Yanmıyor diye tasalandığın,
O sokak lambasını,
Çok ışıtıyor diye,
Bir gece anlık sinirle,
En parlak anında patlattım.
&
Anlam üstüne anlam yüklediğim,
Anlamsız gelen şiirlere,
Bir anlam da sen yükle diye,
Bir çok cümleyi, en kafiye konulacak anda,
Kafiyeyi sen koy diye, ucunu açık bıraktım.
&
Kumaş, ucu ucuna denk geliyor diye,
Tam gelecek birisine hayırladım.
Ucu ucunayı, tam bilirsin diye de,
Bu cümleyi öte cümleyle bağdaştırdım.
Öte cümlenin yanına, birde beylik yakıştırdım.
&
Çok okumakla çok yaşamak arasındaki,
O derin bağ ile firari öyküyü sarp sırta bağladım.
Yazdığım, çocukluk şiirlerimi okumamak için,
En ulaşılmaz dolap gözüne habersiz sakladım.
Bir düzine meseleyi, konuşmayı dilime yasakladım.
&
Sevilmemeyi, kötü alışkanlıklarım arasından çıkarırken,
Açıksözlülüğü, bırakabilmeyi istemek; ağırdı.
Arkamızdan konuşulanları duyan genç bir sağırdı.
İçimizdeki, helikopterle dahi söndürülemeyen bir yangınken;
En zoru, hiçbir şey olmamış gibi yapmak kolay mıydı?
&
Her gecenin sabahı yeni bir umudun filizi bize,
Sence de gerek yok değil mi artık, başka söze?
Muhayyel konuş, yararı var mı yazmanın ikimize?
Yazdıkça genişleyen ufkun, gördükçe daralmaya başladı.
Yoksa, yar mı bizi bizden kıskandı?
Kayıt Tarihi : 12.11.2025 02:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!