İlk günbatımının hemen ardından söylediklerimiz, bir
yüzyıl sonra da geçerli olabilirdi ve biz, güneşe
boğulmuş bir ilkyaz sabahının ilk saatlerinde, en çalışkan
çiftçilerle yarışarak, zamanı değirmenlerimize çuvallar
dolusu taşıyabilirdik. Bunları düşleyemiyorsak eğer,
anlat bana, nedir aşk?
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
.
...
.....
kimi duygular vardır,
aşkımtırak ve dünya metası,
gelir, geçer, yaşanır, tükenir ve biter,
tek tük aşklar da vardır ki,
varı yoğu baştan ayağa hasret,
ve ışıltılı ilham,
ve efsunlarla gelen muhabbettir…,
bütün berheva olacakların üzerinden
aşkın olan ve ebediyete kavuşacak aşklar
bunlardır; selam olsun sana ey ölümsüz
ve asrî aşk…,
.....
...
.
Aşk doğanın görkemli düzenini alt üst edebilecek, insan yaşamında ve ruhunda onulmaz yaralar açabilecek ve hatta ahlaksal bütün ilkeleri bir anda yerle bir edecek bir saltanata sahiptir.." der Seneca..
Zizek ise ,
"Gerçek aşk, kalıcı bir güzelliği sıradan bir kişide görmektir.." der.
A.Phillips de ,
"Aşk söz konusu olduğunda bilgi işe yaramaz; aşkta ortaya çıkan, insanın arzuladığı ama neyi arzuladığı hakkında hiçbir fikrinin olmadığıdır.." der
"Kişi aşka kendini kandırarak başlar, diğerlerini kandırarak sonlandırır.."
der Dorian Gray'in Portresi'nde Oscar Wilde
"Aşk iki sevgiliyi birbirlerine değil, kendi kendilerine çırılçıplak gösterme gücüne sahiptir.." Pavese
Pavese' nin söylemine göre soruyorum ,
o halde aşk bize neyi gösterir :
- kim olduğumuzu mu ?
- kim olmadığımızı mı ?
çünkü aşk bir beyin tutulmasıdır , idrak kaybıdır ..
Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu.İki satır konuşabileceğimiz,gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız.Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz,etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları.Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız,kalplerini kendimize pusula bellediğimiz,hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar.Şu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediğimiz yol ehli.Kalbini dosta açan,mucizelere de açar.
.
Sen bir insan arıyorsun.Yüreğin sızısını ve varoluşun ürpertisini yüklenecek bir arkadaş.Ruhun uçurumdan aşağı birlikte kendini boşluğa bırakacak bir yaren.Istırap meyhanesinde kalp tokuşturacak bir sarhoş.Aynı hamurdan aynı çamurdan yoğrulduğun parçanı arıyorsun.
.
Kemal Sayar
Evet Onur hanım, aşk ve sevda konusunda dedikleriniz, dince, tıp ilmince, fıtrat kanunlarına göre, akla ve mantığa göre hatalıdır ve de yanlıştır. Nedenini merak ediyorsanız, lütfen yukarıdaki bu konudaki yorum ve izahatlarıma bir atf-ı nazar edin.
Hayırlı günler.
"Aşk", "Işk" kökünden türetilen bir tabir olup, mana olarak da, sevenin sevdiği kişiyi - tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan fedakar ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir.
Bir başka manasıyla da "aşk", sevmekte ve sevilmekte, kanun kural ve de hiç bir yasal ve İlahi kıstas tanımadan muhatabına illet derecesinde ilgi duymaktır ki, bu tarz sevgiler, aklen, tıbben, fıtraten ve dinen yanlış olan bir tarzdır.
(Batıl dinlerin tapınakları hariç), vakti geldiğinde ibadethanelerde vakit geçirmek Allah'ın emri ve peygamberlerin de sünnetidir Ahmed bey. Bu tapınaklarda ibadet edenlerin geleceğinin olmadığını iddia etmek ve onlara ilahi müjdelerin söz konusu olmadığını söylemek, tarih boyunca Allah-c.c- tarafından gönderilen 124000 hak peygamberi ve onlara gönderilen kutsal kitapları ve de suhufları inkar etmek demektir ki, bunun akılla, idrakle, imanla ve tarihle bağdaşır bir tarafı yoktur. Gerisini bırakın. sadece Son hak kitap olan Kur'ana bakın bakalım, gerçekten de iman ve ibadet ehlinin gelecekleri var mıymış, yok muymuş?
İslam'da "Günah çıkartmak" yoktur ama yapılan hata ve günahlar için Allah'a tövbe ve ondan af dilemek vardır. Hem geleceği olmayan tapınaklardan bahsediyorsunuz hem de, batıl bir din haline geldiği için geleceği gerçekten de olmayan, Hristiyanlıktaki batıl ritüelleri uygulamaktan bahsediyorsunuz. Bu daha önceki sözlerinizle tezat teşkil etmiyor mu?
en çokta benim anlamam lazım ,,,,
Sabahın ilk dalgaları bizi kumsalda bulmayabilirdi
yorum yok
tebrikler
AŞK BİZCE
Yarıp akıp giden sonsuz zamanı
Bölüşmekti bir süreci sessizce
Karıp ruhu mutluluğa her anı
Üleşmekti huzur ile aşk bizce
Dokunarak tezgâhında karanın
Dokunarak her tonuna karanın
Dokunarak gönle hazza karanın
İlişmekti kıyısına denizce
Karardı tez verdi kırdı kalemi
Karardı göz zalim aldı kalemi
Karardı tüm renkler canda kal emi
Gülüşmekti tek suçumuz hissizce
O nurlu yol önümüze serildi
Onurlu bir sevda ipe serildi
Onur’lu bir yaşam yere serildi
Bilişmekti hata mıydı bu sizce
Onur BİLGE
Evet Onur hanım, aşk ve sevda konusunda dedikleriniz, dince, tıp ilmince, fıtrat kanunlarına göre, akla ve mantığa göre hatalıdır ve de yanlıştır. Nedenini merak ediyorsanız, lütfen yukarıdaki bu konudaki yorum ve izahatlarıma bir atf-ı nazar edin.
Hayırlı günler.
'Zamanı değirmenlerimize çuvallar dolu taşıyabilirdik.'
Ne güzel söylemiş şair. Aşkı ne derin sorgulamış...
'nedir acı /
nedir aşk /
neye katlanır
seven biri /
budur benim dilimde /
aşkın boy ölçüsü.../...' (Naime Erlaçin)
Bu değerli edebiyat adamını (aynı zamanda çok önemli bir çevirmen, eğitmen ve dergici)saygıyla selamlıyorum.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta