Anlat deme bana
Anlatmakla geçer mi karabulutlar
Dökmeden sularını
Islatmadan bedeni diner mi sanırsın
Hüznün yağmuru yağmadan üzerime.
Islandım,ayazın da kaldım üşüdüm
Hep kendim yaşadım hep kendim ağladım
Yağmurlara karıştırdım göz yaşlarımı
Feryadımı şimşeklere saldım
Yer yüzüne haykırdım da yine çare bulamadım
Hani
Anlatmakla geçse acılarım
Anlatırdım çekinmeden
Güneş doğmayan sabahları, gündüzleri
Yıldız doğmayan zifiri karanlık geceleri
Hiçliğin
Yalnızlıkları boğarken boğazımı
Çile çekmekmiş göndüm alın yazımı
Büktüm boynumu zincire vurulmuş esaretime
Yaşam denen denklemde çözümsüz kaldım
Hadi anlat de bana istersen
Yüreğin dayanırsa acının destanına
Kitap yazayım uğruna istersen sevgisizliğin
Ya da anlaşılmamanın ne olduğunu anlatayım sana
Ya da vaz geç dostum seninde moralini bozmayayım.
Anlat deme bana
Alıştım artık ben mat renklerde ölüm sarısına
Ömür tezgahın da gerildi de ruhumla bir bedenim
Bir kez gül deseni çizemedi kalemim
Bil ki ben hep tek rengim kaderim Siyah
Kasveti boğarken iklimin
Hep eğreti dallara tutundum bilemedim
Düşme korkusu nedir bilir misin derinliklere
Bir nefes elde var olan emanet bedende
Can kuşuna kıyıp ta ölmeyi bilir misin
Ölmeyi nasıl anlatayım dost sana.
Kayıt Tarihi : 30.4.2008 21:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hep eğreti dallara tutundum bilemedim
Düşme korkusu nedir bilir misin derinliklere
Hüzünler, belki de hayatımızda daha fazla yer tuttukları içindir ki iç içe yaşıyoruz. Hem şikayet ediyor hem de gözyaşımızla besliyoruz derin hüzün sarsılmalarını.
Yüreğinizden hüzünler yel olup gitsin dost.
Tebrikler, selamlar.
müzehher
TÜM YORUMLAR (7)