Rızk tarzı söylemler, ortak üreten ve ortak paydayı veren kolektif tutumları unutturdu. Kolektif kavramların işleyişine iyice ket vurmuştu. Rızk kavram kişiler bilincindeki kolektif paylaşımlarla yer değişmişti. Rızk söylemi kolektif üretimle ve kolektif paydayla eşleşmişti.
Kolektif üretme söylemini ve kolektif paylaşma söylemini ortada çektiğinizde; rızk söylemi doğrudan kolektif etkiyle eşleşmişti. Kolektif etki de rızk veren El kavramına atfedilmişti. Çok geçmeden de kolektif oluşu hatırlayan bile olmayacaktı.
Rızk kavramı kolektif eylemli bir kavram değildi. Yani rızk kavramı üssü durumla olan açılımlar veremezdi. Eh böylesi bir unutma karşısında El, rızk söylemiyle yer değişen kolektif etkinin üssü olan her bir açılımları, her bir hikâye ile ahitlerine yedire yedire, sindirte sindirte anlatıyordu. Artık sürece kolektif bilişim değil El söylemli gölgeler dünyası hâkimdi.
Nasıl eylem eşeğindi ama eşek eyleme çü sözü ile geçiyor çüş sözü ile duruyordu ise işte eylem de kolektifindi. Ama kolektifin olan eyleme geçiş rızk gibi gölge söylemlerle harekete geçiyordu. Eylemler, üretim vs. kolektife göre karşılıklı bağıntıyla ortaya konuyordu. Ama kolektif eylem; yeryüzüne dağılma ve rızk arama eylemiyle ortaya konuyordu.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta