Tuttu ellerimi,
Bahar.
Bakamadım, yüzüne.
Tam anlatacaktım ki,
Es geçtim aşk’ı.
‘’Başaramadım! ’’ diyecekken,
''Tamam! '' dedi.
Anladı.
Gönlüm, kar,
İçim, Borandı.
Ama Bahar, Durmadı.
‘’Ya Kırmızılar açtığında? ’’ dedi.
‘’Açmasalar? ’’ diye sordum.
‘’Açmalılar! ’’ diye kızdı.
‘’Sarılardan sonra, Mutlaka! ’’ Dedi.
‘’Ben geldim! ’’ Çünkü.
‘’Her yıl gelirim, bilirsin.’’ Dedi.
Anladım.
Tipiye inat, açtım gözümü,
Yerde gördüm,
Sarı, ekşi Mimozayı.
Rüzgara yenilmişti,
Ağlıyordu.
Aşk dolu ırmaklara,
Ayrılıklar kurulmuştu.
Ben de ağladım,
Anladım.
Buz ülkesinin,
Uyuyan volkanını düşündüm.
Çok uyumuştu,
Şimdilerde,
Lav’ını, karın içinden denize akıtıyordu.
Kar’ı buhar etmiş,
Duman ve kar denize iniyordu.
Anladım.
‘’Gelecek yıl, yeniden anlat! ’’ dedi, Bahar.
‘’Bir daha! ’’
‘’Kırmızlar açtığında mı? Diye sordum.
‘’O zaman gelebilirim sana! ’’ Dedi.
Mayıs’a Uzatmıştı,
Anladım.
ÖZDENER GÜLERYÜZ
Özdener GüleryüzKayıt Tarihi : 3.4.2010 10:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Vuslat değil, vuslata giden yolmuş aşıkın derdi. Bazen o yol kar, buz Boran da olsa, Uyuyan volkanlar gibi olmalıymış aşık, Maşuk'u için, karın içinden akan, karı eritip buhar eden ama mutlaka akan, yolunu bulan bir volkan.
Yerde gördüm,
Sarı, ekşi Mimozayı.
Rüzgara yenilmişti,
Ağlıyordu.
Aşk dolu ırmaklara,
Ayrılıklar kurulmuştu.
Anladım.
AĞLAMASIN BAHARIN MÜJDECİSİ MİMOZALAR.
ÖZGÜN KALEMİNİZE TEBRİKLERİMLE..
TÜM YORUMLAR (3)