Anlamaya Çalışma Küçük Aşk…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
Ben, sana aşkımı anlatsam,
Anlayabileceğine dair ciddi kuşkularım var…
Ben, senin;
Bir bütün olarak sende tezahür etmiş güzelliğine duçar olmadım,
Böyle düşünüyorsan eğer, yanlış biliyorsun…
Anlamaya çalışma, seni yorar bebeğim,
Sen; şimdiki sözde gerçek aşklardan,
Veya geçmiş büyük sanılan aşklardan bakarsın,
Ve arar da bir emsal bulamazsın,
Çünkü her aşk kendine münhasırdır küçüğüm...

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
Sonra anlamak adına aşk hikayelerinden bakarsın…
Leyla ile Mecnun’dan, Kerem ile Aslı’dan,
Fuzuli’den, kitaplardan, filmlerden vs …
Yine anlayamazsın.
Çünkü yer/zaman farklılıklarından dolayı bir anlam yükleyemezsin,
Sonra güzel hasletlerinden bir çıkarsama yapmaya çalışırsın,
Güzelliğin ile hasletlerini çarpar, böler ve katlarsın da bir sonuç bulamazsın…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
“ Bende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var “ diyen FUZULİ’nin,
“ Aşık-ı sadık benim, Mecnun’un ancak adı var “ şeklinde iddiasından bakarsın,
Sen bunun gibi aşk mısralarından anlamaya çalışma beni küçüğüm,
Bu şair, mukayese ile aşkını özelden alıp genele göndermiş…
“ Beni candan usandırdı, cefadan yar usanmaz mı “ diye devam etmiş,
Şikayetçi aşık olup, canın üzerinden vuslat sadakası istemiş,
Sonra adına büyük aşıkım demiş,
Komik bebek, hem de çok komik…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
Demem odur ki;
Aşkın bir nedeni ve tanımı olmaz,
Bir tarafı sen gibi durur ama SENDE Kİ, BEN GİBİ AŞK OLMAZ,
Olmazda, yine de anlamak adına tahayyül edersin…
Tamam da bebek;
Herkes aşkı anlasaydı eğer,
İnsanlık aşka dair söylemlerine,
Mışlı geçmiş zamanlarda kalan aşk söylentilerinden esinlenir miydi?

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
Zamansız sevildin, zamansız geldim bebek…
Rivayet olunur ki;
İtirafı zor olsa da, belki sende zamansız sevdin,
Onun içindir ki, kendini yorma …
Ben, sana;
İhtimal o dur ki, “ …Sende Seveceksin…“,
“…Ve ben seni o zaman bekleyeceğim… “ diye aşık olmadım ki,
Ben sana, şimdiki birlikteliğimiz adına olasılıklar üzerinden,
Haa bir de unuttum;
Gelecekteki daim olasılıklar üzerinden AŞIK oldum…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
Neden ve niçin sevdin?
Aşkı anlatmaya dair söyleyeceklerimin bir önemi olabilir mi?
Anlamayacağını bilerek böyle sorma küçük…
Uzun uzun anlatıyorum bak… ama anlamıyorsun…
Sonra cevabı, Kitab-ı aşkta arıyorsun,
Sende herkes gibi bu kitabın sayfalarını karıştırıyorsun…
Anlattıklarımı, karıştırdığın sayfalardan mı anlamaya çalışıyorsun?
Ne oldu?
Bulduğun cevaplar, çok mu kifayetsiz kaldı küçük?

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK…
İşine bak, konunun tarafı olman gerekmiyor,
Ve beni rahat bırak…
Aşkı anlama adına;
Benden olmayan olgular üzerinden,
Benim aşkımı anlamaya ve ifade etmeye “ama”lar üzerinden çalışma küçüğüm …
Eğer, bir gün aşkı anladım dersen;
Sualsiz… Acabasız… Emsalsiz… Koşulsuz….Gurursuz
Teslimiyetçi… İtaatkar… Fedakar…
Ve en önemlisi ONURSUZ gel…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK …
Sana olan aşkım benim onurumdur…
Onun içindir ki;
Seni, sorumsuz olduğun bir gönül olayının tarafı olarak tutmayacağım…
Aşıkların serzenişindeki gibi;
Seni; içimdeki yangınların ve özlemlerin müsebbibi olarak görmeyeceğim,
Seni; vuslatın, firar etmiş aşk şüphelisi gibi görmeyeceğim,
Seni; kurumuş toprağıma, nedensiz gelmeyen bir nehir misali de görmeyeceğim,
Dedim ya, her aşk kendine münhasırdır…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK …
Ve İşine bak bebek…
Benden aşkımı anlatmak adına;
Acıklı aşk şarkılarından, Romantik şiirlerden,
Aşk masallarından ve hikayelerinden,
Örnekler vererek, serenat isteme…
Kitab-ı Aşkı bilmem ben, bu kitaptan kopya çekmesini de,
Bir de, ben zaten hiçbir zaman şair ve yazar olmadım ki…
Sana olan aşkımı, ben bilir ve ben anlatırım,
Hissettiğimce, hissettirdiğimce ve dilim döndüğünce…

Anlamaya çalışma KÜÇÜK AŞK …
Ben sana aşığım,
Anlamanı beklemeden, karşılık beklemeden…
Bir saçının teline dahi dokunamayacağımı bilerek,
Bana gelmeyeceğini bilerek,
Yasaklı bedenlerin vuslatının olanaksızlığını bilerek,
Bunlara rağmen…. Bunlara rağmen…
Bak, Bak, Bak Bebek…
BUNLARA RAĞMEN ONURSUZUM,
VE BEN YİNE DE, YİNE DE SANA AŞIĞIM…