anladım
ölümler ömürlere bulaşırken toprak bekler seni
ve yeniden doğar güneş
bir deniz mavisinde gözlerin dalgalı
bütün iklimleri içinde barındırır mezar yerleri
ve ardı arkası bir günah vakti
hesaba çekilir bütün aşklar
sonra başlar yalnızlığın celsesi ...
anladım ki yangın yanmadan
küllün rengi belli olmuyor
kızıla boyuyorsun her yeri
şimdi ruhun derin bir girdabın içinde yoksun
çekip çeviriyor gecede karanlığı yıldızlar
adam ediyor sonra baharı doğa
bütün mahkemelerden beraat etmiş bir adam gibi
her hangi bir aşkta imkansızsın sen
her hangi bir yalnızlıkta ayrılık
geçip gidiyor gökyüzünden bulutlar sonra
sonrası rezil bir pişmanlıktır artık
anladım
yalnızlıktan ayrılık çıktığı zaman aşk kalmıyor
eksiliyorsun her defasında
ve ellerin tutarken ellerimi
ben hicran günlerin özlemine havale ediyorum kendimi
sen deli sağanaklarda yağmur
ne kadar bulut varsa bir o kadar ağlıyorsun
olmadık dertlere deva bir aşkta sen
yoksun
yokluğunda kahrediyorsun herkesi
kahrolsun
geçip gidiyor üzerinden yıldızlarda dilek tutan ne varsa
günahlar sevap makamının büyüsüne aldanmış
ben seni bulurum karşısında huzurun
ve nöbet bekler ay ışığında yakamozlar seni
şimdi bitmiş bir şarkı gibisin
nakaratlarında olmadık bir hülya
aldırmadan bırakıyorsun her şeyi
ve hiç bir şey elde etmemişken aslında ....
anladım adem oğlu dedikleri aşka adanmış
bir varmış bir yokmuş oysa ...
Kayıt Tarihi : 16.6.2017 00:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Taha Türkmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/16/anladim-421.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!