Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Devamını Oku
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Aynen, çok doğru.
Işıklı bir asfalt düşünen Orhan Veli, yolun ortasına açılan ne idüğü belirsiz bir ÇuKuRun DERİNliğine gömüldü… ve hala degisik yonlerle gomulen yazarlar,,,,,,
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epiyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
orhan veli garip akımını yartırken türk şiirine de damgasını vurmuş bir isim....insan onun şiirlerinde bir dünya buluyor...
çukur
çukur hayat
hiç telaşı yok hayatın
ha sabahta olur gün ışığına aşk sözleri filizlenir içimizde
yada ay ışığı bir gecede sevda türküleri çağlar yüreğimizde hiç telaşı yok hayatın sevgilinin koynundada nefes nefes
cukurdan vermekle bitmez nefes
ÇuKuR
Ölümü; talihsiz bir kaza veya şüpheli bir ölüm degil, sinsice işlenmiş bir cinayettir. tekrarlıyorum: CİNAYET.
Çıkardıgı 'YAPRAK' dergisinde,ezanın türkçe okunmasının
kaldırılmasına ilişkin yasayı,Türkiye Büyük Millet Meclisinde onaylanmadan
önceki günlerde; yazılarında eleştirdigi için; kendisine daha sonra bir komplo hazırlanmıştır.Belediyenin kazdırmış oldugu çukur; evine dönüş yaptıgı güzergaha ve köşeye kazılmıştır.Düştügünde sadece dizinden
yaralanmamış,başını da çarpmıştır.Ölüm nedeni otopsi ile
belirlenmiş ve sanıldıgı gibi alkol zehirlenmesi degil,BEYİN KANAMASI
aloo! ! ! BEYİN KANAMASI sonucu yaşamını kaybettigi rapor edilmiştir.
O çukura düştügü tarihin bir 10 Kasım! (10 Kasım 1950) olması da özellikle ilginç bir
tesadüf! ve düşündürücüdür. O akşam Üç Nal Lokantasında olmakla beraber
başka bir yere ugramadan evinin yolunu tutmuştur.Çukur bu yol üzerindedir ve bu çukurun kazılmış oldugundan habersizdir.Düşmesi rakıya olan sevdasına baglanarak olayın üstü ve dolayısı ile düştügü çukur konusunun üzeri kapatılmış ve bir muammaya dönüştürülmüştür.
Bu çukura düştükten dört gün sonra; beyin kanamasi sonucu ölmesinin nedeni tıp adamlarının cevaplandırabilecegi bir sorudur.Fakat ölüm nedeni ile kazılan çukur arasındaki ilişki kesin ve o çukurun neden oraya kazıldıgı açıktır.
Araştırılması gerekenler;
1- BELEDİYE NİN o ÇuKuRun KAZILMASI İÇİN VERDİGİ EMİR TUTANAGI; tekrarlıyorum; emir tutanağı,TARİHİ; EMRİ VERENLERİN TESPİTİ VE BAGLANTILARI.
2-Düştügü ÇuKuRun ENİ,BOYU,ÇAPI ve DERİNLİGİNE ait SAYISAL BİLGİLERin ve daha sonra o çukurun tekrar ne zaman ve ne şekilde kapatıldıgının araştırılması vs.
Bunların araştırılması sonucunda dügüm çözülecek,böylece tarihi bir gerçek,yıllar sonra da olsa ortaya çıkarılmış olacaktır.
Aşagıdaki yazılardanda da konu ile ilgili teget! ve fakat gerekli ayrıntılı bilgiler edinilebilir.
Sunay Akın ve Özdemir İnce `nin konu ile ilgili gazete yazıları ve ayrıca:
http://www.orhanveli.net/kaniksadigimbiri/sunayakin.html
http://www.orhanveli.net/kaniksadigimbiri/buyulubolge.html
*...Şinasi Baray, Ankara Lisesi’nden arkadaşlarıdır ve okulun tiyatro oyunların dekorları onun tarafından yapılmadır. Ankara’da yaşayan Şinasi, arkadaşlarının seslenişiyle ‘Bir de Şinasi’, Üç Nal adında içkili bir lokanta açar. Bir dönem sanatçıların uğrak yeri olan lokanta, çevre düzenlemesi sırasında yıkılır. Melek Baray, Anday’ın şiirinde üç ünlü şairle birlikte anılan Şinasi’nin kim olduğunu merak edip araştıran sosyolog Okan Konuralp’e, eşini 1989′ da kaybettiğini söyleyerek, lokantanın masalarında gezinen, konukların elyazılarıyla dolu şeref defterini gösterir ve şunları söyler: “Orhan çukura düştüğü gece bizdeydi. Başka bir yere uğrayıp içki içmiş olamaz.”
**Ben henüz 36 yaşında iken -hayattan koparılan- sevdigim ve okumaya asla doyamayacagım; ünlü şairimiz Orhan Veli Kanık `ın; karanlıkta o köşeyi döndügü anda; attıgı adım öncesi; aklında tasarladıgı bir şiirinin dizeleri; parmaklarının arasındaki sigarasından bir nefes çektigine eminim.Cebindeki son 28 kuruşu sayan; tamamlanmamış son şiirini bir diş fırçasına sarılı olarak bulanlar...neden o çukurla ilgili hiç bir bir araştırma yapmayı düşünmediler? Neden o çukurla ilgili sayısal bir bilgiye sahip degiliz? VAR MI? VAR MI? VAR MI?
*** 'iyisi mi bir yazar,hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı'-O.V.Kanık.
bkz. SU-ya sabuna dokunmamak: Türk Dil Kurumu-Türkçe Sözlük.
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
....
ORHAN VELİ; İÇKiLi OLDUGU iÇiN DEGiL; HER GÜN YÜRÜDÜGÜ YOLUN ÜZERİNE; VARLIGINDAN HABERSİZ OLDUGU BİR ÇuKuR KAZILDIGI iÇiN DÜŞTÜ o ÇuKuRa.
DİN...DİL...EZAN... tartışması değil...çok önemli bir CİNAYET...tir söz konusu olan.
Lütfen Orhan Veli KANIK ile ilgili bu çok önemli konuda; sadece duygularımızı paylaşmakla kalmayalım... konu ile ilgili bilgileri araştıralım...paylaşalım...
ÇuKuR:1.u ilk çukur; Ankara / 2. u; İstanbul / K: katil...ler kimdi?
TARİHİMİZİ İYİ BİLEN / ŞİİRDEN VE ORHAN VELİ `DEN ANLAYAN / TÜM SAVCI,HUKUK ADAMI,ŞAİR,YAZAR,GAZETECİ,AYDINLARIMIZA / VE BASINIMIZA,MEDYAMIZA... DUYURULUR / DUYURUNUZ.
SeZSiZcE DüŞüNcE...LeR (ÇuKuRun DERİNLİĞİ?)
ORHAN VELi KANIK / OMUZLARINDA / ATAMIZIN / CUMHURiYETiN DEVRiMLERiNi / SAVUNMA GÖREV BiLiNCiNi ÜSTLENMiS EVE DÖNÜS YOLUNDA / Ki / COK DAHA KARANLIKTIR GECELER SOKAKLARDA / 1950 lerde / YOLUNA KURULAN / CuKuRa / DÜSÜRÜLEN / Ki / TuZAK! DIR / ADI CuKuRun /ÖLEN GARiP /Ki/ YANILMIYORSAM / SEHiT DENiLiYOR / VATAN UGRUNA CAN VERENLERE / Ki / ÖLMÜYORLAR ASLA / NASIL OLUYORSA / VE NE GARiPTiR / Ki / ee GARiBE NEDEN SEHiT DENiLMiYOR? /
Ki / SUCLULARIN CEZASI NASIL OLSA ÖTEKi TARAFTA VERiLiR / HESAPLARI GÖRÜLÜR / FAiLLERi / MECHUL OLARAK ADLANDIRIP iSiN iCiNDEN SIYRILMAKTA FAYDA VARDIR / EN CAGDISI YAKLASIMDIR / Ki / TEK CAREMiZ MiDiR?
10 KASIM (!) 1950 / GECENiN ADI ÜSTELiK / ACIKCA / Ki /SÖYLEMi DENMEK iSTENiYOR / haa! / iKiSiDE DEVRiMCi / iKiSiDE RAKICI / RAKI ZATEN HARAM / MUNDAR /BUNLAR DiNE mi KARSI / SONLARINI DA RAKIDAN BULDULAR / TESADÜF mü? / iLAHi ADALET mi /TECELLi mi/ YANINDA BiRAZ KIRIK LEBLEBi / BiRAZ CuKuR / BiRAZ SiROZ / PiRELER VE FiLLER / ve ÖZELLiKLE DEVELER / Ki / NEREDEN GELDiKLERi MALUM / KOLAY DEGiLDiR iLAHi KAVRAMLARI ACIKLAMAK / Ki /GARiBiN! /KARSI CIKTIGI / AKARSU / DÜSEN UCAKTAN SAG CIKAR / ve FAKAT iPE TAKILIR / Ki / O DA COK HÜZÜNLÜ BiR HiKAYEDiR...
SiLSiLE Mi - TEKERRÜR MÜ EDER TARiH / AKARSU iNAT iLE TERS YÖNE AKMAK iSTER / GARiB; DOGRU VE KARSI YÖNDE ESEN BiR RÜZGAR Ki / /TÖKEZLETiLiR / AKARSU iSE DENiZE KAVUSAMAZ / Ki /SONU BASTAN BELLi...DiR / iP iLE BULUSUR / O iP / Ki / KiNCi.dir / Ki / TARiH BOYUNCA BU BÖYLEDiR / AKAR AKAR / DENiZ iLE; DENiZLER iLE BULUSUR.
HAYDi! SiMDi CUKURU KAZAN BELEDiYEDE TUTANAK MUTANAK PESiNE / EVVEL ZAMAN iCiNDE / ATI (!) ALAN / TEDBiLi KIYAFETE DAHi GEREK DUYMAZ CESARETTE / AMPUL / Ki / Bu BAGLAMDA / KARANLATIR AYDINLIGI / ÜSKÜDARA (!) CIKIP EZAN OKUMAK DERDiNDE / Ki / EZAN MiNAREDEN OKUNUR / Ki / CALAN KILIFINI HAZIRLAMISTIR / ee COK DAHA ÖNCESiNDEN TABii / Ki.
ya ANNEM BASÖRTÜ BAGLARDI BASINA / RÜZGARLI HAVALARDA / BU TÜRBANI DA KiMLER BULUP GETiRDi / SOKTU ORALARA KADAR? / FIRTINA MI VAR? / Ki / PROTOKOLLERDE.
GARiP ÜZERiNE SÖYLENECEK O KADAR COK SEY VAR / Ki... / SAGIRDAN BASLAMAYI DENEYELiM BAKALIM / Ki /KONUYU ANLATABiLMEK iCiN BiRAZ KARISTIRALIM / SAGIR PEK iYi DUYMAZ AMA ZEKiDiR / iSiNE GELMEYENi DUYMAMAZLIKTAN GELMEYi COK iYi BECERiR / Ki LOZANDA DA ÖYLEDiR / ATANIN MERDiVENLERiNi CIKARLAR; BABA iLE EN ÖNDE / SORAR BABAYA / KAC BASAMAK CIKTIK SiMDi BiZ? / YANITLAYAMAZ HALiYLE BABA / SAYMAYI DÜSÜNMEYi GEREKSiZ BULDUGUNDAN OLSA GEREK / SASIRIR / SÖYLER BASAMAK SAYISINI SAGIR VE DERKi: BEN ATANIN HUZURUNA HER CIKISIMDA SAYARIM BU BASAMAKLARI / BABA ANI OLARAK ANLATIR DAHA SONRALARI / HALA HATIRLAR MI BABA KAC BASAMAK CIKILIR ORADA... / ASLA UNUTMAZ / NE DÜN DÜNDE KALIR /VE DE ÖPÜSTÜK TABii BASKA NE YAPISACAKTIK DER / KARAOGLAN iCiN / Ki /KABADIR BiRAZCIK KENDiLERi BAZEN /SAYIN KELiMESiNi TÜRKCEMiZE KAZANDIRAN / ORTANIN SOLUNA KARSI / Ki SAGIRIN DA HOSUNA GiTMiSTiR BU ORTANIN SOLU DEYiMi / Ki / BUNU DA KARAOGLAN DiLiMiZE KAZANDIRMISTIR.
ÜCGEN SÖZCÜGÜNÜ TÜRKCEMIZE KAZANDIRAN iSE / ATAMIZDIR.
KONUYU DAGITMADAN ÖNCE TOPARLAMAK GEREK / EN AZ SAGIR KADAR ZEKiDiR GARiP / SAGIRIN BASAMAKLARI SAYDIGI GiBi / TUTAR EViNiN YOLUNU / Ki / iYi BiLiR SIKI TAKiP EDiLDiGiNi KENDiSi DE / O ZAMANIN POLiSLERi... NCE / BiZDE BiLiRiZ / TAKiP EDENLERDE BiLiR / Ki / HANGi ALISILMIS CiZGiLERE BASARAK EViNE DÖNDÜGÜNÜ / Ki /CuKuRu NEREYE KAZACAKLARINI TAM OLARAK TESPiT EDEBiLSiNLER / Di Mi? / SAiRiN DALGINLIGI VAR iSE EGER / SEBEBi RAKI DEGiL / AKLINDAKi SÖZCÜKLER VE DiZELERDiR / Ki / DUDAKLARINDA EN KÖTÜ iHTiMALLE ONUNCU YIL MARSI / YiNE HERKES BiLiR BUNA EMiNDiR / MEZE TABAGINA BiLE ÜRKÜTMEDEN YAKLASIR / Ki /TABAK NiRee CuKuR NiRee... / Ki TABAK MiNiCiK BiR CuKuR TASIR iCiNDE.
NE ARARSAN VAR / CuKuRun iCiNDE / RAKI /EZAN /DiL / DEVRiM / CUMHURiYET /YOBAZLIK /SiiR / iRTiCA / SALTANAT / YAPRAK / DÜZYAZI / KILIK KIYAFET / GERiCiLiK / NEFRET / KiN / iNTiKAM / HAZMEDEMEMEZLiK / ENTRiKA / YERLi BiZANS OYUNLARI / TAKKE / TARiKAT / CÜPPE / BiR DiLiM KAVUN VE BiR DiLiM BEYAZ PEYNiR / ROKAYI DA ES GECMEK OLMAZ Ki /... / ee EKLE DAHA / SAY SAYABiLDiGiN KADAR / SAY SAY BiTMEZ / SATIRLAR YETMEZ / ARAPCA ATILIYOR BASKENTTE / ASIL SARHOS OLAN / DiN ELDEN GiDiYOR NARALARI / KÜREKLER KAZARKEN TOPRAGI / MEDENiYETE KARSI / KÜREKLER / Ki /COK DAHA ÖNCELERi KILICTAN GECiRiLEN ve EZANIN TÜRKCE SÖZLÜK ANLAMINI BiLMEYEN / Ki / ZATEN ÖGRENMEKDE iSTEMEYEN /Ki / iSLAM; YOBAZLIK DEGiLDiR.
RAKI BELADIR BAZEN GERCEKTEN BASA / Ki / TATLI BiR BELA / SiSEDE DURDUGU GiBi DURMAZ / iCiNDE BALIK DA OLUNAMAZ / TUTAR ÖLDÜRÜR /AMA BÖYLE BiR GECEDE DE DEGiL / Ki / UZUN VADEDE / SÖYLE / Ki / GiZLi BiR PSiKOLOGTUR KENDiSi AYNI ZAMANDA / ATAMIZ / KENDi COCUKLARI GiBi SEVDiGi 15-16 YASINDAKi COCUKLARIMIZDA DAHiL / YÜZBiNLERCE MEHMETCiGE SiZE ÖLMEYi EMREDiYORUM DEMEK ZORUNDA KALANDIR / Ki / ÖMRÜ / SAVASLAR; TOP TÜFEK GÜRÜLTÜSÜ; BARUT KOKUSU VE KAN / iCiNDE GECMiS BIR ÖMÜR / Ki TARiH YAZAR YAZAR BiTMEZ / YEDi DÜVEL DÜSMANA KARSI / KARANLIGA VE YOBAZA KARSI MÜCADELESiDE CABASI / KiTAP OKUR BASKA CARE YOK GECELERi / CESET KOKULARI iCiNDE /CADIRINDA / MUM-GAZ LAMBASI ISIGINDA / CESETLER CADIRIN CEVRESiNDE / Ki / SEHiTLERiMiZiN CESETLERi / HANGi iNSAN BASKA TÜRLÜ BASEDEBiLiR / Ki / iLGiNCTiR / DAHi OLANLAR DA KÜCÜCÜK BiR iNSAN YÜREGi TASIR / BiLiNC ALTINA GÖMMEK ZORUNDA KALDIKLARI iLE BiRLiKTE / Ki / ve ÖMÜR BOYU YALNIZ VE TEK ADAMDIR / ONU DA ERKEN KAYBETMEDiK Mi? / BiR TRAFiK KAZASI SONUCU SOK GECiRENLER / KEDiSiNi KAYBEDENLER / SEVGiLiSi TERKEDENLER / SiGARAYI BIRAKMAK iSTEYENLER PSiKOLOGA GiTMEK iHTIYACI HiSSETMiYORLAR MI BUGÜN.
TAM OLARAK KAC ON YÜZ BiN(!) ÖLÜ BEDENi? GÖMMEK ZORUNDA KALMISTI ACABA ATAMIZ / MECBURi RAKI YUDUMLARI iLE / BiLiNC ALTINA / Ki / KADEHi TUTAN O iNCE ve KÜCÜK NAZiK ELLERiNiN YARDIMI iLE / KENDiSiNiN DE BiR iNSAN OLDUGUNU FARKEDiP / SÖZ KONUSU ACILARI iLE BASA CIKABiLMESi iCiN PROFOSYENEL BiR YARDIM SUNMAYI AKIL EDEBiLSELER / CEVRESiNDEKiLER / ee YANINDA BiRAZCIK DA CESARET GEREKiR PEK TABii /CEVRESiNDEKiLER / Ki / KENDi DERDiNDEKi LATiFELERDiR BiR KISMI / VE DAHADA COK iCiRTiRLER ADAMI (!)
UZUN LAFIN TELGRAFI / NE SiROZU? / ALOO! ! ! SESiM GELiYOR MU? NE SiROZU?
15 YIL DAHA YASARDI EN AZ
Ki / CiLDiNDE KIZARIKLIKLAR VE KASINMALAR BASLADIGINDA / KARINCA TESPiTi iLE KÖSKÜ iLACLADIKLARI CEVRESiNDEKiLERiN AYMAZLIKLARI / Ki / BUNDAN HiC BAHSETMEMEK COK DAHA iYi OLUR SANIRIM.
Ki / TOPLA; ON BES YIL 10 KASIM 1938 in ÜZERiNE / KAC MI EDER? 10 KASIM 1950 ler... / neler neler / COK FARKLI OLMAZDI / Ki / BU KesiN.
haa BiRDE DE SU BiLiNE / Ki / BEL /Ki /DE GARiBiN SEVGi VE AYDINLIK DOLU YÜREGiNDEN KAGIDA DÖ-KÜ-LE-ME-YEN -LERi (!) SiiRLERiNi; OKUYOR OLABiLiRDiK... SiMDi! / SiiRLER / Ki / ARZU EDERSENiZ TÜM DÜNYA DiLLERiNDEN CEViRiLERi SUNULU... /SiMDi EVET TAM SU ANDA / NE CukuRu NE DERiNLiGiNi / NE DE BU ZIRVALAMALARI (!) / OKUMUYOR OLABiLiRDiK.
Özdemir İNCE / Hürriyet / 9 Haziran 2006
Türkçe ibadet nasıl kabul edildi?
ARALIK 1931- Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle dokuz ünlü hafız, Dolmabahçe Sarayı'nda ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başladı.
10 Ocak 1932- Türkçe ezan için konservatuvar üyesi İhsan Bey'in yaptığı bestenin kısa zamanda öğretilemeyeceği anlaşıldığından, geçici olarak ezanın asli şekliyle okunmasına izin verildi.
22 Ocak 1932- Kuran'ın Türkçe tercümesi ilk kez İstanbul'da Yerebatan Camii'nde Hafız Yaşar (Okur) tarafından okundu.
29 Ocak 1932- Sultanahmet Camii'nde sekiz hafız tarafından Türkçe Kuran okundu.
30 Ocak 1932- İlk Türkçe ezan Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii'nde okundu.
3 Şubat 1932- Kadir Gecesi'nde Ayasofya Camii'nde halkın büyük ilgisiyle Türkçe Kuran, tekbir ve kamet okundu.
5 Şubat 1932- İstanbul Süleymaniye Camii'nde ilk Türkçe hutbe okundu.
18 Temmuz 1932- Diyanet İşleri Riyaseti, ezanın Türkçe okunmasına karar verdi.
26 Eylül 1932- Yurdun her yerindeki Evkaf Müdürlüklerine Türkçe ezan metni gönderildi.
1 Şubat 1933- Bursa'da gösteri yapan gericilere Mustafa Kemal şu yanıtı verdi: 'Konunun aslı esasında 'din' değil 'dil'dir. Kesin olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında hákim ve esas kalacaktır.'
4 Şubat 1933- Müftülüklere ezanı Türkçe okumalarını, buna uymayanların 'kati ve şedid bir şekilde' cezalandırılacaklarını bildiren bir tamim gönderildi.
* * *
16 Haziran 1950- Ezanın Arapça okunması yasağı kaldırıldı.
* * *
Orhan Veli'nin, 'Şairin Dehası'nı kanıtlayan bir başka yazısı daha var. O da kendi yayınladığı Yaprak (15 Haziran 1950) dergisinde yer aldı:
Ezan Hürriyeti
'Ezan konusu üzerinde başbakanın görüşünü savunanlar dediler ki: 'Gerçekten laik, gerçekten demokrat bir memlekette ibadet kanunla bağlanamaz.' Bir bakıma doğru, ama kazın ayağı büsbütün de öyle değil. Gerçekten demokrat bir memlekette kanunla bağlanamayacak daha birçok şey vardır. Bunların başında fikir hürriyeti, söz hürriyeti, vicdan hürriyeti gelir. Memleketimizde bunların hepsi kanunlarla, hatta kanunsuzluklarla bağlı dururken işe ezan hürriyetinden başlamak bize biraz da leğen örtüsünden başlamak gibi göründü.
Mademki Demokratız
Gerçekten demokrat bir memlekette ibadet kanunla bağlanmaz. Ancak biz düpedüz demokrat bir memleket değiliz. Biz devrim içinde olan bir memleketiz. Bu yüzden de birçok şeyi kanuna bağlamışız. Başka memleketlerde sadece bir örf işi, bir gelenek işi olan kıyafeti bizim memleketimizde kanun tespit etmiş. Başka memleketlerin kanları ile kurdukları demokrasiyi bile biz kanunla yaratmışız. Bu kanunlardan, devrimimize zarar verecek olanlar bir yana, birçoğuna dokunmasak herhalde iyi ederiz.
Çünkü ezan hakkındaki kanunu kaldırdıktan sonra kıyafet kanununu, yazı kanununu falan da kaldırmamak için sebep yok. Öyle ya, madem ki demokrat bir memleketteyiz, isteyen fes giyer, isteyen sarık sarar, isteyen tahsilini Arap harfleriyle yapar, isteyen tekke açar, isteyen büyücüye gider, isteyen muska yazar.'
* * *
Orhan Veli'nin yazısı bitmedi. Yarın devam edecek.
Özdemir İNCE / Hürriyet / 10 Haziran 2006
Şairin benzersiz dehası
ORHAN Veli Kanık 13 Nisan 1914 tarihinde İstanbul'da doğdu ve 14 Kasım 1950'de İstanbul'da öldü.
Şimdi, Orhan Veli'nin yazısını okumayı bitirelim:
ASIL MAKSAT İNSAN AVLAMAK
Anlayış
'Her anlayışla birlikte suç anlayışı da çağdan çağa ne kadar değişiyor! Daha dün Arapça ezan okudular diye yurttaş yakalandı, mahkemeye gönderildi, hapishanelere sokuldu. Bugün bir hükümet reisi Meclis kürsüsünde Arapça ezanın müdafaasına girişiyor. Sesi güzel olsa kalkıp kendisi okuyacak.
Orası mühim değil, ne olursa arada yananlara oluyor. Çağın bu kadar çabuk değişeceğini bilseydi Kubilay kafasını verir miydi? Günün birinde işlerin bu hali alacağını bilseydi Şeyh Sait o kadar acele eder miydi?
Bir Bilsek
Ezanın Türkçe okunması milliyetçi bir görüşün ifadesiydi. Milliyetçiliğin baş tacı edildiği o günlerde ezanın Arapça okunmasını istemek gibi antinastionaliste bir düşünceye sahip olmak suç sayılırdı. Bugün tersi oldu.
Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Ama bugün kötü sayılan fikirlerden hangilerinin baş tacı edileceğini bir bilsek de onlara dil uzatmasak bari.
Asıl Sebep
İlgililer, ezanın tekrar Arapçalaştırılmasına sebep olarak şunu gösteriyorlar: Cami içinde ibadet Türkçe olmadığı için dışında da Türkçe olmamalıymış. İnandınız mı bu sebebe? İnanın, inanmayın; ama bir düşünün; bütün din edebiyatımız Türkçe; naatlar, münacaatlar, ilahiler, nefesler Türkçe, Mevlut Türkçe. Gelelim ibadet faslına; ezan Türkçe, dualar Türkçe, vaiz Türkçe. Ne kaldı geri yanda; bir namaz sureleri mi? Niyet, ibadette gerçekten bir dil birliği kurmak olsaydı herhalde sayısı üçü beşi geçmeyen o sureleri Türkçeleştirmek daha kolay olurdu. Böylelikle de ileriye doğru bir adım atılırdı. Ama biliyoruz, maksat ileri bir iş görmek değil. Maksat, seçimlerden önce bir avuç geri kafalı insanı avlamak için verilmiş bir sözü yerine getirmek.' (Orhan Veli, Şairin İşi, YKY, S.273-275)
BİR YOLUN ÇUKURUNDA SON
Orhan Veli bu yazıyı Yaprak Dergisi'nin 15 Haziran 1950 tarihli son sayısında yayınladı. Dergi 1 Ocak 1949'dan itibaren on beş günde bir Ankara'da yayınlanıyordu. Ancak parasal nedenlerle dergi yayımlanamaz olunca Orhan Veli Ankara'dan ayrılıp İstanbul'a döndü. Ve 14 Kasım 1950 günü İstanbul'da öldü.
Öldü ama nasıl öldü?
Cesedi bir yol çukurunda bulundu. Çoğu geceler içip sarhoş olan şairin gene böyle bir gece çukura düşüp öldüğü söylendi.
Söylendi ama şairi yakından tanıyanların bu ölüme kuşkuyla baktıklarını da anımsıyorum.
Orhan Veli dergiyi çıkartacak parayı bulamaz değildi, bulurdu. Ama niçin dergiyi çıkarmaktan vazgeçti? Derginin yayıncısı ve başyazarı olarak, 15 Haziran 1950 sayısında yazdıkları bir vasiyet gibidir. (Kimileri Orhan Veli'nin derginin 15 Haziran sayısında 16 Haziran'da olacak bir olaydan söz etmesine şaşıyorlar. Yoksul edebiyat dergileri böyledir, 15 Haziran sayısı 27 Haziran'da yayınlanabilir.)
Orhan Veli'nin aktardığım iki yazısı, bir dáhi şairin tarihi ve gerçekleri nasıl kavradığını gösteriyor. Orhan Veli 15 Haziran 1950'den 15 Haziran 2006'yı işaret ediyordu.
Biz ne yapsak duyarız mısralarda, göz yaşı olmazki dünyamızda ellerimiz kupkuru. Yanlız gerçekten kelimeler yetersiz kalıyor, bu derde düşünce anlıyor insan. Bir yer var biliyorum, dünyayı görüyoruz ordan saydam, şeffaf, işte o camdan evde herşeyi söylüyoruz ve anlatıyoruz. H.K.
Bu şiir ile ilgili 420 tane yorum bulunmakta