Anlayamama Sorunsalı Üzerine 1 Şiiri - Y ...

Bayram Kaya
2946

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Bir toplumun elbet yazar ve okurları vardır. Ancak, o toplumun yazarlarında ve okurlarında bulunan belli bir asgari paradoksları da, vardır. Bu paradoks okunmuş olana vukufiyet sizliğin düşüklüğüdür. Yazılan konuyu anlamaktan çok, sizin kodlarınıza hitap edip etmediği bağlamında o yazıyı ele alıp eleştirir ya da över olma şanssızlığıdır bu. Bu paradoks ne kadar yaygınsa, bilmezlik de, o kadar diz boyudur.

Elbette bu türcü duyarlılık sığlığı içinde olan kimi okurlar, aynı sığlıkla yazıp ya da eleştiri yapar olacaktırlar! Her söyleneni kendi ezber inançsal değer kodlarının skalasına vurup, bunu kabul ya da reddedeceklerdir. İnsanın bir öğrenmeyi önceki algı skalasına vurması kadar, tabii bir şey yoktur. Ne var ki, insanın farklı olanı da öğrenmek gibi, okunan bir konu alanını anlamak gibi ve bu alandaki ölçebilirlik skala sandansını artırmak gibi bir gereksinimin içinde de, olması gereklidir. Bu tür bir gerekliliğin bir aydın işi olduğu anımsanmalıdır. Ve aydınlanmanın insani oluşumuzla, toplumsal bir yurttaş oluşumuzla, beraber kavranan, bir sorunsalımızın olduğu da, unutulmamalıdır.

Bu konuların bilinirlik ilgiselliği, bilimsel alanda, bilim felsefesinde, çağdaş düşüncede ve düşünce tarihi boyutunda olduğu gibi inançlar alanında da daha çok olmaktadır. Genel yaygınlık bağlamında bilimsellik, insanların pek biçimlendiği bir tutum değildir. Ama inanç olgusu, her değerdeki insanın az çok aşina olduğu, en büyük paylaşılan, üzerinde şöyle böyle olumlaşması gerçeklenebilir bir ortak paydadır. Onun için ben de örnekleri bu ortak sosyal kültür alan değeri içerisinde, seçeyim.

İnançlar üyelerine (inanırlarına-müminlerine) kendi algısını dayattığı zaman, kargadan başka kuş tanımama takıntısı ile pek çok üye, bu özeldeki bilmelerini saltık sayıp, bu alandaki diğer inançlara ilişkin ön yargılı bilmezliklerinden ötürü, dışarıya paranoya ihraç edebilmektedirler. Söz gelimi siz bir özel inanç belirtmediğiniz halde; genel manada zekât, sadaka, din için savaştan (cihattan) bahsettiğinizde dahi insanlar, hep kendi inançlarını, anlarlar! Ya da bir bilmez oluşun bilgiçliği ile kişiler konuyu; kendilerinin tek ve yarım yamalak bilebildikleri bu kendi inanç alanlarının olguları üzerine, çekmek isterler.

Tamamını Oku
  • Bayram Kaya
    Bayram Kaya 24.06.2010 - 14:53

    Merhaba sevgili erci,

    Elbette kaynaklar belirtilmeli. Benim yazım kaynak belirtmekten çok, bir bilinir olması gereken en temel sağlam verilere dayanır. Bunlar antropolojik, sosyolojik, fizik, kimya, tarih ve fosil oluşumlardan kaynaklıdır. Söz, gelimi bilgiler zımnı tarihi buluntular gibi yaygın bilinirlikli, kişi öğrenmesi içerenli olan bilgilerdir. Okurun bu denli bilgi çağrışımları içinde olur denli anlamalarına istinaden yapılan bir fikir çalışması oldu.

    Elbette buda bir eksikliktir. Mısırı devletini anlatmak için kaynak belirtilmez. Ama gerekiyorsa niye olmasın (gerekir de). Siz fikirlerin bilimsel felsefeye, tarihi felsefeye, antropolojiye, sosyolojiye toplusal gelişmelere vs. Uyup uymadığına bakınız.

    Anlatılanları kaynağını, kendi alan pekin bilgileriniz, çağrıştıracaktır size. Söz gelimi; su H20 dediğiniz zaman, kaynak belirtmezsiniz değil mi! Buna ilişkin öğrenmeleriniz hemen bilinç düzeyinize gelmişlerdir. Bu pekin bilgi, kanıtını siz kanıksatmıştır ve bu pekin bilgiler bir öğrenme bilinmesi içindedirler.

    Genelde ilgilisi olan herkes bunu anlar. Siz de, böylesi bu bilgilere dayanan girişmeli çıkarmalar yapıyorsunuz. Elbette bu tür yazmanında çok kusur ve kabahati var. Ben bunu tartışmıyorum övmüyorum ,sadece sizin yorumunuza göre olan kendi usulümü belirtiyorum. Siz de ya, ilgisizler ne olacak diyeceksiniz! Haklısınız. Ama ben de ilgisizlere yazmadım. Adı üstünde ilgisizler işte.

    Ben bir okur olacaktan, okuduklarımdan böyle anlam çıkarmaktayım. Bir okur da, bazen konuları böylede okumalı. Sn. Demirel dediğim zaman, hemen kaynağa baş vurmamalıyım. Pekin bilgiler: Güneş'in ısı ve ışık kaynağı olması gibi bilinenler; hemen de her sözü edilişte ispatı gerekmemeli.

    Hiç kimsede, kaynağa, akla, bilime, nesnel ve toplumsal verilere dayanmadan, bunun ıskatını yapamadan elbette bunlara sırtını dönerek yazmamalıdır. Böylesi çalışmalar belli olur zaten. Hiç kimse size insanlar neolitik çağ yaşadılar mı? Haydi bakalım kaynak göster demezler. Yazdığım konular bilinmeyen yakası açılmamış bilgiler değil. Yaygın bilinir, pekin bilgiler olmak zorundadır bu tür metotlar. Eğer okur bu bilgilere aşina değilse, bunlarında öğrenilmesini istiyorsa lütfen araştırsın.



    Saygılarla.

    Cevap Yaz
  • Erdal Ceyhan
    Erdal Ceyhan 23.06.2010 - 16:14

    Sayın Kaya, inanç üzerine epeyce kafa yorduğunuz belli oluyor. Bu yazdıklarınız çok değerli 'deneme'ler olabilir, ama biraz daha kaynaklara,göndermelere dikkat ederek, daha bilimsel ve toplumsal kodlu makaleler kaleme alabilirsiniz. Konulara 'vukufunuz' çok ileri düzeyde. diliniz biraz ağır ama düşündüğünüz ve düşündürttüğünüz için teşekkür ederim. Çabanız için elinize sağlık.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta