkarın etrafında döner oldu. Hırs kapladı içimizi, keseri hep kendimizden yana vuruyoruz ki yongası kucağımıza düşşün diye. oysa, benim içinde büyüdüğüm, geliştiğim dünyada, ilk akla gelen insanlık, sevgi, saygı vardı. Şimdi bu değerleri ışıkla arar olduk. Güzel bir tema, akıcı bir üslup, anlamlı bir metin. kalemine, yüreğine sağlık.
'Anlayış ve Yargı'
Makalenin Başlığından da anlaşılacağı gibi; olayları/hadiseleri kendi anlayışımız; perspektifimiz çerçevesinde değerlendirip, sorguya/yargıya lüzum görmeden, derhâl infaz... Öyle okuruz ki insan'ı, öylesine 'güçlü'ki önsezilerimiz; gerek var mı sorgu/suale, her şeyi biliriz, peşinen; 'doğuştan kabiliyetli'... Konuşmaya pek hevesliyiz de; dinlemek yoktur, çoğumuzun lügatinde.../
...
Ticaretten sosyal ilişkilere kadar pekçok konuyu bünyesinde toplayan;
Kıssadan hisse alınacak; oldukça anlamlı bir yazıyı istifademize sunduğunuz için teşekkürler Sn. H.ÇİFTÇİ / HOCAM
Saygılarımla
M.YAZICI
Yerinde belirlemelerdi. Kendimi sorgulamamı, farklı bir pencereden bakmamı sağlayan bir yazıydı. Yazara teşekkür ederim.
uzun zaman sonra kucak dolusu sevgilerle size mrb diyorum hikmet amca :)
yazınızı büyük bir haz ile okuduktan sonra bu muhteşem yazının altına çok değerli yorumlarını bırakan tanıdık usta kalemleri gördüğümde biraz heyecanladım.
biz gençlerden farklı olarak hayatın inceliklerini daha iyi görebilen bu olgun kalemlerin arasına kendi düşüncelerimi yazmak benim için büyük bir onur.
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
der yunus emre. ne de güzel der. kendini bilmeyen bir insan başkasını bilebilir mi?
başkalarına karşı duyunlan güvensizlikler, önyargılar, ikiyüzlülükler... ya tüm bunlar kendimize karşı duyduklarımızsa...
neden mi? yunus diyor ya hikmet amca: kendini bil...
tanımıyoruz kendimizi, kendi içimizdeki ikiyüzlülükleri, güvensizliği anlayamadan çıkıyoruz yola. yürüdüğümüz yolda başka insanların doğrularını sahipleniyor ve onların dediği gibi tanımlamaya başlıyoruz kendimizi. biz başkaları oluyoruz başkaları ise bize dönüşüyor. bu çark böyle dönüp gittikçe biz kendimiz olmayı başaramıyoruz.
içimizdeki biz ile başkalarının yarattığı biz arasında gidip geliyoruz hal böyle olunca.
yol devam ediyor yürüyoruz...
“İşini bilen adam, canım! ..” dediklerinde işini bilen adam olup, “duygusallığa yer yok” dediklerinde acımasız birer varlığa dönüşüp canavarlaşıyoruz!
içimizdeki biz 'biz' farklı bizlere dönüştükçe can cekişiyor...
doğduğu an kötü olan biri yoktur doğduğu an iyi olan biri olmadığı gibi...
söylenmesi gereken söz şu olmalı: kim olduğumuzu seçecek kadar iyi mi olacağız yoksa kim olduğumuzu seçmelerine izin verecek kadar kötü mü?
Ön yargılı, (eskiden) 'peşin hüküm' lü olmak bazen bizi yanıltabilir, hatta sonradan pişman olacağımız
bazı hatalar da yaptırabilir.
Yanlış anlaşılma;
'1.Düşündüğünüz,
2. Söylemek istediğiniz,
3. Söylediğinizi sandığınız,
4. Söylediğiniz,
5. Karşınızdakinin duymak istediği,
6. Duyduğu,
7. Anlamak istediği,
8. Anladığını sandığı,
9. Anladığı,
Arasında farklar vardır.
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal vardır.........SYLVİANE HERPİN '
Hiç bir şey aslında dışarıdan görüldüü gibi değildir. Daima yanılma payı vardır.
Allah bize iyice duymamız için iki kulak, az konuşmamız bir ağız , bir dil , iyice düşünmemiz için de kocaman bir beyin ve akıl vermiş....
Bu yüzden, bir olay veya kişi hakkında kesin yargıya varmamız için, 'ince eleyip, sık dokumak'
gerekir, sonradan üzülüp huzursuz olmamak için......
ÇOK güzel bir konuya temas etmişsiniz, hepimiz
zaman zaman ön yargıda bulunabiliyoruz. Anlamadan, dinlemeden karar vermek büyük bir haksızlık.....
DERİN anlamlar içeren çalışmanızı ve emeğinizi
gönülden kutlarım......
SEVGİLERİMLE........
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta