-Torunum Ada’ya-
Yum gözlerini Ada
Rüyanda bir resmi geçit seyredeceksin
Var oluşunun bir sebeb-i hakikatı da o amcalarındır
Onlarda kendini göreceksin
Bak, nasıl da nur yüzlüler
Nasıl da sevecen
Yorgun adımlarını ne zor atıyorlar
Ama sen nereden bilecen
Ne hainler ile boğuştu onlar
Ne cepheleri söküp attılar
Onlara iyi bak yavrum
Onlar küllerinden
Bir ulus yarattılar
Bak şu el sallayan var ya
Şu yalpalayarak yürüyen
Kanal’ı geçmeye çalışırken can veren şehit
İşte o senin büyük deden
Yanında sekerek giden gazi
Çanakkale siperlerinde bıraktı bacağını
Gözünü kırpmadan uzandı toprağa
Sizler için geçti canından yavrum
Vatana feda olsun, dedi
Bir kere istemedi alacağını
Sakarya’dan
İnönü’den
Koşup da gelmişler
Şu şevke
Şu heyecana bak Ada
Sanki cepheye girmişler
Bu kadar mı sevilir toprak
Sanki toprağa karışmışlar
Bunlar Ada
Toprağı vatan yapmak için
Birbirleriyle yarışmışlar
Bak Ada
Bak bak
Hepsi de bir yöne döndüler
Bir yere bakıyorlar
Başkomutana
Selam çakıyorlar
İşte o tüm bu kahramanların kahramanı
Sen de bak Ada
Yakından gör Ata’nı
Çetin Özdemir 27.10.2009 Eskişehir
Çetin Özdemir 2Kayıt Tarihi : 27.10.2009 19:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Keşke, hepsi bir rüya olsaydı...

Rüyanda bir resmi geçit seyredeceksin.
Var oluşunun bir sebeb-i hakikatı da o amcalarındır;
Onlarda kendini göreceksin.
___Giriş dizeleri tekil bir seslenişle başlıyor. Şiirin bütünseline taşınan geçmiş-gelecek olgusu ise toplumsal örgüyle beraber, bu seslenişin aslında tekil değil çoğulu barındırdığını gösteriyor.
Şairimiz, çoğula seslenişini o'nun için çok özel bir yeri olan, torunu Ada üzerinden yapıyor.
Üslupta kullandığı gelecek zaman vurguları her ne kadar bu şiirin 'an'da yazıldığını gösteriyorsa da
aslında zaman açısından çok daha geniş bir yelpazeye sahiptir. Diğer taraftan da kalemin bu seslenişi gerçekleştirmiş olması o'ndaki yetişkin sorumluluğunun da kanıtı niteliğindedir.
Ada, henüz çocuk ya da genç denilebilecek bir yaştadır. Dolayısıyla hayatın en pembe dönemlerini yaşaması da muhtemeldir. Ama Ada kimliğinde dikkatimizi çeken başka bir unsur da şudur ki
yaşına rağmen 'dinleyici' yanı da güçlüdür. Çünkü şair ruhu bazen karşılaşabileceği tüm olumsuzlukları bir kenara atarak sadece onu dinleyecek olan denize demir atar.
Bu durum çoğunlukla şairin öznel yaşamında daha kolayca uygulanabilir bir özellik taşır. Kaldı ki sözünün dinlenmeyecek olması ise şairi durduran etkenlerden değildir. Çünkü o herşeyden önce şiire içsel ve dışsalını taşır ve bunu yaparken de toplumsal bilincin farkındalığıyla hareket eder.
Bu bilinçle hareket etmesi ise bir kez daha sorumluluk yüklenmesine neden olur. Ve şair tereddüt etmeden
sorumluluğu üstlenir çünkü şiire gönül vermiş olmasındaki bir diğer gayesi, yaşadığı topluma
olabildiğince ışık tutmaktır.
Bak, nasıl da nur yüzlüler
Nasıl da sevecen.
Yorgun adımlarını ne zor atıyorlar;
Ama sen nereden bilecen.
Ne hainler ile boğuştu onlar
Ne cepheleri söküp attılar.
Onlara iyi bak yavrum,
Onlar küllerinden
Bir ulus yarattılar.
___Gelişme bölümüne indiğimde girişteki 'amcalar' ifadesinden az-çok görmeye başladığımız bir tanımlamanın çok daha bariz işlendiğini görüyoruz.
Bu insanlar tarihte önemli bir yere sahiptirler ve şairimiz; Ada ve o'nun nezdindeki kuşağa önce bu kişilerle ilgili küçük tespitlerini paylaşır. Kalemin özgünlüğünde yürüyen bu tespitler gelişme bölümünün son dizesiyle büyük bir noktanın varlığını duyumsatır.
Göründüğü üzere, tanımlamaya alınmış bu insanlar 'ulus' kavramında şiirin anlamsalını oluştururlar. Onların yorgun adımları yüzlerindeki iyiniyeti silememiştir ve onlar kendilerine düşman toplumlar karşısında azimli davranarak 'ulus' bilincini yaşama geçirmişlerdir.
Bak şu el sallayan var ya
Şu yalpalayarak yürüyen…
Kanal’ı geçmeye çalışırken can veren şehit
İşte o senin büyük deden.
Yanında sekerek giden gazi
Çanakkale siperlerinde bıraktı bacağını.
Gözünü kırpmadan uzandı toprağa
Sizler için geçti canından yavrum
Vatana feda olsun, dedi
Bir kere istemedi alacağını.
___Bu bölümde ise Ada'ya çok daha net örnekler sunulmaktadır. Bir ulusun bağımsızlık mücadelesinde yer alan 'şehit, gazi, vatan' unsurları öne çıkarılmıştır. Bu insanların önemli gerekçeleri şimdi bir başka önemli gerçeğe bakmaktadır ki Ada ve akranları, tarihsel dönemlere yabancı veya uzak dururlarsa, kendilerini ve ülkelerini tehlike altına atmış olacaklardır.
Yani bir diğer deyişle şairimizin içsel beklentilerini duyabiliyoruz ki bu temada kalem oynatmasının derininde de bir bakıma bu beklentisinin yattığını düşünüyorum.
Sakarya’dan
İnönü’den
Koşup da gelmişler.
Şu şevke
Şu heyecana bak Ada
Sanki cepheye girmişler!
Bu kadar mı sevilir toprak?
Sanki toprağa karışmışlar!
Bunlar Ada,
Toprağı vatan yapmak için
Birbirleriyle yarışmışlar! ..
Bak Ada
Bak bak…
Hepsi de bir yöne döndüler
Bir yere bakıyorlar.
Başkomutana
Selam çakıyorlar.
___Tarihsel argümanlar çok daha belirginleşmiştir. Toprak, sadece vatan olmakla sınırlı kalmamış, aynı zamanda bağımsızlık savaşında öncü rol oynayan bu insanların da sevgilisi boyutuna gelmiştir. Bu yüzdendir ki heyecanları hala taptazedir.
Kalem, Ada'yla diyaloğunu sürdürürken, bizler her ikisinin de 'şehitlik anıtı' veya o tarihe ait düzenlemesi yapılmış olan bir 'müze'de gezer durumda görüyoruz. İnsanların, yüzlerini Başkomutan'larına çevirerek o'nu selama duruyor olmaları, bu şiirin adeta bir gezi esnasından doğduğunu fısıldıyor gibi...
Oysa Şair ve Ada, düşsellikten topladıklarını birer birer soframıza koymaktadırlar.
Şiirin dili oldukça yalın ve sadedir. Tema, toplumun büyük kesimini ilgilendiren ve tekrarlanmasından gurur duyulan, bilindik bir konudur.
Diğerlerinden farkı ise, bu paylaşımın 'dede-torun' arasında akıyor olmasıdır. Ritmi ise bana göre sorularla güçlendirilmiş görünüyor ki seviyesinin çok yüksek olmadığını söylemeliyim.
Ahenk, varlığını 'sıcak bir sevgi'den almıştır. Çünkü şairin Ada'yla konuşma üslubu, dizelerin akıp gitmesine neden olan bir samimiyete sahiptir.
İşte o tüm bu kahramanların kahramanı
Sen de bak Ada
Yakından gör Ata’nı.
___Ve final, şairimizin asıl varmak istediği noktaya temas etmesiyle buluşur. O, kendi ülkesinin bağımsızlık yolunda nasıl mücadele verdiğini az veya çok biliyordur. Üstelik bu uğurda yaşamlarını kaybetmiş olan insanlara karşı hissettiği sevgi ve saygı da hala canlılığını korumaktadır. Hatta kişisel özgürlüğünün bu sayede kazanılmış olduğunun da bilincindedir.
Tüm bu duygu ve düşünceleri arasında şükran duyduğu bir başka isim vardır ki bu kişi sadece yaşadığı toplumda değil tüm dünya devletlerinin gözünde de 'liderlik' gücüyle önemli yere sahip olan Mustafa Kemal Atatürk'den başkası değildir.
Dolayısıyla şairimize göre; Ada ve yaşıtları da bu ismi tanımalı, öğrenmeli ve öğretmelidir ki genç nesil şu anki kazanımlarının farkına varabilsin ve ulusal bağımsızlığını koruyabilsin.
Şiir bittikten sonra kalemdaşımız oturduğu sandalyeye yaslanır ve gerçeğin içinden geçen bir cümleyi, şiirin hikayesine alır;
'Keşke, hepsi bir rüya olsaydı...'
Şiirin duyarlı sesine sevgi ve saygımla
nerden nereye geldik değil mi?
nasıl kazanıldı bu yurt?
teşekkürler ve tebrikler
Sevgiyle kalın
TÜM YORUMLAR (29)