Gidiyorum...
Adım adım ayrılık,
Islak kaldırımların bile itirazı var,
geceye çöken sessizliğe...
Karanlıkta yürüyen o adam benim,
umulmaz ve onulmaz ne varsa geride bıraktım.
dinle!
damlaların armonisi bu,
yağmur ve adım sesleri...
Evet sonunda geldim.
Çaldığım kapı,
¨belki¨lere inanmayanların uğradıkları bir yer...
Rüyalarım kadar gerçek,
rüyalarım kadar yalan.
Yarınını unutmuşlar için,
yalnızlık çalıyor bu akşam.
Dinle!
Bıktım artık aynı mutluluk oyununu oynamaktan,
aynı dekor,aynı insanlar,aynı replik...
Sence paylaşılan sadece sahnemiydi hayat tiyatrosunda?
Duyumsamakmıydı yoksa?
Yoksa anlamakmıydı ne düşündüğünü?
Sevmekmiydi ölürcesine?
Ya da bir başına oturup ağlamakmıydı yalnızlığın oyununda?
Yoksa,
yoksa ölmekmiydi bir hiç uğruna...
Bence bunların hepsiydi hayat denilen tiyatro...
Şimdiki oyunun adı aşk.
Oyuncular sen ve ben,
Suflörün okumadığı bir replikte,
refleks haline gelir kelimeler ve dökülüverir dudaklarımdan;
¨Seni Seviyorum¨
(19 12 2005)
Görkem İnciKayıt Tarihi : 6.9.2007 18:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!