Kahreden sessizlik
Sonu gelmeyen feryatlar
Yıpranmış yarınlar
Tekdüze hayatlar
Anlamsızlığın hikâyeleri
Ve işte açılıyor yeni bir perde
Her oyun aslında bir prova değil midir
Ve her prova aslında bir oyun
Figüranlara yer yok bu oyunda
Herkes başrol oyuncusu
Bir varmış bir yokmuş
Diye başlayan hayatlar
Varlık ve yokluk sınavı veriyorlar
Bu yüzden kapı sokak dileniyorlar
Varlığın yoksul yürekleri
Yüreklerde bir atımlık sevda
Kayıp şehrin yitik insanları
Kronikleşmiş vakalar sonra
Peki bu uçan ruhlar da neyin nesi
Güzelliklerin umuda yansıyan yanları
Tozlu raflarda kitaplaşmış beyinler
Ölümün dizelere gelmez vuruluşu
Şiirin koynunda hayat bulan harfler
Gülistan dikensiz kaldı eyvah
Mezarlarından kalkamaz oldu ölüler
Katilini emziren analar sütten kesildi
Artık yakındır geceyle gündüzün izdivacı
Anlamsızlığın içindeki anlam kırdı zincirini
Ellerinde yıldız bebekler göğeriyor
Denizler çalkalandı birden ve
Hayvanların da söyleyecekleri bir sözü oldu
Bulmacada eksik kalan yerleri kim tamamlar
Gurbetteki sılada neden hala kimse yok
Kaçıncı şiir bu neden hala şiir yok
Ben hiç uçan halı dokumadım oysa
Buyurganlığın midesine oturan ince esaret
Haritası çizilmemiş bir coğrafya
Varlığı kanıtlanmamış isyankâr bir alfabe
Yazgıların adanmışlığına aldanan kurbanlar
Bilmediğim bir tohumu attım toprağa öylesine
Öylesine geçerken günler bekledim ben ölesiye
Tatlanacağım bir meyve mi olacak yoksa
Isınacağım bir odun mu olacak ateşime
Şiir toprağa atılan bir tohumdur
Ya biter toprakta dal dal meyve verir
Ya kalır toprağın altında çürüyüp gider
Şiir şiir olma sınavını verir toprakta
22.09.2005
Kayıt Tarihi : 16.2.2019 21:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!