anla…
bu hüznü, geceyi kabusa sunan
bıçak gibi giydim eğnime, yoksun.
her sokak başında çığırtkan, solgun
bir çocuk ağlaması, şimdi sensizlik.
aynaya bakmaktan utanıyorum
aynalar aksimi söylüyor, anla…
anla, neden şimdi sessiz sokaklar,
bu eylül ruhsuz ve dipsiz gece…
güneş ta içime sokulan hançer
ay, bu saatlerin kraliçesi…
kurşun rüyalara döşenen yıldız
sağnak olup yağar başıma anla.
anla, bir kerpeten gibi sensizlik
ve yosun geceler, sonsuz beklenen…
gittin ki.. İşte gittin.. İşte sen gittin
artık varolmanın zehri yaşanan.
şehre isyan etmek, şehre darılmak,
olmuyor düşlerde yürümek sensiz;
gelmek, sana koşmak, olmuyor…
anla darağacı ıslığım gülüşüme
gülüşüm, bir kahvede unutulmuş çığlığım…
Kayıt Tarihi : 29.9.2000 07:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!