Anlatamadın Şiiri - Bülent Arkan

Bülent Arkan
577

ŞİİR


71

TAKİPÇİ

Anlatamadın

Düşünmek midir suçum diye düşündüm
Galiba yeni bir suç daha işledim

Kapadım gözlerimi
Tıkadım kulaklarımı
İnim inim inledim
Kendimi dinledim
Ne yapsam bilemedim
Düşünmeden edemedim

Aklımda yer tutmuş besbelli
Göz görmüş
Kulak duymuş
Beyin kaydetmiş
Silinmiyor ki netameli

Herkeste var delikli tokmak
Bir ben miyim ki ahmak
Hedefim huzur bulmak
En uygunu aramak
Görmek istediğimi görmek
Duymak istediğimi duymak
İşine gelene kucak açmak
İşine gelmeyenden kaçmak
vs. vs. İstedim

Denedim, edemedim
Kalemi kırdım dilim susmadı
Dilim sussa kalem takmadı
Beyin düşünmekten bıkmadı

Bir karar verdim
Otluğun biletini kestim
Trene atıp gönderdim
Elime klavyeyi aldım
Parmağa geçti nazım
Yüzeysel görmezsem dibini kazdım
Gece gündüz demedim
Her konuda yazdım
Bazen methiye dizdim
Bazen de kızdım

Perdeyi araladım
Dışarıya baktım
Çevreyi sorguladım
Hiç bir fark bulamadım
Galiba boşa çabaladım

Tekrar tekrar düşündüm
Yeni suçlar işledim
Suçlarımdan beslendim
Demeden edemedim

Hasta yüreğime dedim ki
Sen anladın yüreğim
Fakat anlatamadın...

Ocak 2017.. Bülent ARKAN

Bülent Arkan
Kayıt Tarihi : 15.1.2017 13:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mine Kul
    Mine Kul


    Yazmanın en güzel terapi olduğu söylenir, insanın kendi kendine konuşması ihtişarede bulunması gayet doğaldır, bütün anlatılamayanlar adına yazın siz,emeğinize sağlık kutlarım saygılar...

    Cevap Yaz
  • Gül Başpınar
    Gül Başpınar

    Görüldüğü üzere, bir “Osmanlı İmparatorluğu”, nüktedanlığıyla ve ince zekâsıyla ünlü “Fuad Paşa” aşığı olarak, Sevgili Kardeşime yine bir hikâye daha anlatmaya geldim…

    Osmanlı sarayında “bîzebân” da denilen sağır-dilsiz görevliler bulunurmuş.

    Bunlar devlet işlerinin görüşülmesi esnasında hizmet eder, evrak getirip götürürlermiş. Sağır-dilsiz oldukları için devlet sırlarının işitilmesi ve yayılması tehlikesi ortadan kalkarmış böylece.

    Ve bu insanların anlaşmak için kendilerine mahsus işaretleri ve el hareketleri varmış ki, buna da 'dilsiz dili' denilirmiş.

    Zamanla, bütün saray halkı da öğrenmiş bu dili. İnsanlık tarihinin yetiştirdiği bu “Eşsiz ve Emsalsiz Sultanların” huzurunda konuşabilmek ayıp ve cesaret işi sayıldığından saray görevlileri de bu dille anlaşır, hatta saray dışında da kullanır olmuşlar ve gel zaman git zaman bu dilsiz dili sarayda moda olmuş.

    Bu “bîzebân” görevliler Tanzimat'ın ilânından sonra “kurulan meclislerde” ve “Heyet-i Vükelâ” denilen “bakanlar kurulunda” da kullanılmış. Devlet adamları da bunlarla anlaşabilmek için dillerini öğrenmek zorunda kalmışlar.
    Bilir misin sevgili Bülent; bu “bîzebân”lar son derece hassas ve zeki kimselermiş. Hele hâfızaları çok güçlüymüş. Şâhit oldukları tarihî olayları hiç unutmaz en ince ayrıntısına kadar hatırlar ve anlatabilirlermiş. Çok güzel bir özellikleri daha varmış “bîzebân”ların. Tarihi şahsiyetleri kendilerine mahsus hareketleriyle karikatürize edebilirlermiş.

    Mesela, sağ ellerini parmakları açık tuğ gibi başlarına götürdüklerinde Sultanı, ellerini yumruk yapıp başparmaklarını 'birinci' der gibi dimdik yukarı kaldırdıklarında da sadrâzamı kastettikleri anlaşılırmış.

    Ve günümüzde bile; bazı önemli toplantılarda da bu “sağır-dilsiz” görevliler hizmet verdiğini biliyor musun?




    Bak, sen bir “Anlatamadın” dedin de, ben sana neler neler anlattım…

    Ben niye anlattım?
    Sen ne anladın?
    Buna gerek vardı bilmiyorum, ama anlattım işte…
    Yazım ve cümle hatalarım olmuşsa, affola…

    Çok çok! Ama çok güzeldi…

    Her daim dileğim ve duamdır, Sevgili Bülent Kardeşim için…
    Yolunun da, bahtının da açık olması…

    Yürek dolusu tebriklerimi bırakıyor ve şiiri alarak gidiyorum…

    Nicelerine inşaAllah…

    Sevgilerimle…

    Cevap Yaz
  • Mahmut Mücahit Özdemir
    Mahmut Mücahit Özdemir

    Herkeste var yedi delikli tokmak
    Bir benmiyim ki ahmak
    Hedefim huzur bulmak
    En uygunu aramak
    Görmek istediğimi görmek
    Duymak istediğimi duymak
    İşine gelene kucak açmak
    İşine gelmeyenden kaçmak....//
    Benim naçizane düşünceme göre şairin anlatmak istediği;şu yalan dünyada bir eli yağda bir eli balda yaşayanlar gibi ben de bu hayatın adamı olamammı.?sorusunu kendi kendine sorup,kimin kayığına binersem onun küreğini çeksem de, şu hayat gemimi sorunsuz,sualsiz yüzdersem gibi çaresiz düşüncelerle çırpınışını,
    Denedim
    Yine edemedim
    Kalemi kırdım dilim susmadı
    Dilimi susturdum kalem takmadı
    Beyin düşünmeye devam dedi bıkmadı ...Olmaz tabiki,karekteri oturmuş,düzgün kişilikli vicdan ve irfan sahibi bir kişinin yapacağı tıpkı değerli şairim gibi;bu hayatın adamı olmak yerine yanlışların üstüne kararlılıkla gitmek,gördüklerini vicdanına danışarak dile getirmek,muhtaca el uzatıp,olanı olmayanlarla paylaşmak..
    Ne yazıkki hepimiz gibi şairimiz de karamsarlık içinde,ne kadar çırpınsakta boş diyor.' Hep aynı tas,hep aynı hamam ' diyor..

    Duygunun tavan yaptığı son derece anlamlı,düşündüren bir şiirdi okuduğum..Değerli şairimi yürekten kutluyor,selam ve saygılarımı iletiyorum..

    Cevap Yaz
  • Serap Irkörücü
    Serap Irkörücü


    Duymak ve hissetmek, söylemekten daha kapsamlı, her duygu ve düşüncenin sözcüğü yok ne yazık ki.... Belki de 'iyi ki' demek gerekir... Karşılıklı iletişimlerde bu açığı beden dili çok güzel kapatır...

    Ama yine de sözcüklerle anlatılması gereken yerlerdeki bu eksiklik, sanatçı duyarlığına sahip yürekleri rahatsız eder, üzer...

    Bu sorgulamaların yapıldığı ve düşünce ağırlığı ile dikkati çeken şiirinizi ve sizi kutlarım Bülent Bey.......... Saygılarımla......

    Cevap Yaz
  • Nermin Seyratlı
    Nermin Seyratlı

    Sanatçı yürekler isteseler de susamaz, isteseler de vurdumduymaz insanlar gibi olamazlar. Bedenin bütün uzuvları dursa, düşünce susmazmış. Bilim öyle söylüyor. O nedenle, düşünceye zincir vurulamaz.


    Şiir uzun ama su gibi okudum. Oldukça akıcı ve sanki işlediği konuya uygun bir biçimde düşünce hızında gidiyor.


    Edebiyat tarihinde vardır bu tarz şiirler. Yağmuru anlatan bir şiir, yağmur damlalarını ve akışını verecek biçimde mısralara dizilmiştir. Sizin şiirinize de düşünce hızı yansımış. Bu yönüyle de özel geldi bana. Çok beğendim. Kutlarım kaleminizi, yüreğinizi Bülent Arkan Bey. Selam ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
    Bülent Arkan

    Çok teşekkür ediyorum.

TÜM YORUMLAR (9)

Bülent Arkan