Anlayamazsın,
Terkedilmiş akşamlarda duyduğum yalnızlığı
Bunalırım...
Bir şeyler sıkıştırır benliğimi
Anlamazsın,
Anlayamazsın....
Bin bir düşünce kemirir beynimi
Gözlerim kararır...
Bir başka atar damarlarım
Bilemezsin sen
Hissedemezsin, hissettiklerimi....
Tüm nefretim, kinim dolar içime tekrar
Kendime olan, tüm karşıt duygular...
Yıllar sonra ağlamak,
Ağlayabilmek doyasıya, öyle zor ki...
Öyle zor ki sıyrılabilmek geçmişten
Yaşamak.....
Gününü gün ederek....
Anlayamadın,
Anlayamayacaksın
Hissettiklerimi....
Beni..................
Kayıt Tarihi : 10.1.2009 11:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Her konuda olduğu gibi bu konuyu da insanların dini duygularını bir şekilde rencide etmek için kullanmayınız lütfen. Bizler böyle basit reklamlara ihtiyacı olmayan bir dine sahibiz.
Ayrıca her koyun kendi bacağından asılır der bir atasözü. Sizlerin hangi tabuları yıktığını bilemem. Karşınızdaki insanı yargıladığınız anda Tanrı siz misiniz diye sorarım size. Yargılamak ve hüküm vermek sadece ona aittir diye öğretildi bana. Kendi yıktığınız tabular ya da yanlışlarınız sizi bağlar. İfadenizde bunlara beni dahil edemezsiniz. Herkes siz gibi olmayabilir. 'Son yıllarda, gözümüzün dışa açılmasıyla (ama geziler, ama TV, ama basın sayesinde) düne kadar tabu olan şeyler, tabuluğunu yitirdi. Maddi yönden hiç doymak bilmedik. Manevi boşluğu doldurabilecek birşeye sarılmadık. Hep arayış içerisinde olduk. Bu arayışta da daha çok acıktık. Dini, şekilcilikle benimsetmek istedik. Bunların karşısına yine şekilcilikle çıktık. Hırsızlıklarımızı evde çocuklarımıza başarılı iş adamı pozuyla tanıttık. Hovardalıklarımız için bilerek eşimize gedikler açtık. Ateş ve barutun gece yarılarına kadar diskolarda içip, hor hor tepinmelerine masumiyet bulduk onlar gelmeden yatağımıza çekilip, seyrettiğimiz porno kasetini yuvasında unuttuk. Ve tabuları her beraber bir bir yıktık, yıkmaktayız... '
Son olarak burası bir edebiyat paylaşım sitesi. Duygu ve düşüncelerinizi, herhangi bir konunun dayatmasını yapmak için ifade etmenizi doğru bulmuyorum. Bu din, siyonizm, siyaset hiç fark etmez. Edebi anlamda istediğiniz kadar eleştiride bulunabilirsiniz. Ama o kadar!
TABULARIN İNTİHARLA BAĞLANTISI
Hiçbir dinde intiharı haklı kılan bir ayet yoktur. Allah’ın verdiği canı, yine Allah alır.
Şeytana tapanlar topluluğunun inançları dinsel değil, toplumsaldır. Geçen ay topluca intihar ettikleri iddiası, iddiadan öte geçememiştir. Sapık bir inançtır. ama her inanç dinsel olmadığı gibi, dinin karşısında olan inançlar da vardır.
İsviçre intihar oranı en yüksek olan ülkedir. Sıralamada kendisinden sonra gelen ülkeyi yüzdelik bakımından ikiye katlamaktadır. Oysa refah seviyesi çok yüksek seviyede olan ülkeler arasındadır.
Buna sebep İsviçre’de yaşayan toplumun bazı tabuları diğer ülkelere nazaran daha çabuk yıkmasıdır.
Gerek dinlerin ve gerekse toplumların tabu derecesinde koyduğu yasak ve kuralalr insanların mutlulukları içindir.
Dininin koyduğu yasaklara sırt çeviren topluluklar huzursuzluklara ve acılara gebedir. Dinin koyduğu yasaklara eşdeğer yasaklar koyup, uygulamasını sıkı tutmayan toplum, toplum olarak değilse bile fert-fert boşlukta kalacaktır. Boşlukta kalan insan da intihar edecektir.
Son yıllarda, gözümüzün dışa açılmasıyla (ama geziler, ama TV, ama basın sayesinde) düne kadar tabu olan şeyler, tabuluğunu yitirdi.
Maddi yönden hiç doymak bilmedik.
Manevi boşluğu doldurabilecek birşeye sarılmadık.
Hep arayış içerisinde olduk. Bu arayışta da daha çok acıktık.
Dini, şekilcilikle benimsetmek istedik. Bunların karşısına yine şekilcilikle çıktık.
Hırsızlıklarımızı evde çocuklarımıza başarılı iş adamı pozuyla tanıttık.
Hovardalıklarımız için bilerek eşimize gedikler açtık.
Ateş ve barutun gece yarılarına kadar diskolarda içip, hor hor tepinmelerine masumiyet bulduk onlar gelmeden yatağımıza çekilip, seyrettiğimiz porno kasetini yuvasında unuttuk.
Ve tabuları her beraber bir bir yıktık, yıkmaktayız...
Bu yeni hayata, zaten bir ayağı boşlukta olan insanımız sağlam basamadı. Her tolerans gördüğü hatanın üstüne bir başka hata ile yaşam temeli kurmaya kalktı. Sonunda da hatalarla yükselmiş temelin üstünde başı döndü; tutunacak bir dal bulamayıp intihar etti veya etmeyi düşünüyor...
Bazı tabular yıkılmamalıydı. Tabular yıkılınca ölüm sancılarının başlayacağı bilinmeliydi...
TÜM YORUMLAR (3)